Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
ÂRİF BEY (Çarşambalı Hacı)
Geçen asır sonlarının büyük hattatlarından; aşağıdaki satırlar, Eşref Edibin imzası ile İslâm - Türk Ansiklopedisinde intişaf etmiş makaleden alınmıştır:
“Maliye memurlarından idi. Altmış yaşını geçmiş olduğu halde 1310 (1892) de vefat eylemiştir. Eyyub yolu üzerinde Yâvedud kabristanında medfundur. Sülüsden ketebeyi Kazasker Mustafa İzzet Efendiden almıştır. Ta’liki de Saim Efendi ile birlikte İsmail Hakkı Efendiden öğrenirken bırakmış, Melek Mehmetpaşazâde Ali Haydar Beye gitmiştir. Sami Efendi bundan dolayı Çarşambalıyı tenkid ederdi, Ben ölünceye kadar hocamı bırakmadım ve çok da feyz gördüm” derdi.
“Hacı Ârif Bey istifte çok maharet göstermiştir. Bilhassa “Aman ya Hüseyin meded senden” levhasındaki istif, yazının güzelliği kadar, fevkalâdedir. Hele ta’lik mühür istifleri pek meşhurdur. Mühür hâk ettirmek isteyen dostları istifinin tanzimi için evvelâ ona müracaat ederlerdi. Hâkkâk Yümni ve Dânâ Efendilerin Kolleksiyonları onun bu yoldaki maharetini göstermeğe kâfidir.
“Hacı Ârif Beyin en birinci merakı müsennâ (çifte) yazı yazmaktı. Bu yazılar arasında öylelerine tesadüf olunur ki insan hakikaten el ile yazıldığına inanamaz.
“Ârif Beyin şayanı hayret derecede kuvvei hafıza ve temyiziyesi vardı. Meşhur Şefik Bey, onun bu meziyetini her zaman sitayişle yâdedermiş. Her hangi bi...
⇓ Devamını okuyunuz...
Geçen asır sonlarının büyük hattatlarından; aşağıdaki satırlar, Eşref Edibin imzası ile İslâm - Türk Ansiklopedisinde intişaf etmiş makaleden alınmıştır:
“Maliye memurlarından idi. Altmış yaşını geçmiş olduğu halde 1310 (1892) de vefat eylemiştir. Eyyub yolu üzerinde Yâvedud kabristanında medfundur. Sülüsden ketebeyi Kazasker Mustafa İzzet Efendiden almıştır. Ta’liki de Saim Efendi ile birlikte İsmail Hakkı Efendiden öğrenirken bırakmış, Melek Mehmetpaşazâde Ali Haydar Beye gitmiştir. Sami Efendi bundan dolayı Çarşambalıyı tenkid ederdi, Ben ölünceye kadar hocamı bırakmadım ve çok da feyz gördüm” derdi.
“Hacı Ârif Bey istifte çok maharet göstermiştir. Bilhassa “Aman ya Hüseyin meded senden” levhasındaki istif, yazının güzelliği kadar, fevkalâdedir. Hele ta’lik mühür istifleri pek meşhurdur. Mühür hâk ettirmek isteyen dostları istifinin tanzimi için evvelâ ona müracaat ederlerdi. Hâkkâk Yümni ve Dânâ Efendilerin Kolleksiyonları onun bu yoldaki maharetini göstermeğe kâfidir.
“Hacı Ârif Beyin en birinci merakı müsennâ (çifte) yazı yazmaktı. Bu yazılar arasında öylelerine tesadüf olunur ki insan hakikaten el ile yazıldığına inanamaz.
“Ârif Beyin şayanı hayret derecede kuvvei hafıza ve temyiziyesi vardı. Meşhur Şefik Bey, onun bu meziyetini her zaman sitayişle yâdedermiş. Her hangi bir hattatın bir defa gördüğü bir yazısından onun yazıdaki şahsiyet ve hususiyetini sezer, artık diğer bir yazısını imzasız da olsa derhal anlardı. Kendisine imzasız olarak gösterilen yazıların kimler tarafından yazıldığını söylemekteki kudreti hattatlarca meşhurdur.
“Merhumun çok itina ile yazdığı Kur’anı Kerim ile Delâil-ül-hayrat nesihdeki kudretini gösterir. İnsan bunlara bakmakla doyamaz. Mushafı Şerifi bitirmiş olmakla beraber iki cüzüne hareke koymağa, nihayetine de Ketebe atmağa ömürleri vefa etmemiştir. Ta’lik ve celisi de güzeldi. Bu yolda yazılmış çok nefis yazıları vardır. Vefatında tekmil levhalarını Sami Efendi merhum almıştı. Sami Efendiyi çok sever ve onu samimî olarak kendinden yüksek görürdü.
“Merhumun yazıdaki mertebesi bittabi Mustafa İzzet ve arkadaşı Şefik Bey kadar değildi. Şefik Bey derecesine yetişemediğini kendisi de her zaman söylermiş. Bununla beraber bazı yazılarında fevkalâde muvaffakiyet göstermiştir.
“Yazı yazarken pek ziyade itina gösterirdi. Yazılarının bir tarafına ufacık bir halel ârız olsa çok canı sıkılırdı. Elleri titrekti. Fakat yazı yazarken kalemine hâkimdi. Çok mütevazı idi. Lâtifeci ve mahcub tabiatli idi, kendisine biraz fazlaca ihtiram gösterilse mahcubiyetten kızarırdı. Hoş sohbet idi.
“Güzel Sanatlar Akademisi üstadlarından Hacı Nuri Bey diyor ki: “Çarşambalı Hacı Ârif Bey, Râkım tarzında yazardı. Daima onu taklid ederdi. Âsarı pek münteşir değildir. Maliye memurlarından idi. Güzel yazardı. Fakat hattatlığı meslek edinmemişti”.
“Yine Güzel Sanatlar Akademisi üstadlarından İsmail Hakkı Altınbezer diyor ki: “Hocamız Sami Efendi Çarşambalının yazılarını gösterirdi ve kendisiyle müzakere ederek yazdığını söylerdi. Çarşambalının yazılarına kıymet verirdi”.
“Necmeddin Okyay da Çarşambalının yazılarını takdir ediyor, ancak birinci mertebeye çıkamadığını söylüyor. Sami Efendi gibi, diyor, bir dâhi-i san’at çıktığı için Çarşambalı gibi hattatlar ikinci derecede kalmıştır. Yoksa haddi zatında onlar da güzel yazarlardı. Celide Sami Efendi, sülüsde Şevki Efendi, ta’likte Hulûsi Efendi yetişilemez bir mertebeye vasıl olmuşlardı. San’at ufuklarında tulû eden bu güneşler yüzünden diğer yıldızların ziyasının hakkıyle göremiyoruz”. (İslâm - Türk Ansiklopedisi).
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM020720
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 2, sayfalar 984-985
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.