Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
APAK (İzzet Muhiddin)
Sporu, spor olarak seven ve yayan tam bir amatör, İstanbulun bütün spor kulüplerinin sempatisini kazanmış iyi ve tarafsız bir hakem, spor yazılariyle olduğu kadar da büyük İstanbul şehrinin hususiyetlerini tanıtan “İstanbul konuşuyor” başlıklı seri yazılariyle dikkati çeken bir muharrir, bunların hepsinden üstün olarak yalnız arkadaşlarının, dostlarının değil, hiç tanımadığı insanların bile her fırsatta yardımına koşan iyi bir insan; İzzet Muhiddin Apak 1911 yılında İstanbulda doğdu. Babası Harbiye Nezareti Muhasebâtı Umumiye Müdürü Hacı Muhiddin Beydir. Galatasaray Lisesinde okudu, mektepten çıktıktan sonra yüksek tahsilini yapmayı veya Devlet kapısında bir hizmet almayı düşünmedi. Mektepte iken spor zevkini almıştı, yazı yazmaktan hoşlanıyordu, mektepten çıktıktan sonra bu iki işi birleştirecek bir meslek aradı. 1932 de Haber gazetesine spor muharriri oldu.
Haber’in spor sütunları İzzet Muhiddin’in gayreti ile büyüdü, genişledi, başka arkadaşlarını da yanına aldı. Burada yalnız yazı yazmakla kalmadı. Gazete vasıtası ile çeşit çeşit müsabakalar (kır, kar koşulları, yüzme, deniz yarışları, Boğazı geçme müsabakaları) tertip etti.
İzzet Muhiddin spor muharrirliğinde, tenkitlerinde tamamiyle bitaraf kalmayı bilmiş, haklıya haklı, haksıza haksız diyen bir spor münekkidi olmuştur.
Küç...
⇓ Devamını okuyunuz...
Sporu, spor olarak seven ve yayan tam bir amatör, İstanbulun bütün spor kulüplerinin sempatisini kazanmış iyi ve tarafsız bir hakem, spor yazılariyle olduğu kadar da büyük İstanbul şehrinin hususiyetlerini tanıtan “İstanbul konuşuyor” başlıklı seri yazılariyle dikkati çeken bir muharrir, bunların hepsinden üstün olarak yalnız arkadaşlarının, dostlarının değil, hiç tanımadığı insanların bile her fırsatta yardımına koşan iyi bir insan; İzzet Muhiddin Apak 1911 yılında İstanbulda doğdu. Babası Harbiye Nezareti Muhasebâtı Umumiye Müdürü Hacı Muhiddin Beydir. Galatasaray Lisesinde okudu, mektepten çıktıktan sonra yüksek tahsilini yapmayı veya Devlet kapısında bir hizmet almayı düşünmedi. Mektepte iken spor zevkini almıştı, yazı yazmaktan hoşlanıyordu, mektepten çıktıktan sonra bu iki işi birleştirecek bir meslek aradı. 1932 de Haber gazetesine spor muharriri oldu.
Haber’in spor sütunları İzzet Muhiddin’in gayreti ile büyüdü, genişledi, başka arkadaşlarını da yanına aldı. Burada yalnız yazı yazmakla kalmadı. Gazete vasıtası ile çeşit çeşit müsabakalar (kır, kar koşulları, yüzme, deniz yarışları, Boğazı geçme müsabakaları) tertip etti.
İzzet Muhiddin spor muharrirliğinde, tenkitlerinde tamamiyle bitaraf kalmayı bilmiş, haklıya haklı, haksıza haksız diyen bir spor münekkidi olmuştur.
Küçüklüğündenberi futbolü çok seven İzzet Muhiddin tâ çocukken hakem olmayı kafasına koymuştu. Ağırlığı yüz kiloyu aşan bu şişman sporcunun hakemlik kararını duyan arkadaşları ilk zamanlarda bu fikri ile alay ettiler. O bu alaylardan yılmadı, hakemliği sırasında bir buçuk saat dinlenmeden topu kovalıyan, oyuncuların arkasından koşan, en küçük hatâları gören bir hakem oldu. Tarafsızlığı, asâleti, kibarlığı bütün kulüplere kendini sevdirmişti, en gürültülü, en iddialı maçlarda iki taraf da onun hakemliğini memnunlukla karşıladı.
İzzet Muhiddin arkadaşları arasında tabancalı hakem adiyle anılırdı. Bu lâkabı yine bir futbol müsabakasında kazandı. İzzetin hakemlik ettiği bir maçta seyircilerin bir kısmı maçın akışını bozacak kadar kalabalık olarak sahaya girmişlerdi. İzzet bu kalabalığı dağıtmak için tatlı diliyle çok uğraştı, fakat muvaffak olamadı. Yalancıktan asabileşti: “Getirin bana tabancamı!” dedi. Derhal sahada bir kaçışma başladı. “Getirin bana tabancamı!” cümlesi o günden sonra İzzetin ağzından ayrılmıyan bir söz olmuştu. Kendisiyle Haber yazı odasında görüşenlere bile bir vesile bularak bir öfkelenme taklidi yapar ve haykırırdı: “Getirin bana şu tabancayı!”
İzzet Muhiddin 1934 den itibaren 1938 e kadar İstanbulu semt semt, mahalle mahalle, sokak sokak dolaştı, gördüklerini, işittiklerini “İstanbul konuşuyor” ismi altında ve “Haberci” imzasiyle yazdı. Bu yıllarda İstanbul şehrini ve hayatını tetkik etmek istiyen birisi için Haber kolleksiyonundaki bu yazılar iyi bir vesika olabilir. Gündelik iş hayatı içinde yazılan bu yazılarda bir Ahmed Rasim, bir Hüseyin Rahmi görüşü ve kendine mahsus bir üslûbun tadı olmamakla beraber sıkıntı verir yazılar da değildir.
İzzet Muhiddin 1940 Erzincan zelzelesinden sonra İstanbula gelen muhacirlerle konuşmak, onların dertlerini dinlemek, belki de onlara elinden gelen yardımı yapmak üzere iyi bir gazeteci ve iyi bir insan gibi Yakacığa gitmişti. Kendisiyle beraber giden bir gazeteci arkadaşı da, o da lekeli hummaya yakalandı, kurtulamadı. 27 Ocak 1940 cumartesi günü öldü.
Muzaffer Esen
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM020591
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 2, sayfa 885
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.