Hırkaişerifte, Keçeciler caddesi üzerindedir; ilk yaptıran Fatih devrinin büyük âlimlerinden Akşemseddin Mehmed Efendidir. On sekizinci asır ortasında Üçüncü Ahmed bir gün bu mescidin önünden geçerken öğle ezanı okunmuş, hemen içeri girerek namaz kılmış ve kimin hayratı olduğunu sormuş, Akşemseddin mescidi olduğunu öğrenince bir minber koydurtarak, hatip, müezzin ve kayumunun gündeliklerini de arttırmış. Zamanla pek harab olmuş bulunurken İkinci Abdülhamid devrinde Bosnalı Hacı Emine Hanım isminde bir hayırsever kadının vasiyeti ve oğlu Hakkı Beyin delâletile bugünkü şeklinde ihya edilmiş, son defa da, 1944 de semt halkından toplanan para ile bir tamir görmüştür. Kalın ve bodur taş minareli, dört kâgir duvar üzerine kiremit örtülü, son cemaat yeri aynı çatı altında ahşab küçük bir mesciddir. İkisi son cemaat yerine bakan ve basık, ikisi mihrab duvarında, ikişer tane de diğer iki duvarında olmak üzere sekiz penceresi vardır. Kapıdan girerken kapı ile sağdaki pencere arasında tâlik yazı ve siyah zemin üzerine sarı yaldızlı bir kitabe taşı vardır ki mâbedin ilk tâmirinde konmuştur: Bu mukaddes eseri Akşemseddinin Bozulub olmuş idi hali harâbiye karin Bağdeten bâniyei sâniyesi itti zuhur Oldu bânisinin ihlâsı o suretle muin Bosnanın mûteberi Hâce Emine Hanım Atlıbeyzâdedir ol râhile...

Hırkaişerifte, Keçeciler caddesi üzerindedir; ilk yaptıran Fatih devrinin büyük âlimlerinden Akşemseddin Mehmed Efendidir. On sekizinci asır ortasında Üçüncü Ahmed bir gün bu mescidin önünden geçerken öğle ezanı okunmuş, hemen içeri girerek namaz kılmış ve kimin hayratı olduğunu sormuş, Akşemseddin mescidi olduğunu öğrenince bir minber koydurtarak, hatip, müezzin ve kayumunun gündeliklerini de arttırmış. Zamanla pek harab olmuş bulunurken İkinci Abdülhamid devrinde Bosnalı Hacı Emine Hanım isminde bir hayırsever kadının vasiyeti ve oğlu Hakkı Beyin delâletile bugünkü şeklinde ihya edilmiş, son defa da, 1944 de semt halkından toplanan para ile bir tamir görmüştür. Kalın ve bodur taş minareli, dört kâgir duvar üzerine kiremit örtülü, son cemaat yeri aynı çatı altında ahşab küçük bir mesciddir. İkisi son cemaat yerine bakan ve basık, ikisi mihrab duvarında, ikişer tane de diğer iki duvarında olmak üzere sekiz penceresi vardır. Kapıdan girerken kapı ile sağdaki pencere arasında tâlik yazı ve siyah zemin üzerine sarı yaldızlı bir kitabe taşı vardır ki mâbedin ilk tâmirinde konmuştur: Bu mukaddes eseri Akşemseddinin Bozulub olmuş idi hali harâbiye karin Bağdeten bâniyei sâniyesi itti zuhur Oldu bânisinin ihlâsı o suretle muin Bosnanın mûteberi Hâce Emine Hanım Atlıbeyzâdedir ol râhilei Huldi berîn Vakfedüb meblâği mevfuri vücûhi birre Emri tecdidi o meblâğla olundu temin Etti mahdumları Hakkı Beyefendi himmet Hüsni inşasına sarf etti nakdi temkin Manevi ziynetine ziyneti zâhir verdi Zevki rûhâni ile kıldı kulûbî tezyin Ettiler ruhini hoşnud o veliyyullâhın Oldu memnûn müteşekkir bu kadar ahvei din Cennetül huld didim namına tarih Fevzi H. 1322 (M. 1904) Bitti bu ma’bedi ma’ruf gelin ey ehli yakîn Bâni ü bâniyeye okuyalım fâtihalar İde Hak cümlesini dâri naimde mekîn Temiz, bol ışıklı, tezyinat bakımından yazılmağa değer bir şey görülmiyen bir mesciddir. Mihrab duvarının sağ köşesindeki ahşab minber, sol köşedeki ahşab vâiz kürsüsü, tavanın ortasındaki demirden küçük top kandil, alelâde işçi elinden çıkmış şeylerdir. Mihrabın çiy koyu pembe zemin üzerine koyu yeşil perde nakışları ile mihrabın üst kısmındaki yarım kubbeciğin kiremit rengi sıvası gayet çirkindir; sağ ve sol duvarlardaki pencereler arasında da ayni iptidaî zevkin mahsulü birer çiçek saksısı resmi vardır. Mâbed elektrikle aydınlatılmıştır. Bibl.: Hadikatül cevâmi, I; REK ve Muzaffer Esen, Gezi notu. Akşemseddin Mescidi (Resim : Nezih)