“Drağman müezzini” ve “Drağman zâkiri” lâkaplarile de anılır; on sekizinci asrın seçkin tâlik hattatlarından bestekâr, zakir ve mevlûdhanlarından; Üsküdarlı Ramazan Efendi adında bir zatın oğludur; pek küçük yaşta iken Şeyh Abdülmecid Sivasî Efendinin elinde terbiye edilmiş idi; zikri derviş Ali Şiruganîden, mevlûd okumasile yazıyı da Zeyrek müezzini hattat Hüseyin Efendiden öğrenmişti; Drağman tekkesi şeyhi İsa Efendi eniştesiydi, onun irşadı ile halveti tarikatine girdi, tersanede Çorlulu Alipaşa camiinin cuma vâizi, Drağman tekkesinin de baş müezzini idi. Hayatının son yıllarında Eyüb Nişancasındaki Sivasi tekkesinde bir hücreye çekilmiş ve (H. 1161) 1784 de orada ölmüş, Abdülmecid Sivasî türbesinin yanına gömülmüştür. Bir bestekâr olarak bilhassa tevşişhleri ile meşhurdur, rast makamındaki tevşih’inin ise, Türk dinî musikisinin ölmez parçalarından bir şaheser olduğu kabul edilmiştir ki, aşağıya naklolunan güftesi Kâtipzade Mehmed Ref’i’nindir: Bu şeb hurşîdi evrengi risalet geldi dünyâye Muhammed Mustafanın nûri saldı âleme sâye Donandı âlemi bâlâ serâser nûr ile ol şeb Kadem basdı vücud iklimine ol âsuman pâye. Muhayyerden bestelediği şu güzel ilâhinin güftesi Abdülâhad Nurinindir: Gönül senden peyâmı yârı özler, Haber ver ey sabâ dost ellerinden. Uyumaz her seher yolları...

“Drağman müezzini” ve “Drağman zâkiri” lâkaplarile de anılır; on sekizinci asrın seçkin tâlik hattatlarından bestekâr, zakir ve mevlûdhanlarından; Üsküdarlı Ramazan Efendi adında bir zatın oğludur; pek küçük yaşta iken Şeyh Abdülmecid Sivasî Efendinin elinde terbiye edilmiş idi; zikri derviş Ali Şiruganîden, mevlûd okumasile yazıyı da Zeyrek müezzini hattat Hüseyin Efendiden öğrenmişti; Drağman tekkesi şeyhi İsa Efendi eniştesiydi, onun irşadı ile halveti tarikatine girdi, tersanede Çorlulu Alipaşa camiinin cuma vâizi, Drağman tekkesinin de baş müezzini idi. Hayatının son yıllarında Eyüb Nişancasındaki Sivasi tekkesinde bir hücreye çekilmiş ve (H. 1161) 1784 de orada ölmüş, Abdülmecid Sivasî türbesinin yanına gömülmüştür. Bir bestekâr olarak bilhassa tevşişhleri ile meşhurdur, rast makamındaki tevşih’inin ise, Türk dinî musikisinin ölmez parçalarından bir şaheser olduğu kabul edilmiştir ki, aşağıya naklolunan güftesi Kâtipzade Mehmed Ref’i’nindir: Bu şeb hurşîdi evrengi risalet geldi dünyâye Muhammed Mustafanın nûri saldı âleme sâye Donandı âlemi bâlâ serâser nûr ile ol şeb Kadem basdı vücud iklimine ol âsuman pâye. Muhayyerden bestelediği şu güzel ilâhinin güftesi Abdülâhad Nurinindir: Gönül senden peyâmı yârı özler, Haber ver ey sabâ dost ellerinden. Uyumaz her seher yolları gözler Haber ver ey sabâ dost ellerinden. Bibl. : Müstakimzâde, Tuhfei hattâtin; S. N. Ergun, Türk Dinî Musikisi.