Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
ALİ PAŞA (Çorlulu)
Devlet adamı, üçüncü Ahmedin Sadırazamlarından; aşağıdaki satırlar Reşad Ekrem Koçu’nun İslâm Ansiklopedisine yazdığı makaleden alınmıştır:
“Çorlulu bir çiftçinin yahut bir berberin oğludur. 1670 yılına doğru bu kasabada doğdu. İkinci Sultan Ahmed devri ricalinden Kara Bayram Ağa, Ali’yi, zekâ ve güzelliğini takdirden evlâdlık almış ve Galatasarayına çırağ etmiştir. Oradan Enderun-i hümâyun Seferli koğuşuna ve bilâhare Hasodaya alınmış, İkinci Sultan Mustafa zamanında da (1701) silâhdar olmuştur.
Çorlulu Ali Ağa, silâhdarlığında bütün saray memuriyetlerinin rütbe ve derecelerini tayin eden yeni bir nizamname vücuda getirmiş, bu arada kendi makamını, Enderun-i hümayunun en büyük zâbitliği derecesine çıkarmış ve o zamana kadar, tavaşî denilen ak hadımların elinde bulunan Babüssaade ağalığına tâbi Ederun-i hümayun koğuşlarındaki zülüflü gılmanları da silâhdar ağanın idaresine bağlamıştır. Bir de, sarayda padişah ile sadırâzam arasındaki muhabereye Babüssaade ağaları vasıta olurken, bu teşkilâtı müteakip, bu hizmet de silâhdar ağaya intikal etmiştir (B. : Ak Ağalar). Ali Paşa, Edirne Vak’asında ihtilâlci askerlerin İstanbuldan Edirne üzerine yürüdükleri sıralarda, saraydaki nüfuzunu çekemiyen şeyhülislâm Feyzullah Efendi ile sadırâzam Râmi Mehmed Paşa tarafından, »Böyle bir zamanda i...
⇓ Devamını okuyunuz...
Devlet adamı, üçüncü Ahmedin Sadırazamlarından; aşağıdaki satırlar Reşad Ekrem Koçu’nun İslâm Ansiklopedisine yazdığı makaleden alınmıştır:
“Çorlulu bir çiftçinin yahut bir berberin oğludur. 1670 yılına doğru bu kasabada doğdu. İkinci Sultan Ahmed devri ricalinden Kara Bayram Ağa, Ali’yi, zekâ ve güzelliğini takdirden evlâdlık almış ve Galatasarayına çırağ etmiştir. Oradan Enderun-i hümâyun Seferli koğuşuna ve bilâhare Hasodaya alınmış, İkinci Sultan Mustafa zamanında da (1701) silâhdar olmuştur.
Çorlulu Ali Ağa, silâhdarlığında bütün saray memuriyetlerinin rütbe ve derecelerini tayin eden yeni bir nizamname vücuda getirmiş, bu arada kendi makamını, Enderun-i hümayunun en büyük zâbitliği derecesine çıkarmış ve o zamana kadar, tavaşî denilen ak hadımların elinde bulunan Babüssaade ağalığına tâbi Ederun-i hümayun koğuşlarındaki zülüflü gılmanları da silâhdar ağanın idaresine bağlamıştır. Bir de, sarayda padişah ile sadırâzam arasındaki muhabereye Babüssaade ağaları vasıta olurken, bu teşkilâtı müteakip, bu hizmet de silâhdar ağaya intikal etmiştir (B. : Ak Ağalar). Ali Paşa, Edirne Vak’asında ihtilâlci askerlerin İstanbuldan Edirne üzerine yürüdükleri sıralarda, saraydaki nüfuzunu çekemiyen şeyhülislâm Feyzullah Efendi ile sadırâzam Râmi Mehmed Paşa tarafından, »Böyle bir zamanda iş bilir vezire ihtiyaç var” bahanesi ve vezirlik rütbesi ile, saraydan çıkarıldı. Üçüncü Sultan Ahmedin cülûsunda Halep vâlisi tâyin edildi ve pâdişah ile devlet erkânının İstanbul’a hareketlerinde, Feyzullah Efendi ile evlât ve etbaının gizli mallarını meydana çıkartmağa memur olarak, Edirne.de kaldı. Bu işi bitirip, mansıbına gitmek üzere, İstanbula geldiğinde, Halep valiliği Çerkes Mehmed Paşaya verilerek, Ali Paşa kubbe veziri oldu (3 Cemaziülâhır 1115 = 5 ekim 1703). 1704 yılı başlarında, Enderun-i hümayundaki nüfuzunu çekemeyen Kalaylıkoz Ahmed Paşa tarafından, Trablusşam eyaleti ile İstanbuldan uzaklaştırıldı ise de, bir buçuk ay kadar sonra (şâban 1116) tekrar kubbe veziri, 19 muharrem 1118 (30 mayıs 1706) da, Baltacı Mehmed Paşa yerine, sadırazam ve sadaretinin ikinci senesinde ise (1708), İkinci Sultan Mustafanın kızı Emine Sultan ile evlenerek, damad oldu. Padişah Üçüncü Sultan Ahmed düğün alayını sadırazam sarayından seyretti ve Ali Paşaya iltifat olmak üzere, iki gün orada misafir kaldı.
Sadaretinde devlet hazinesinin israf edilmemesine dikkat, icraatının esasını teşkil etmişti. Saray mutbakları masrafının kontrolü usûlünü koydu, tersane faaliyetine ehemmiyet verdi, birçok gemi topları ve lengerler döktürerek, tersane levazım ve silâh anbarlarının doldurulmasına çalıştı, her sahada ve bilhassa timar tevziatında ve asker ocaklarındaki suiistimaller ile mücadele etti. Haricî siyasette, Rusyaya karşı İsveç ile ittifaka şiddetle taraftardı. Babadağı muhafızı Yusuf Paşayı, İsveç murahhasları ile anlaşmak üzere, yarı resmî murahhas tayin etti. Yusuf Paşa, Demirbaş Şarl ile şahsî muhâberata girişti ve ona Rusya ile vukua gelecek muharebede Kırım askeri ile yardım vaadinde bulundu; fakat bu teşebbüsünden haber alan Üçüncü Sultan Ahmed, bunun Rusya ile arasındaki musalâhanameye mugayir olduğunu hatırlatarak, sadırazamı tevbih etti. İsveç kralına, Poltava hezimetini müteakip, Türkiyeye ilticasında, padişahın hediyeleri ile beraber, mükemmel takımlı bir at ve mücevherli hançer yollayarak, emniyet ve selâmetle memleketine gönderileceğini bildirdi. Kral, sözünde durmamış görünen Çorlulunun hediyelerini, yakınlarının ve mutavassıtların ısrar ve ricalarına rağmen, kabul etmedi. Ali Paşanın, bu vaziyete sebebiyet vermekle itham ettiği Yusuf Paşa ile Demirbaş Şarl’a iğbirarı, esasen nâzik olan vaziyeti vahim bir safhaya soktu ki, bu da Pâdişahın, Ali Paşaya itimadını sarstı.
Çorlulu, Macaristan ahvaline karşı da kayıtsız değildi; daha sadâretinin başlangıcında Macar vatanperveri Rakoczy Ferenc’den, yardım taleb eden pek dostâne ve hazin bir mektup almıştı. Sarayda Silâhdar Ali Ağa (bilâhare sadırazam Şehit Ali Paşa), Çorlulu Ali Paşanın sukutuna çalışanların başında bulunuyordu; fakat, kızlar ağası yazıcısı, ve sadırazamın dostu İbrahim Ağanın (Nevşehirli İbrahim Paşa) nüfuzu ve himayesi yüzünden, muvaffak olamıyordu. İbrahim Ağanın, Haremeyn muhasebeciliği ile saraydan çıkarılması Çorlulu Ali Paşayı kıymetli bir müdafiden mahrum bıraktı. Azlettirip Sinop’a sürdüğü sabık Şeyhülislâm Paşmakçızâde Ali Efendi, sadırâzama malûmat verilmeden, affedilip İstanbula getirildi ve bu suretle Çorlulunun haysiyetine darbe indirilmiş oldu. Birkaç gün sonra da, kapıcılar kethüdası Ali Ağa eli ile, mühr-i hümayun geri alınarak, Ali Paşa azil ve yerine Köprülüzâde Numan Paşa sadırâzam oldu (18 Rebiülâhır 1122 = 16 Haziran 1710). Ali Paşaya Kefe eyâleti tevcih olunarak, kalabalık bir kapı halkı ile, o havaliye derhal hareketi lüzumu bildirildi ise de, yoldan çevrilerek, Midilliye sürüldü. Orada, bir buçuk sene kadar sonra (Zilkâde 1123 = Aralık 1711), idam olundu; kesik başı İstanbula getirilerek, Bâb-ı hümâyun önünde teşhir edilip, Çarşıkapıdaki camiinin mezarlığına defnedildi. (B. : Çorlulualipaşa Camii ve Medresesi). Ölümünde yaşı kırkı geçiyordu. Mezar taşında Dürrî’nin bir kitâbesi vardır. Ali Paşanın Arnavutköyündeki yalısı, devrin boğazı tezyin eden en güzel binalarından idi. İstanbulda kendi adını taşıyan iki cami, Tersanede bir hamam ve üç çeşme, Eski Alipaşada Hırka-ışerif muhafazası için kâgir hücre ve imaret, Çorlu’da bir çeşme ve mektup yaptırttı”.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM020278
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 2, sayfalar 680-681
Bakınız Notu
B. : Ak Ağalar; B. : Çorlulualipaşa Camii ve Medresesi
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.