Ressam, büyük hattat ve müzehhib, doğum tarihi, hayatından bahseden eserlerde hicrî veya rumî olduğu da açıklanmadan 1286, 1287 ve 1290 olarak gösteriliyor; milâdî takvim ile 1869, 1870, 1873 veya 1874 yıllarına tekabül eder. Babası maliye mümeyyizlerinden hattat Mehmed İlmî Efendidir; biyograf Mahmud Kemal İnal’ın rivâyetine göre beş batın dedeleri hattat ola gelmiştir. Aksaryda Pertevniyal Vâlide Sultanın vakfı Mahmudiye Mektebinde ve Fâtih Rüşdiyesinde okumuş, onyedi yaşında evlendirilmiş ve 1890 da, doğum tarihleri arasındaki ihtilâfa göre ya on altı yahut da yirmibir yaşında mülâzimeten Divanı Hümâyun kalemine devama başlamış, birkaç ay sonra da otuz kuruş maaş bağlanmıştır. Pek küçük yaşda iken babasından sülüs ve nesih yazıları öğrenmiş idi. Kaleme devamı sırasında da hattat ve tuğrakeş Sami Efendiden tuğra ile sülüs celî ve divânî yazılarını öğrendi; Divanı Hümûyun kaleminde baş tuğrakeşliğe kadar yükseldi; yine bu arada Sanayii Nefîse Mektebinin resim şubesine devam ederek diploma aldı. Tezhib sanatını da evvelâ babasından öğrenmişti, sonra devrin üstad müzehhib ve mücellidi Bahaüddin Efendinin talebesi oldu ve bu sahadaki hünerini tam kemâle ulaştırdı. 1900 den 1914 yılına kadar Üsküdar İdadisinde, Galatasarayı Sultanisinde ve Darülmualliminde yazı muallimliği yapdı. Me...

Ressam, büyük hattat ve müzehhib, doğum tarihi, hayatından bahseden eserlerde hicrî veya rumî olduğu da açıklanmadan 1286, 1287 ve 1290 olarak gösteriliyor; milâdî takvim ile 1869, 1870, 1873 veya 1874 yıllarına tekabül eder. Babası maliye mümeyyizlerinden hattat Mehmed İlmî Efendidir; biyograf Mahmud Kemal İnal’ın rivâyetine göre beş batın dedeleri hattat ola gelmiştir. Aksaryda Pertevniyal Vâlide Sultanın vakfı Mahmudiye Mektebinde ve Fâtih Rüşdiyesinde okumuş, onyedi yaşında evlendirilmiş ve 1890 da, doğum tarihleri arasındaki ihtilâfa göre ya on altı yahut da yirmibir yaşında mülâzimeten Divanı Hümâyun kalemine devama başlamış, birkaç ay sonra da otuz kuruş maaş bağlanmıştır. Pek küçük yaşda iken babasından sülüs ve nesih yazıları öğrenmiş idi. Kaleme devamı sırasında da hattat ve tuğrakeş Sami Efendiden tuğra ile sülüs celî ve divânî yazılarını öğrendi; Divanı Hümûyun kaleminde baş tuğrakeşliğe kadar yükseldi; yine bu arada Sanayii Nefîse Mektebinin resim şubesine devam ederek diploma aldı. Tezhib sanatını da evvelâ babasından öğrenmişti, sonra devrin üstad müzehhib ve mücellidi Bahaüddin Efendinin talebesi oldu ve bu sahadaki hünerini tam kemâle ulaştırdı. 1900 den 1914 yılına kadar Üsküdar İdadisinde, Galatasarayı Sultanisinde ve Darülmualliminde yazı muallimliği yapdı. Medresetül Hattâtin kurulduğunda tuğra ve celî yazı muallimliğine tayin edildi, bu vazifesine medreseler kapanıncaya kadar devem etti; saltanatın ilgası üzerine de Divanı Hümâyundaki memuriyetinden açıkdta kaldı; hükûmetten bir memuriyet istedi, “Vazifenizin mukabili yoktur; tekaüdlüğünüzü isteyiniz” cevabını alınca isteği ile emekliye ayrıldı. Fakat bir müddet sonra cehil hoyratlığının hırpaladığı san’atkârın kıymeti Cumhuriyet maarifinin kadir ve kıymet bilir erkânı tarafından takdir edilerek yeni açılan Şark Tezyini Sanatları Mektebine tezhib muallimi ve müdir muavini tayin edildi, bu mektebin lâğvı üzerine de Güzel Sanatlar Akademisinin Tezyini Sanatlar şubesine tezhib muallimi oldu, bu vazifesine vefatına kadar devam etti. 19 temmuz 1946 da kanserden öldü, Karacaahmede defnedildi. Üsküdarda Selimiye Camiinde, Edirnekapısında Mihrimah Cemiinde ve Beyoğlu Ağa Camiinde pek güzel yazıları vardır; yazı koleksiyoncularının ellerinde de gaayet nefîs levhaları bulunmaktadır. Uzun beyaz sakalı ile mûnis ve sevimli yüzünde büyük sanatkârlara has bir mehâbet vardı. Bibl. : Güzel Sanatlar Dergisi; İslâm Türk Ansiklopedisi; M. K. İnal, Son hattatlar, İnönü Ansiklopedisi; İ: A. Gövsa, Türk meşhurları. İsmail Hakkı Altınbezerin bir yazısı (M. K. İnal, Son Hattatlardan) İ. Hakkı Altınbezer (Resim. H. Çizer)