Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
ALİ AĞA (Uzun Hacı)
On dokuzuncu asır başında seçkin şöhretlerden; Alemdar Mustafa Paşanın en sadık dostlarından; Pınarhisar âyânı; Alemdarın İstanbul yürüyüşünde sağ eli yerinde idi; Paşanın emriyle yanına birkaç yüz seçme sekban neferi alarak sabık Rumeli Feneri dizdarı Ketencioğlunun kılavuzluğu ile Rumeli Feneri Kalesine ılgar ile gitmiş ve ihtilâl sergerdesi Kabakçı Mustafayı idam ederek kaleyi zaptetmişti; Vak’a heyecanlı ve garip bir mâceradır:
Uzun Ali Ağa ve adamları 1223 Cemaziyelevvelinin on dokuzuncu (13 Temmuz 1808) gecesi yarısında Fener Kalesi önüne varırlar, atlardan inerler, hayvanları oradaki bir değirmenin duvarları arkasına siperleyip ve sekbanlardan birkaçını da hayvanlarla bırakıp kale varoşuna yaklaşırlar. Kalenin dış mahallesinde bir kahvehane vardır ki, kale yamaklarından bazıları geceleri orada yatarlar.. Gözü açık bir adam gönderilir, bu, kahvenin tenha, iki üç kişiden başka kimse olmadığı haberini getirir.. Bunun üzerine Ketencioğlu Pınarhisarlı askerlerden on kişi alıp kahvehaneyi sessizce basar, yatanları bağlayıp Uzun Ali Ağaya getirir, bunlar kale yamaklarından iki hayta ile bir oduncudur. Ali Ağa bunları ölüm tehdidiyle sorguya çekip söyletir.. Kabakçı Mustafa kale dışındaki mahallede bulunan evinde imiş.. — Müverrih Asım Efendinin rivayetine göre — o gece evlenmiş v...
⇓ Read more...
On dokuzuncu asır başında seçkin şöhretlerden; Alemdar Mustafa Paşanın en sadık dostlarından; Pınarhisar âyânı; Alemdarın İstanbul yürüyüşünde sağ eli yerinde idi; Paşanın emriyle yanına birkaç yüz seçme sekban neferi alarak sabık Rumeli Feneri dizdarı Ketencioğlunun kılavuzluğu ile Rumeli Feneri Kalesine ılgar ile gitmiş ve ihtilâl sergerdesi Kabakçı Mustafayı idam ederek kaleyi zaptetmişti; Vak’a heyecanlı ve garip bir mâceradır:
Uzun Ali Ağa ve adamları 1223 Cemaziyelevvelinin on dokuzuncu (13 Temmuz 1808) gecesi yarısında Fener Kalesi önüne varırlar, atlardan inerler, hayvanları oradaki bir değirmenin duvarları arkasına siperleyip ve sekbanlardan birkaçını da hayvanlarla bırakıp kale varoşuna yaklaşırlar. Kalenin dış mahallesinde bir kahvehane vardır ki, kale yamaklarından bazıları geceleri orada yatarlar.. Gözü açık bir adam gönderilir, bu, kahvenin tenha, iki üç kişiden başka kimse olmadığı haberini getirir.. Bunun üzerine Ketencioğlu Pınarhisarlı askerlerden on kişi alıp kahvehaneyi sessizce basar, yatanları bağlayıp Uzun Ali Ağaya getirir, bunlar kale yamaklarından iki hayta ile bir oduncudur. Ali Ağa bunları ölüm tehdidiyle sorguya çekip söyletir.. Kabakçı Mustafa kale dışındaki mahallede bulunan evinde imiş.. — Müverrih Asım Efendinin rivayetine göre — o gece evlenmiş ve gerdeğe girmiş (B. : Mustafa, Kabakcı).
Bunlar olurken vakit de hayli ilerlemiş.. seher yaklaşmış.. Haberi veren yamağın kılavuzluğu ile Kabakcının evine gitmişler.. Yamağın bir bacağına uzunca bir yular bağlamışlar, yuların öbür ucunu da Ali Ağanın karakulağı beline sarmış, iki sekban neferi de ciritlerinin demirini yamağın sırtına dayamışlar, kaçmağa teşebbüs ederse hemen saplayacaklar.. Evi sarmışlar, Kabakcının adamlarından olup o gece orada yatanlardan birkaçını karanlıkta neye uğradıklarını anlamadan yakalamışlar.. Ali Ağa da: — Padişahtan emirle geldim, görülecek kârımız vardır! diye harem kapısına dayanmış.. Gürültüden uyanan ev halkı kendilerini toparlayıncaya kadar kapıyı kırıp hareme girmişler, bu evi çok iyi bilen Ketencioğlunun târii ile Kabakçının yattığı odaya kadar çıkmışlar.. Tâbir Müverrih Cevdet Paşanındır, «Kabakcı câme hâbında taş yatur» bir halde imiş, sekbanlardan biri hemen başını kesip işini bitirivermiş..
Ali Ağa kesik başı Ketencioğluna verip ılgar ile orduyu hümayunda Alemdar Paşaya gönderir. Kendisi de oradan hemen kaleye koşar, Yamakları dışarı kovarak kapıları kapar ve sekbanlariyle kaleye kapanır ki o sırada güneş henüz doğuyormuş.. Vak’anın dehşeti ile sersemleşen yamaklarla kale halkı etrafa dağılarak diğer tabyalardaki yeniçeri zorbalarına ve yamaklarına haber verirler.. Evvelâ kimse inanmaz, sonra Kabakcının kale dışındaki evine gelirler ve yataktaki başsız cesedi görünce, kaleye girenlerin kimler olduğunu öğrenmek isterler.. Müracaatlerinde kendilerine kaleden hiçbir cevap verilmez.. Bunun üzerine İstanbula adam gönderilir, ağalarının katli fermanı hümayun ile mi olduğu sorulur.. İstanbuldaki devlet erkânı da hayret içinde kalırlar.. Ne Babıâliden, ne de saraydan böyle bir emir verilmediği söylenir.. Bu sefer, Babıâli, vak’anın tahkikine birini memur eder.. Kaledeki asker bu zata, orduyu hümayundan geldiklerini, kumandanlarının da Pınarhisar âyanı Uzun Hacı Ali Ağa olduğunu bildirirler.. Babıâli şaşırır, vak’anın ordudan tahkikini kararlaştırır.. Fakat kale yamakları, haytalıkları icabı ağalarının intikamını almak hırsiyle Rumeli Feneri kalesini muhasara ederler. Civar tabyalardan da birçok asker toplanır.. Fakat bu sırada Alemdar Paşanın gönderdiği kuvvetli bir müfreze yeniçerileri yarıp kaleye girmeğe muvaffak olur..
İstanbuldaki hükûmet darbesinden sonra, Uzun Hacı Ali Ağa, Alemdar Mustafa Paşa tarafından Boğaz muhafızı tayin edildi.
Theme
Person
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Identifier
IAM020108
Theme
Person
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Description
Volume 2, pages 621-622
See Also Note
B. : Mustafa, Kabakcı
Theme
Person
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.