Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
ALİ ŞAMİL PAŞA
İkinci Abdülhamid devri ricalinden, Üsküdar kumandanı; aslen kürd, meşhur Bedirhan Paşanın oğullarındandır; 1855 e doğru Cizrede doğmuştur; 1876 Rus muharebesinde, henüz pek genç olduğu halde topladığı kürd gönüllüleri ile yararlıklar göstermiş, bacağından vurularak aksak kalmış, Abdülhamidin takdirini kazanmış, paşalık rütbesini almış, bir müddet sonra da Üsküdar ve civarı muhafızlığına tâyin edilerek, büyük şehrin Anadolu yakasında, âdetâ bir ortaçağ derebeyi gibi yaşamıştı. Bedirhan zade Abdürrezzak Bey tarafından Şehremini Rıdvan Paşanın vurdurulması üzerine, bütün Bedirhânîler bu cinayetten suçlu tutulmuş, cinayetin Göztepe istasyonunda işlenmesi, Ali Şâmil Paşanın Üsküdar kumandanı bulunması, bilhassa Şâmil Paşa hakkında gazebi şâhaneye sebep olmuş, bu meşhur ailenin erkânı her biri bir tarafa sürülürken Ali Şâmil Paşa da Trablusgarp zindanına gönderilmişti. 1908 de meşrutiyetin ilânı üzerine İstanbula geldi ve ayni yıl içinde Büyükşehirde öldü. Cahil, fakat gayet zeki, cesur, cüretkâr merd bir adamdı; fukarâ hâmisi, cömerdliği meşhurdu. O devri görmüş olanlar hakkında pek çok fıkra naklederler.
Üsküdar kumandanı iken bir beyaz atın üstünde, göğsünde nişanlar, elinde gümüş saplı kamçı; peşinde sekiz on süvari zaptiye, etrafı dolaşıp durur, cuma ve pazar günleri, gruptan, bi...
⇓ Read more...
İkinci Abdülhamid devri ricalinden, Üsküdar kumandanı; aslen kürd, meşhur Bedirhan Paşanın oğullarındandır; 1855 e doğru Cizrede doğmuştur; 1876 Rus muharebesinde, henüz pek genç olduğu halde topladığı kürd gönüllüleri ile yararlıklar göstermiş, bacağından vurularak aksak kalmış, Abdülhamidin takdirini kazanmış, paşalık rütbesini almış, bir müddet sonra da Üsküdar ve civarı muhafızlığına tâyin edilerek, büyük şehrin Anadolu yakasında, âdetâ bir ortaçağ derebeyi gibi yaşamıştı. Bedirhan zade Abdürrezzak Bey tarafından Şehremini Rıdvan Paşanın vurdurulması üzerine, bütün Bedirhânîler bu cinayetten suçlu tutulmuş, cinayetin Göztepe istasyonunda işlenmesi, Ali Şâmil Paşanın Üsküdar kumandanı bulunması, bilhassa Şâmil Paşa hakkında gazebi şâhaneye sebep olmuş, bu meşhur ailenin erkânı her biri bir tarafa sürülürken Ali Şâmil Paşa da Trablusgarp zindanına gönderilmişti. 1908 de meşrutiyetin ilânı üzerine İstanbula geldi ve ayni yıl içinde Büyükşehirde öldü. Cahil, fakat gayet zeki, cesur, cüretkâr merd bir adamdı; fukarâ hâmisi, cömerdliği meşhurdu. O devri görmüş olanlar hakkında pek çok fıkra naklederler.
Üsküdar kumandanı iken bir beyaz atın üstünde, göğsünde nişanlar, elinde gümüş saplı kamçı; peşinde sekiz on süvari zaptiye, etrafı dolaşıp durur, cuma ve pazar günleri, gruptan, bir saat, yarım saat evvel, yine maiyetiyle Fenerbahçe mesiresine damlar, damlar damlamaz, gaayet sert ve yüksek sesle emri basar:
— Paydoos!.. Evli evine, köylü köyüne!..
Bu kumandayı duyar duymaz yaylı arabalarda, paraşollardakiler, trenle gelip de ağaç altlarına oturmuşlar, yani orta ve aşağı tabaka halk, ödleri koparak derhal caddeyi tutup dağılırlar.
Saraya tutkunlar, bu kabillerin mahdumları, damatları, hanımları, kerimeleri hiç aldırış etmeyip yine piyasalarına, arabalarında Fenerbahçeyi fırıl fırıl çarh çevirmiye devam ederler. Paşa bu gibilere göz yumardı.
Bir gün sular karardığı sıralar, Üsküdardağ takım taklavatiyle bermutad devriye geziyormuş. Yüksek rütbeli ve en hatırlı vükelâdan birinin damadı bir paşa da Kadıköyünün son vapurunu kaçırdığından Tophaneden kayıklı Üsküdara geçmiye mecbur olmuş. Üsküdar iskelesine çıkıp bir kira faytonuna binmiş. Kadıköy havalisindeki köşküne gidecek. Geç kaldığı için arabayı hızlı sürüyormuş. Şâmil Paşa bunu karşıdan görünce yine kumandayı basmış: — Dur!..
Faytondaki, arabacıya: “Aldırma, yürü!” demiş. Fena halde köpüren Üsküdar kumandanı hemen zaptiyelerden birkaçını dört nala koşturup arbayı önletmiş. Kendi de yetişmiş.
Mevkili, hatırlı damat paşa öfkelenip sert sert bağırmağı tutturunca Ali Şâmil sille, yumruk, kırbaç bir âlâ pastırmasını çıkarmaz mı? Sultan Hamidden başka kimseden pervası yok. Damat paşanın yakasına yapışmış, bırakmıypor da bırakmıyor. Hem dayağı atmış, hem de: “özür dile, eteğimi öp de öyle salıvereyim” diye terter tepiniyor.
Yanında, kafile ile beraber, 10 yaşında Selâh adında bir oğlu da Midillide; çocuk: “Padişah başı için babamın eteğini öpeceksin!” demez mi? Artık bu söze akar sular durur. Dayağı yiyen paşa, üstelik bir de etek öpmüş ve yakasını kurtarmış.
Bu vak’a uydurma değildir; o vakitler ortlığa şayi olmuş, ağızdan ağıza nakledilerek herkes duymuştu.
Ali Şâmil paşanın evi Kadıköyünde, Hünkâr imamı cihetinde, tren yoluna karşı idi. Bahsettiğimiz oğlu Selâh aradan çok geçmeden evin bahçesindeki kuyuya düşerek boğulmuştu. Diğer oğlu Ubeyid Şâmil diş doktorudur, muayenehanesi Kadıköyünde pazar yolundadır (1946).
Sermet Muhtar Alus
Ali Şâmil Paşa
(Resim: Nezih)
Theme
Person
Contributor
Nezih
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Creator
Sermed Muhtar Alus
Identifier
IAM020343
Theme
Person
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Contributor
Nezih
Description
Volume 2, pages 716-717
Note
Image: volume 2, page 716
Theme
Person
Contributor
Nezih
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.