Beşiktaşta Arabiskelesinde idi ki, Barbaros Hayreddin Paşanın türbesi tamir edilir ve türbenin yanında büyük Amiralın adına bir âbide yapılırken güzel bir meydan ceşmesi vesair yapılarla beraber bu mescid de kaldırılmış, yerleri parkımsı bir açıklık haline konulmuştur. Hadikatül cevamiin kaydına göre: Arabiskelesi mescidinin bânisi Tekerlek Mustafa Efendi isminde bir zat olup kabri de mescidinin mihrabı duvarı önünde idi. Üçüncü Ahmed bir Cuma günü namazı bu mescidde kılmak istemiş, bir kaç saat içinde hemen bir minber bulunup konulduğu gibi müezzin mahfeline de bir kafes eklenerek Hünkâr Mahfeli haline sokulmuştu: namazdan sonra da Şehzade Camii vakfından bu mescide yevmiye on yedi akçe müezzin ve hatib vazifesi ile mihrab mumları ve kandilleri için de zeytinyağı tayin etmiş, ayrıca mescidi tamir ettirerek ihya etmişti. Birinci Mahmud da (H. 1161) 1754 de Beşiktaş Sarayını ve bu arada Dördüncü Mehmedin yaptırdığı Çinili Köşkü tamir ettirirken Arabiskelesi Mescidini de büyüterek yeniden yapılırcasına tamir ettirmiş, minaresini de temelinden yenilemiş, avize ve kandillerle tezyin ettirmişti; buna devrin şairlerinden Nimet Efendi şu tarihi yazmıştı: Camii ilmü amel pâdişehi devranın İtti sıytı keremi minberi eflâke suud Ahdidir bâisi ma’murei rub’i meskûn Zatidir âleme mahzi kerem...

Beşiktaşta Arabiskelesinde idi ki, Barbaros Hayreddin Paşanın türbesi tamir edilir ve türbenin yanında büyük Amiralın adına bir âbide yapılırken güzel bir meydan ceşmesi vesair yapılarla beraber bu mescid de kaldırılmış, yerleri parkımsı bir açıklık haline konulmuştur. Hadikatül cevamiin kaydına göre: Arabiskelesi mescidinin bânisi Tekerlek Mustafa Efendi isminde bir zat olup kabri de mescidinin mihrabı duvarı önünde idi. Üçüncü Ahmed bir Cuma günü namazı bu mescidde kılmak istemiş, bir kaç saat içinde hemen bir minber bulunup konulduğu gibi müezzin mahfeline de bir kafes eklenerek Hünkâr Mahfeli haline sokulmuştu: namazdan sonra da Şehzade Camii vakfından bu mescide yevmiye on yedi akçe müezzin ve hatib vazifesi ile mihrab mumları ve kandilleri için de zeytinyağı tayin etmiş, ayrıca mescidi tamir ettirerek ihya etmişti. Birinci Mahmud da (H. 1161) 1754 de Beşiktaş Sarayını ve bu arada Dördüncü Mehmedin yaptırdığı Çinili Köşkü tamir ettirirken Arabiskelesi Mescidini de büyüterek yeniden yapılırcasına tamir ettirmiş, minaresini de temelinden yenilemiş, avize ve kandillerle tezyin ettirmişti; buna devrin şairlerinden Nimet Efendi şu tarihi yazmıştı: Camii ilmü amel pâdişehi devranın İtti sıytı keremi minberi eflâke suud Ahdidir bâisi ma’murei rub’i meskûn Zatidir âleme mahzi keremi Rabbi Vedûd Kıldı ez cümle kemâli kereminden ihyâ Kalmamışken bu ibádetgehde câyi sücud Eyleyüb vüs’atü füshatile ânı tarhü bina Oldı bir mabedi pür nûri letâfet endûd Basti seccadei mihrabı müberrât ide tâ Ola taatgehi âlemde kiyâm ile kuud Mahfil ârayi cihan kerem itsün dâim O şehim zâti hümayununu feyzi ma’bud Yazdı târihini Ni’met dü zebânı hâme “Oldı pâkize eser Camii Sultan Mahmud” Birinci Mahmud, Beşiktaş Sarayına tamirden sonra gidip yerleştiğinin bir Cumaya rastlayan ikinci günü, Cuma namazını da Arabiskelesi Mescidinde kılmıştı.