On sekizinci asır ülemasından, seçkin hattat ve şâir; babası Ammizâde Mustafa Efendi aslen Kasımpaşalı ve Tersanei Âmire mahzeni kâtiplerinden idi. Ârif Efendi pek küçük bir yaştan itibaren ciddî bir tahsil ve terbiye görmüş ve zamanının sanat ve ilim mahfillerinde daima hürmetle karşılanan bir sima olmuştu. Büyük biyograf Süleyman Sadeddin Efendi ondan bahsederken “melek haslet, fazılı agâh, ârifi billâh, İmadeddini hıttai irfan, mîrilivayi nükteşinâsan” diyor ve şu kıtayı ilâve ediyor: Âlim ü fazıl ü hattat ü fakihi nahvî Fârisi hân ü mezâyâyi sürûde vâkif Şairi fâhir ü münşi ü müverrih yaani Cümleyi beyti maamma gibi hâvi Ârif Mesleğinde Rumeli Kazaskerliğine kadar yükselmiş, (H. 1125) 1715 de vefat edip Eyyubda Hazreti Halidin Halidin türbesi civarına defnedilmiştir. Mehmed Kâni Efendinin: Ârifi billâh didâriyle olsun bezgüzin Ve Seyyid Vehbi’nin: Gidüb Ârif Efendi kaldı ismi dehrde bâki nedilmiştir. Mehmed Kâmi Efendinin: Âsari ilmiyesinden “Menâhicül vüsûl”, uzun zaman medrese tedrisatında en makbul eserlerden sayılmıştır. Kızının oğlu ve kendisinin pek sevgilisi Yahya Efendi isminde bir gence, nakid olarak büyük bir servet, gayet kıymetli bir kütüphane ile antika eşyalardan mürekkep bahâ biçilmez bir koleksiyon bıraktı; Yahya Efendi de vasiyeti mucibince Eyyubda bir m...

On sekizinci asır ülemasından, seçkin hattat ve şâir; babası Ammizâde Mustafa Efendi aslen Kasımpaşalı ve Tersanei Âmire mahzeni kâtiplerinden idi. Ârif Efendi pek küçük bir yaştan itibaren ciddî bir tahsil ve terbiye görmüş ve zamanının sanat ve ilim mahfillerinde daima hürmetle karşılanan bir sima olmuştu. Büyük biyograf Süleyman Sadeddin Efendi ondan bahsederken “melek haslet, fazılı agâh, ârifi billâh, İmadeddini hıttai irfan, mîrilivayi nükteşinâsan” diyor ve şu kıtayı ilâve ediyor: Âlim ü fazıl ü hattat ü fakihi nahvî Fârisi hân ü mezâyâyi sürûde vâkif Şairi fâhir ü münşi ü müverrih yaani Cümleyi beyti maamma gibi hâvi Ârif Mesleğinde Rumeli Kazaskerliğine kadar yükselmiş, (H. 1125) 1715 de vefat edip Eyyubda Hazreti Halidin Halidin türbesi civarına defnedilmiştir. Mehmed Kâni Efendinin: Ârifi billâh didâriyle olsun bezgüzin Ve Seyyid Vehbi’nin: Gidüb Ârif Efendi kaldı ismi dehrde bâki nedilmiştir. Mehmed Kâmi Efendinin: Âsari ilmiyesinden “Menâhicül vüsûl”, uzun zaman medrese tedrisatında en makbul eserlerden sayılmıştır. Kızının oğlu ve kendisinin pek sevgilisi Yahya Efendi isminde bir gence, nakid olarak büyük bir servet, gayet kıymetli bir kütüphane ile antika eşyalardan mürekkep bahâ biçilmez bir koleksiyon bıraktı; Yahya Efendi de vasiyeti mucibince Eyyubda bir medrese yaptırıldı. Mİrzâzâde Sâlim tezkiresinde şiir diline örnek olarak şu beyti naklediyor: Ne lâlezar gerektir ne seyri bağ bana Yeter müşahadei cismi daği dağ bana Bibl. : Mustakimzâde, Tuhfei hattatin; Râşid Târihi, IV; Sâlim, Şuerâ tezkiresi.