TR
Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
About
Istanbul Encyclopedia
Reşad Ekrem Koçu
Web Project
Entries
❯
Volume 2: Al-Aş
ALİ BEY (Kavuklu)
Son orta oyuncularının en büyklerinden biri, tulûat sahnesinin de seçkin şöhretlerinden; Münir Süleyman Çapanoğlu, İstanbul Ansiklopedisine verdiği notlarda şunları yazıyor: «Aslı İstanbulludur, doğum tarihi belli değildir; bir devrin büyük şöhreti olduğu halde pek yazıktır ki mufassal bir hal tercemesi zaptedilememiştir; Menşeülküttab’da okumuştur, oradan, Serasker kapısına kâtip olarak girmiştir; burada, büyük muharrir Osman Cemal Kaygılı ile arkadaşlık etmiştir ve emekliye ayrılıncaya kadar bu kalemde çalışmıştır. Tiyatroya karşı hevesi, çocukluğunda başlamıştır; tulûat sahnesinden evvel de, şöhretini yapan orta oyununa çıkmıştır. Taklitte, mimikte eşsizdi; seyircileri kahkahadan katıltırdı; ortaoyunundan evvel de meddahlık yapmıştı; ortaoyununda «Kavuklu» lâkabını almadan önce, arkadaşları arasında «Meddah Ali Bey» diye tanındığı söylenir. Meddahlık zamanında söylediği en güzel hikâyelerinden biri: «Kadının fendi, erkeği yendi» hikâyesidir. Mimiklerini kolaylıkla yapabilmek için genç yaşında otuz iki dişini söktürtmüştü ki, sanat aşkı ile yapılmış pek muhteşem bir fedakârlıktır. O devrin, bu gibi sanatkârları hoş gören zihniyeti karşısında türlü zaruretlere göğüs gererek çalışan Kavuklu Ali Bey, kitapsız, suflörsüz harikalar yaratarak, orijinal fıkralar, tekerlemeler anlatara...
⇓ Read more...
Son orta oyuncularının en büyklerinden biri, tulûat sahnesinin de seçkin şöhretlerinden; Münir Süleyman Çapanoğlu, İstanbul Ansiklopedisine verdiği notlarda şunları yazıyor: «Aslı İstanbulludur, doğum tarihi belli değildir; bir devrin büyük şöhreti olduğu halde pek yazıktır ki mufassal bir hal tercemesi zaptedilememiştir; Menşeülküttab’da okumuştur, oradan, Serasker kapısına kâtip olarak girmiştir; burada, büyük muharrir Osman Cemal Kaygılı ile arkadaşlık etmiştir ve emekliye ayrılıncaya kadar bu kalemde çalışmıştır. Tiyatroya karşı hevesi, çocukluğunda başlamıştır; tulûat sahnesinden evvel de, şöhretini yapan orta oyununa çıkmıştır. Taklitte, mimikte eşsizdi; seyircileri kahkahadan katıltırdı; ortaoyunundan evvel de meddahlık yapmıştı; ortaoyununda «Kavuklu» lâkabını almadan önce, arkadaşları arasında «Meddah Ali Bey» diye tanındığı söylenir. Meddahlık zamanında söylediği en güzel hikâyelerinden biri: «Kadının fendi, erkeği yendi» hikâyesidir. Mimiklerini kolaylıkla yapabilmek için genç yaşında otuz iki dişini söktürtmüştü ki, sanat aşkı ile yapılmış pek muhteşem bir fedakârlıktır. O devrin, bu gibi sanatkârları hoş gören zihniyeti karşısında türlü zaruretlere göğüs gererek çalışan Kavuklu Ali Bey, kitapsız, suflörsüz harikalar yaratarak, orijinal fıkralar, tekerlemeler anlatarak, nükteler saçarak yipranmış ve 12 şubat 1920 de Cerrahpaşadaki mütevazı evinde ölmüştür. Ben kendisini ilk defa, 1910 -1916 arasında eniştem Alyanak Mustafa Paşazade Şevket Bey oğlunu sünnet ettirirken, Üsküdarla Kuzguncuk arasında bir evde görmüştüm. Amatör arkadaşları ile beraber ortaoyunu oynamıştı; ki o zamanlar düğünlere, ancak dost ve arkadaş delâlet ve dâveti ile gelirdi. Şevket Bey, Harbiye Nezareti evrak kalemi müdürü idi, oğlunun sünnet düğününü şenlendirmesi için bilhassa rica etmişti». İhsan Hamamioğlu da, İstanbul Ansiklopedisine verdiği notlarda şu şayanı dikkat satırları yazıyor: «Kavuklu Ali Beyin Şiir mecmuası namına, Cemaleddin Server tarafından bana verilen on altı parça manzumeden iki destan seçtim. Kavuklu, bunlarda «Şişman» tahallüs ediyor; bir iki parçasını da gûya aruz veznile yazmak istemiştir. Fakat vezinler ve kafiyeler pek bozuktur; bunlarda mahlâsı Galibdir. Bilmem ki merhum Ali Galib mi idi? Mecmuada hal tercemesine dair bir kayıd görülmüyor. Destanlar şunlardır: Der hakkı galâyi es’ar 1. Galâyi es’arın sebebin sordum Bu sene mahsulât pek az dediler Hariçten celbini münasip buldum Gelemez kapalı Boğaz dediler 2. Her gün satılırken milyonla ekmek Agrep değil midir mahsul az demek İşin hakikatin dedim öğrensek Aklın o hesaba yatmaz dediler 3. Boğazlar kapalı onu anladık Kanaat veremez bu söz babalık Bahrıahmerden mi geliyor balık Sordum da yetmişe olmaz dediler 4. Yüz kuruşa aldım bir takım ciğer Farkına varmadım kokmuşmuş meğer Şehremanetine verdim de haber O kasap fena mal satmaz dediler 5. Aşhaneye gittim almağa yemek Toplanmış bir alay kadınla erkek Sokuldum bana da verin diyerek Etmeli tavsiye ibraz dediler 6. Mahlût yağı kabul etmiyor mide Muzır mevad olmak gerek içinde Anlaşılırdı ya hini tahlilde Tahlilden netice çıkmaz dediler 7. Tüccarın kurduğu desais, hile Gelemez aklına Şeytyanın bile Yaparlar okkayı, lâhzede kile Hiç kimse farkına varmaz dediler 8. Kazanmaktalarken milyonla para Para yetişmiyor yine tüccara Götürüp verirler toptan kumara Kazançları cepte kalmaz dediler 9. Teşhir için sizi ederim destan Deyince toplandı hep muhtekiran Hakkı sükût için sana da Şişman Bir hisse ederiz ifraz dediler (13 Mart 1334, Cerrahpaşa) Der hakkı tramvay 1. İstanbul halknın başına bugün Olmuştur püsküllü belâ tramvay Dünyada nazirin bulmak ne mümkün Bir şirkete olmaz hemtâ tramvay 2. Nizam ve intizam nedir hiç bilmez Çünkü böyle biliş işine gelmez O eski kafadan asla vazgeçmez Fikri istibdada yekta tramvay 3. İhdası gününden son saatedek Vukuatsız geçmez bir günü bîşek Kâh adam ezerek kâh devirerek Yapmıştır nice bin kaza tramvay 4. Ufaktan büyükten kazaya müncer Olmadan edemez icrayı sefer İz’aç için halkı bir âleti şer Denmeğe her halde sezâ tramvay 5. Yanına sokulsan gafletle eğer Huylu eşek gibi insanı teper Hasılı kırar hem koparır, ezer Bırakmaz sağlam kol kafa tramvay 6. Tehlikeye mâruz kalmadan insan Binmeğe muvaffak olursa bir ân Sadaka vermeli indiği zaman Menbaı belâdır zira tramvay 7. Binmede inmede itina gerek Gitmesin der isen saatle köstek Yankesicilere melce’dir dersek Var mıdır meşbihte hata - tramvay 8. Kadınlar yerini fasleden perde Kâfidir pisliği temsil etmede Bîpervâ gezinen kanapelerde Bitlere olmuştur me’va tramvay 9. Müstahdemin çalar kumpanya oynar Arada hukukî ahali kaynar Ey Şişman edersin belki şeremsar Ardan çağırsan yuha tramvay (13 Mart 1334, Cerrahpaşa)
Theme
Person
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Identifier
IAM020140
Theme
Person
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Description
Volume 2, pages 630-631
Theme
Person
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
In collaboration with  
Rights Statement
Cookie Policy
LPPD