Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
ALAY KÖŞKÜ
Topkapı sarayını Büyükşehirden ayıran kale duvarlarının, Babıâli karşısındaki dirseği üzerinde güzel bir mermer köşktür ki, İmparatorluk tarihi boyunca zengin hâtıraları vardır.
Üzerindeki kitabeden, (H. 1235) 1819 da İkinci Mahmud devrinde yapıldığı öğreniliyor; bir ahşab yapı olduğu kuvvetle tahmin edilmesi gereken ayni isimdeki köşkün yerine yapıldığı da tarihin aydın bir hakikatidir.
Orduyu hümayun sefere çıkarken ordu esnafının parlak bir alay göstermesi, İmparatorluğun haşmet ve azamet an’anelerinden idi; ordu alayı denilen bu muhteşem resmi geçidi, padişahlar bu köşkten seyrederler ve esnaf ile Büyükşehir halkı, bu vesile ile hükümdarı selâmlamak fırsatını bulurlardı; köşkün adı buradan gelir, nitekim bir adı da «Selâm Köşkü» dür (B: : Esnaf alayı; Ordu alayı).
Osmanlı İmparatorluğunun son vakanüvisi Abdürrahman Şeref Bey, merhum, «Tarihi Osmani Encümeni Mecmuası» na yazdığı «Topkapı Sarayı Hümâyunu» adındaki bir makale silsilesinde, Alay Köşkü hakkında şu satırları yazmıştır:
«Soğukçeşme kapısının sol tarafında ve köşede Alay Köşkü mevcuttur. Alay Köşkü sur üzerine mebni ve mermerden mamûl ve tarzı mimarîsi zarif bir köşk olup padişâhânı izam Babıâli önünden geçecek olan alayları bu köşkten temaşa buyururlarmış. Paşakapısının yani Daireı Sadâretin Bâbıâli tesmiye olunan k...
⇓ Read more...
Topkapı sarayını Büyükşehirden ayıran kale duvarlarının, Babıâli karşısındaki dirseği üzerinde güzel bir mermer köşktür ki, İmparatorluk tarihi boyunca zengin hâtıraları vardır.
Üzerindeki kitabeden, (H. 1235) 1819 da İkinci Mahmud devrinde yapıldığı öğreniliyor; bir ahşab yapı olduğu kuvvetle tahmin edilmesi gereken ayni isimdeki köşkün yerine yapıldığı da tarihin aydın bir hakikatidir.
Orduyu hümayun sefere çıkarken ordu esnafının parlak bir alay göstermesi, İmparatorluğun haşmet ve azamet an’anelerinden idi; ordu alayı denilen bu muhteşem resmi geçidi, padişahlar bu köşkten seyrederler ve esnaf ile Büyükşehir halkı, bu vesile ile hükümdarı selâmlamak fırsatını bulurlardı; köşkün adı buradan gelir, nitekim bir adı da «Selâm Köşkü» dür (B: : Esnaf alayı; Ordu alayı).
Osmanlı İmparatorluğunun son vakanüvisi Abdürrahman Şeref Bey, merhum, «Tarihi Osmani Encümeni Mecmuası» na yazdığı «Topkapı Sarayı Hümâyunu» adındaki bir makale silsilesinde, Alay Köşkü hakkında şu satırları yazmıştır:
«Soğukçeşme kapısının sol tarafında ve köşede Alay Köşkü mevcuttur. Alay Köşkü sur üzerine mebni ve mermerden mamûl ve tarzı mimarîsi zarif bir köşk olup padişâhânı izam Babıâli önünden geçecek olan alayları bu köşkten temaşa buyururlarmış. Paşakapısının yani Daireı Sadâretin Bâbıâli tesmiye olunan kapısı köşke nâzır olan kapıdır. Köşkün karşısında Mektebi Rüşdiyei Askeriye ittihaz olunan mevkide (1958 de Adlî Tıb) sarayın terziler ocağı bulunurmuş. Telgraf ve Posta Nezareti olmak üzere Soğukçeşme kapısı yanında muahharen inşa olunan kârgir bina, memurin ve (kalem kâtiplerini almadığı) cihetle Alay Köşkünde nâzırlar ifâi memuriyet edenlerdi. Alay Köşkü tarihi Osmanimizde kesretle zikri geçen bir yâdigârdır. Pencerelerinin üzerinde mahkûk kitâbesi şudur:
Budur tertibi sâzi saltanati Sultan Mahmudun
Gelüb erkânını seyrettiği kasri felek dergâh
O gündür iydimiz kim bendegâne fer virir gâhi
Verâyi revzeninden mihri rehşan veş o zıllullâh
Beraberken bu kasrin irtifai tâki gerdûne
Yakin ittirdi rahi dâdhahâne o şâhinşâh
Muradi istimai arzıhalidir berâyânın
Sedayı pest ile oldıkça mazlûman adâlethâh
Küreyişşeklolup bu reşki kisrâ tâki sultâni
Yanında Keykubâdın kasrı kaldı köhne bir hargâh
Getürsün pîşigâhi kasre pâ bend ile a’dâsın
Seri bedhahını Hak eylesün galtidei şehrâh...
Dizildi reştei târihe İzzet harfi cevherdar
«Alay Köşkün müretteb kıldı resmi şâhi gerdun câh»
(H. 1235 = M. 1819)
Tarih beytinde görüldüğü üzere, kitabeyi Keçecizade İzzet Molla yazmıştır. Şâir, bu tarih manzumesinin altıncı beytinde Alay Köşkünün tarihî hâtıraları arasında hazin bir noktaya da işaret etmiştir; o da, Osmanlı hükümdarlarının, gözleri önünde öldürtmek istedikleri bazı siyasî mücrimlerin, bu köşk önünde cellâda verilmeleridir; Raşid tarihinin üçüncü cildinden nakledilen aşağıdaki satırlar, hazin bir örnektir:
«Haleb valisi Vezir Haseki Mehmed Paşa, Halebde sikkei mağşûşe işledüb pazârı teatiye kesad ve nizamı teamüle fesad virdi deyu Sadrıâzam tarafından arzu telhis olunmağle sâdir olan fermani hümayun mucibince azil ve ihzar ve mâhi Şevvalin yirmi yedinci günü (H. 1071) Alay Köşkü önünde kendû ve kethüdası ve divan kâtibi ve sarrafının katillerine şemşiri tîri kahrü gazeb derkâr kılındı».
Râşid Efendi, yukarıdaki vakanın geçtiği Dördüncü Mehmed devrinde, çocuk sayılacak yaşlarda idi; Dördüncü Mehmed devrinin büyük bir müverrihi; Silâhdar Fındıklılı Mehmed Ağa, bu vakayı kaydederken, Haseki Mehmed Paşanın, padişah huzuruna Yalı Köşkünde çıktığını, gazebine uğradıktan sonra kethüdası ve sarrafı ile beraber Bostancıbaşı çardağında idam olunduklarını söyler; fakat birkaç satır yukarıda, Alay Köşkünde geçen şu vakayı yazar:
«Mâhi Ramazanın dördüncü salı gününde (H. 1071) sâbika İstanbul kadısı Sadreddinzâde Ruhullah Efendi ve divanı hümayun kâtiplerinden Beylikçi Vecdî (B. : Vecdî) ve Bâki Bey ve Dergâhıâli kapıcıbaşılarından Konyaabazası Mehmed Ağa bâzı mugayyibâtdan haber vermek töhmetiyle Alay Köşkü dahilinde huzuru hümayuna ihzar ve usullerinden istifsar buyurulub, katillerine verilen fetvayi şerif muktezası üzere üçünün bile boyunları urulub lâşeleri taşra bırakıldı».
Alay Köşkü tarihinin eşine rastlanmayan bir vakası da, meşhur Vaka’ayı Vakvayide (B: : Vak’ayi Vakavakiye; Çınar İhtilâli) henüz bir çocuk olan padişah Dördüncü Mehmedin, bu köşkün penceresinde, ihtilâlciler tarafından bir ayak divanına çıkmağa mecbur edilmesidi; aşağıdaki satırlar, bu vak’anın şahid olmuş Hasodalı Mehmed Halifenin Tarihi Gilmanisinden nakledilmiştir:
«Kul taifesi (asker) ayak ziyade basub nâçar saadetlû padişah ve vâlide sultan (Hatice Turhan Sultan) kaymakam vesair zülüflü arz ağları Selâm Köşküne varub ayak divanın eylemek için ve kul tâifesi dahi tâ Atmeydanından köşke varınca izdiham ile padişah huzurunda cem olub dururlar. İleride piyade, ve geride âhenpûş sipah ve sipahzâdeler atlara süvar olub dururlar. Tamam padişah köşke gelürken gördüklerinde içlerinden üç âdem, biri hain Ahmed Paşanın iç mehterliğinden sipahi olmuş Hasan Ağa namında biri ve biri Şamlı Mehmed namında, biri Galata Voyvodası Karakaş Mehmed namında, ileri gelüp ve Hasan Ağa el kaldırub padişaha hayır dua etmeğe âğaz ve Cenabı Bâriye niyaz itdüğü saat sair kul umum üzre ellerin kaldırub ne kadar âvazları var ise âmin çağırdılar» (B. : Ayak Divânı).
Alay Köşkü, Caddeden görünüş
(Resim: Nezih)
Alay Köşkü, Parktan görünüş
(Resim : Nezih)
Theme
Building
Contributor
Nezih
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Identifier
IAM020008
Theme
Building
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Contributor
Nezih
Description
Volume 2, pages 582-584
Note
Image: volume 2, pages 582, 583
See Also Note
B: : Esnaf alayı; Ordu alayı; B. : Vecdî; B: : Vak’ayi Vakavakiye; Çınar İhtilâli; B. : Ayak Divânı
Theme
Building
Contributor
Nezih
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.