Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
ALİ EFENDİ (Mehmed)
Geçen asır sonlarının seçkin hattatlarından; «Çırçırlı”, yahut «Haydarlı” lâkabları ile anılırdı. Büyük biyograf İbnülemin Mahmud Kemal İnâl merhum «Son Hattatlar” adındaki eserinde bu sanatkârı nisyandan kurtarır iken şu satırları yazıyor: «Maliye nezâretinde muhasebâtı atika varidat kaleminde devâiri merkeziye kâtibinin muavini idi, 600 kuruş maaşı vardı. Abadan cübbe giyer, kaleme geldikçe cübbeyi pabuccuya bırakıp cübbenin altındaki alaturka setre ile içeriye girerdi. Sarı iken ağarmış beyaz ve büyük bıyıklı, mavi gözlü idi. Bekârdı. Pek temiz, titiz, derviş meşreb ve hüsni ahlâk sahibiydi. Hattat Şefik Beyin pek kıymetli şâkirdlerindendir. Sülüs, celî ve nesih yazıda üstâdı kâmîl idi”.
1906 (H. 1324) de, Aksarayda Şâbâniye şeyhlerinden Necib Efendinin dergâhında öldü, Üsküdarda Tunus bağında Karacaahmede giden caddenin sol tarafında defnedildi. Üstad İnal Necib Efendinin vefatından sonra o dergâha şeyh olan küçük oğlu Fahreddin Efendiden, dergâhlarında ölen hattat Çırçırlı Mehmed Ali Efendi hakkında mamulât istemiş; Fahreddin Efendinin İnal’a yolladığı mektubu da o devrin İstanbul hayatı bakımından son derece kıymetli bir vesikadır: «... Ali Efendi merhumun memur olduğu kaleme devam ettiğimden etvarı edîbanesine baktıkça meftun olurdum. Vakit buldukça yanına sokularak ahlâke...
⇓ Devamını okuyunuz...
Geçen asır sonlarının seçkin hattatlarından; «Çırçırlı”, yahut «Haydarlı” lâkabları ile anılırdı. Büyük biyograf İbnülemin Mahmud Kemal İnâl merhum «Son Hattatlar” adındaki eserinde bu sanatkârı nisyandan kurtarır iken şu satırları yazıyor: «Maliye nezâretinde muhasebâtı atika varidat kaleminde devâiri merkeziye kâtibinin muavini idi, 600 kuruş maaşı vardı. Abadan cübbe giyer, kaleme geldikçe cübbeyi pabuccuya bırakıp cübbenin altındaki alaturka setre ile içeriye girerdi. Sarı iken ağarmış beyaz ve büyük bıyıklı, mavi gözlü idi. Bekârdı. Pek temiz, titiz, derviş meşreb ve hüsni ahlâk sahibiydi. Hattat Şefik Beyin pek kıymetli şâkirdlerindendir. Sülüs, celî ve nesih yazıda üstâdı kâmîl idi”.
1906 (H. 1324) de, Aksarayda Şâbâniye şeyhlerinden Necib Efendinin dergâhında öldü, Üsküdarda Tunus bağında Karacaahmede giden caddenin sol tarafında defnedildi. Üstad İnal Necib Efendinin vefatından sonra o dergâha şeyh olan küçük oğlu Fahreddin Efendiden, dergâhlarında ölen hattat Çırçırlı Mehmed Ali Efendi hakkında mamulât istemiş; Fahreddin Efendinin İnal’a yolladığı mektubu da o devrin İstanbul hayatı bakımından son derece kıymetli bir vesikadır: «... Ali Efendi merhumun memur olduğu kaleme devam ettiğimden etvarı edîbanesine baktıkça meftun olurdum. Vakit buldukça yanına sokularak ahlâken ve san’aten müstefid olmak isterdim.
Ziyaret etmek maksadı ile bir gün ikaametgâhını sordum, Üsküdarda Yeni Cami civarında bir dükkânın üstünde küçük bir odada kira ile ikamet ettiğini öğrendim. Böyle yaşlı bir zâtin her türlü muinden mahrum olarak yalnız başına kalmasına teessüf ettim. Pederimin tesis ettiği Aksarayda Bostancıbaşı Abdullah ağa mahallesinin İmam Sokağındaki dergâhımıza nakletmesini, ellerini öperek rica ettim. Kemâli nezâketle: — Buradaki muhabbeti samimiyye ile iktifâ edelim, insan yâr olmalıdır, bâr olmamalıdır cevabını verdi.
«Musirrâne istirhâmım üzerine dergâha gelmeyi kabul etti. Pederimin selâmlıkdaki hücresini ona tahsis ettim. Hizmetinde kusur etmemeğe çalıştım. Beni ve pederimin muhiblerini hüsni hal ve irfânı ile mesrur ve müstefid etti. Bu eyyâmı mes’ûde dokuz, on aya münhasir kaldı, birkaç gün rahatsızlık emâresi göstererek vefat etti. Vasiyeti mûcibince Karacahmed karşısına defnolundu.
«Bir gece sonra ruhunu şâd etmek için dergâhda tilâveti Kur’an ve ezkârı Yezdan ile meşgul olduğumuz sırada hünkâr yâverlerine mahsus formayı lâbis bir zât ile bir zâbit gelüb halkai zikrin kenarına dâhil oldular. Mukabele bittikten sonra hücrei ihvanda oturulur iken o zât, merhumun küçük kardeşi İsmail Hakkı Paşa olduğunu söyledi, kardeşinin hizmetinde bulunduğumuzdan dolayı beni taltif etti. Biz de mevcut ihvanla vazifei tâziyeti ifâ ettik.
«Ali Efendi merhum kalemde işden boş kaldıkça yazı resmetmek, istif yapmak ve kendi yazılarını tashih etmekle meşgul olurdu. Kimseyi incitmez bir merdi melek sîret idi” (M.K. İnal, Son Hattatlar).
Çırçırlı Ali Efendinin bir yazısı
(M.K. İnal, Son hattatlardan)
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM020209
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 2, sayfalar 652-653
Not
Görsel: cilt 2, sayfa 653
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.