Denizin dibinden istiridye, midye, tarak ve emsali deniz hayvanları avlayıp çıkarmağa mahsus bir deniz avı âletidir, demir çubuktan bir ağız kısmı ile buna eklenmiş kalın sicimden bir ağ torbadan ibarettir. Ağız demirinin alt kısmı keskin olup denizin dibi bununla taranır; alkarna denize 40-50 kulaçlık bir halat ile salınır; ağ torbanın gözleri gayet küçüktür, 3 santimden fazla olmaz. Alkarna ile istiridye vesaire avında üç çifte bir sandal ile üç tayfa kullanılır. Sandalın içinde ağaçtan “çıkırık” denilen bir dolap varıdır, içine avlanan hayvanlarla beraber bir çok taş vesaire dolacağından alkarna çok ağırlaşır ve ancak böyle bir çıkırk ile yukarı çekilebilir. Alkarna, denize sandalın kıçından salınır; sonra kürek çekilir, sandal ilerledikçe alkarna da denizin dibinde sürüklenerek taramağa başlar; torbanın dolduğu ağırlaşmasından anlaşılır. Alkarna ile, tesadüf eseri istakoz, böcek ve kaya balığının da tutulduğu olur. Altın para zamanında bir alkarna bir, bir buçuk liraya yaptırılırdı. Alkarna (Resim: K. Deveciyandan)