Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
ALİ BEY KAPTAN (Tekirdağlı)
Değerli denizcilerimizden, 1889 da Japon denizinde batan Ertuğrul firkateyninin süvarisi ve geminin 540 şehid bahriyelisinden biri (B. : Ertuğrul Firkateyni).
1847 de Tekirdağında doğdu; babası bu kasabanın Dedecik köyünden «Destereci» lâkabı ile mâruf Hâfız Emîr Mehmed Efendidir; anası da geçen asrın bahriye ümerasından Tekirdağlı Mehmed Paşanın kızkardeşi Ayçe Hanımdır.
Uzun boylu, mâvi gözlü, sarı saçlı, vücud yapısı düzgünlüğü ve yüz melâhati ile erkek güzeli; nâzik, mütedeyyin, Cerrahpaşalı Ali Efendinin müridlerinden; âteşin bir zekâya sahib, arapça, farsça, ingilizce, italyanca ve rumcayı anadili gibi konuşur, mesleğinin âşıkı, Türk bahriyesinin gözbebeği idi.
İlk ve rüşdiye tahsilini memleketinde yapmış, 1860 da 13-14 yaşlarında iken İstanbula gelerek Heybeli Ada Bahriye Mektebine girmişti. Mesleğini dayısının teşvik ve tesiri altında seçmiş olup İstanbula gelişi aile hâtıraları arasında şirin bir menkibe olarak kalmıştır:
Mehmed Paşa Tekirdağına bir sıla ziyâreti yapar:
— Ali, koca delikanlı olmuş, alıp İstanbula götüreyim, Ada Mektebine yazdırayım, bir gün nasıl olsa asker olacak, bâri zabit olsun, güzel alımlı çocuk, bahriye forması da pek yaraşacak..
der; ablası Ayşe Hanım:
— Mehmed, beni görmeğe mi, evlâdımı kaçırmağa mı geldi?..
diye bu teklifi red eder; fakat paşa ...
⇓ Read more...
Değerli denizcilerimizden, 1889 da Japon denizinde batan Ertuğrul firkateyninin süvarisi ve geminin 540 şehid bahriyelisinden biri (B. : Ertuğrul Firkateyni).
1847 de Tekirdağında doğdu; babası bu kasabanın Dedecik köyünden «Destereci» lâkabı ile mâruf Hâfız Emîr Mehmed Efendidir; anası da geçen asrın bahriye ümerasından Tekirdağlı Mehmed Paşanın kızkardeşi Ayçe Hanımdır.
Uzun boylu, mâvi gözlü, sarı saçlı, vücud yapısı düzgünlüğü ve yüz melâhati ile erkek güzeli; nâzik, mütedeyyin, Cerrahpaşalı Ali Efendinin müridlerinden; âteşin bir zekâya sahib, arapça, farsça, ingilizce, italyanca ve rumcayı anadili gibi konuşur, mesleğinin âşıkı, Türk bahriyesinin gözbebeği idi.
İlk ve rüşdiye tahsilini memleketinde yapmış, 1860 da 13-14 yaşlarında iken İstanbula gelerek Heybeli Ada Bahriye Mektebine girmişti. Mesleğini dayısının teşvik ve tesiri altında seçmiş olup İstanbula gelişi aile hâtıraları arasında şirin bir menkibe olarak kalmıştır:
Mehmed Paşa Tekirdağına bir sıla ziyâreti yapar:
— Ali, koca delikanlı olmuş, alıp İstanbula götüreyim, Ada Mektebine yazdırayım, bir gün nasıl olsa asker olacak, bâri zabit olsun, güzel alımlı çocuk, bahriye forması da pek yaraşacak..
der; ablası Ayşe Hanım:
— Mehmed, beni görmeğe mi, evlâdımı kaçırmağa mı geldi?..
diye bu teklifi red eder; fakat paşa İstanbula döndükten az sonra Ali, «Kuş alacağım..» diye anasından yirmi kuruş alır, on kuruşluk bir güverte bileti ile kalkmak üzere olan bir vapura atlar ve İstanbula, dayısına kaçar. Mehmed Paşa yeğenini mektebe yerleştirdikten sonra «Merak etmeyin, Ali bende, Ada Mektebine girdi» diye mektup yazar. Ali anasını babasını görmek için ancak altı ay sonra izin alabilir. Ayşe Hanım güzel oğlunun hasretine dayanamıyacağı için babası Mehmed Efendi Tekirdağında ve Dedecik köyündeki bütün emlâkini satarak aile İstanbula hicret eder; Unkapanında bir ev satın alarak yerleşilir.
Bahriye Mektebinde son derecede mazbut ve çalışkan talebe olarak tanındı. Donanma hizmetinde yüzbaşılığa terfiinde Fethibülend gemisinin ikinci kaptanı oldu. İngiltereye gönderilerek bir sene ingiliz donanmasında staj gördü. Yarbay olunca Ertuğrul Firketeyni süvâriliğine tayin edildi, bu vazifeyi aldığının tezine de bu çok eski fakat çok güzel ve gösterişli geminin Japonyaya resmî bir ziyaret seferi kararlaştırıldı. Mutahassıs denizcilerin şiddetli muhalefetine rağmen Bahriye Nazırı Bozcaadalı Hasan Paşanın ısrarı ile sefer kesinleşti.
Ali Bey Kaptan, dayısı Mehmed Paşanın tavassutu ile Amiral Kör Zihni Paşanın kızı ile evlenmişti; bu zât bir zamanlar bahriye fabrikaları nazırlığında bulunmuştu, «O geminin kazanı yirmi sene evvel benim yamattığım kazandır.. Ertuğrul Japonyaya gidemez, damad derhal istifa etsin..» dedi; Mehmed Paşa da bu yolda çok ısrar etti, fakat Ali Bey Kaptan: «Ben askerim.. aldığım emre itaati bilirim.. icap ed erse ölüme de bile bile giderim..» dedi.
O tarihe kadar sakal bırakmamıştı; Bahriye Nâzırı Hasan Paşa, böyle büyük gemilerin süvarilerinin, denizciler arasında bir an’ane olarak hep sakallı olduğunu söyliyerek:
— Sakal salıverin Ali Bey..
dedi; kaptan bu emre de itaat etti, sefere uzun boyuna ve melîh simasına heybet veren bir sakal ile çıktı.
Bu Türk harb gemisi ve Türk bahriyelileri, çok uzun yolu çok ağır alarak Japonyaya vardıklarında son derece dostâne bir alâka ile karşılandılar; gemi süvârisi li Bey ise bir sevgi mihrakı oldu. Bir gün deniz kurdu kaptanlar arasında ve gâyet sert bir denizde yapılan bir tahammül yüzmesi musabakasını kazanması kendisine ayrıca şöhret kazandırdı. Facia Ertuğrulun dönüş seferinde olmuştu; haber Japonyada yayıldığı zaman bu musabakayı hatırlayanlar: «O kurtulmuştur!..» demişlerdi.
Ali Bey Kaptanı son gören emirberi olan Hsan adındaki bahriye neferidir (B: Hasan, Bahriyeli); fâciadan kurtulan 69 bahriyeliden biri olan bu delikanlı:
«Baba: — Havayı beğenmiyorum, kalkmıyalım!.. dedi. Osman Paşa dinlemedi (B. : Osman Paşa), kalktık. Gemi batarken yanında idim, bana: — Atla Hasan.. ben de atlıyorum!.. diye bağırdı, denize atladım, Ali Bey Kaptanı denizde göremedim...» diye anlatmıştır. Bu seçkin denizcinin kadim an’aneye uyarak, emirber neferini denize atlattıktan sonra köhne fakat güzel gemisini terk etmiyerek Ertuğrul ile beraber sulara gömüldüğün gün gibi aydındır, nitekim bu sefer heyetinin reisliğini yapmış olan Amiral Osman da (B. : Osman Paşa) faciada ayni asâletle, üzerinde büyük üniforması ile şehid olmuştu.
Ali Bey Kaptan arkasında dört evlât bırakmıştı; bunların en büyüğü, eski maarif vekili edîb ve şâir Hasan Âli Yücel’in vâlidesi Neyyir Hanımefendidir, 1889 da on iki yaşında idi.
Bibl. : H. Â. Yücel, Not.
Tekirdağlı Ali Bey
(Resim : Nezih)
Theme
Person
Contributor
Nezih
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Identifier
IAM020151
Theme
Person
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Contributor
Nezih
Description
Volume 2, pages 638-639
Note
Image: volume 2, page 638
See Also Note
B. : Ertuğrul Firkateyni; B: Hasan, Bahriyeli; B. : Osman Paşa; B. : Osman Paşa
Bibliography Note
Bibl. : H. Â. Yücel, Not.
Theme
Person
Contributor
Nezih
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.