1908 meşrutiyetinin 31 mart vakasında, bu irticâ kıyamı bastırılırken şehadeti üzerine, bütün memleketde “Şehidî hürriyet” diye meşhur olan bir kurmay binbaşıdır. 1877 de İstanbulda Çengelköyünde doğdu, Meyva Gümrüğü nâzırı Emin Efendinin oğludur. 1903 de Harbiye Mektebinden kurmay yüzbaşı olarak birincilikle çıktı; Rumelide eşkiya takibinde yararlıklar gösterdi, kolağası oldu, Harbiye Mektebi tabiye muallimliğine tayin edildi, bir ara da Bağdad Harbiye Mektebi Müdürlüğünde bulundu; 1908 de Edirnede İkinci Ordu erkânıharbiyesine tâyin edildi. 31 mart vak’asında Hareket Ordusunun öncü kuvveti kumandanı olarak mürteci askerleri tedib ve tenkile memur edildi ve Taksimde şehit oldu. Şehadetinde henüz 32 yaşında, son derecede yakışıklı, son derecede afif ve cessur, türk ordusunda parlak istikbal vaad eden bir zâbit idi. Merhum Yunus Nadi, “İhtilâl ve İnkılâbı Osmanî” adındaki eserinde Ahmed Muhtar Beyin şehadetini şöylece naklediyor: “Bu zaferi hürriyetten evel bir ziyaı elîm vukua gelmiştir. O da, öncü kumandanı erkânıharp binbaşısı Ahmed Muhtar Beyin şehâdetidir. Muhtar Bey, bir zabit ve mikdarı kâfi askerle Taksim karakolhanesi önünde Harbiyeye doğru ilerlediği esnada karşısına ansızın âsi avcu bölüğünden bir kaç hain zuhur etmiş, bu müfrezeyi görür görmez derhal diz çökerek üzerle...

1908 meşrutiyetinin 31 mart vakasında, bu irticâ kıyamı bastırılırken şehadeti üzerine, bütün memleketde “Şehidî hürriyet” diye meşhur olan bir kurmay binbaşıdır. 1877 de İstanbulda Çengelköyünde doğdu, Meyva Gümrüğü nâzırı Emin Efendinin oğludur. 1903 de Harbiye Mektebinden kurmay yüzbaşı olarak birincilikle çıktı; Rumelide eşkiya takibinde yararlıklar gösterdi, kolağası oldu, Harbiye Mektebi tabiye muallimliğine tayin edildi, bir ara da Bağdad Harbiye Mektebi Müdürlüğünde bulundu; 1908 de Edirnede İkinci Ordu erkânıharbiyesine tâyin edildi. 31 mart vak’asında Hareket Ordusunun öncü kuvveti kumandanı olarak mürteci askerleri tedib ve tenkile memur edildi ve Taksimde şehit oldu. Şehadetinde henüz 32 yaşında, son derecede yakışıklı, son derecede afif ve cessur, türk ordusunda parlak istikbal vaad eden bir zâbit idi. Merhum Yunus Nadi, “İhtilâl ve İnkılâbı Osmanî” adındaki eserinde Ahmed Muhtar Beyin şehadetini şöylece naklediyor: “Bu zaferi hürriyetten evel bir ziyaı elîm vukua gelmiştir. O da, öncü kumandanı erkânıharp binbaşısı Ahmed Muhtar Beyin şehâdetidir. Muhtar Bey, bir zabit ve mikdarı kâfi askerle Taksim karakolhanesi önünde Harbiyeye doğru ilerlediği esnada karşısına ansızın âsi avcu bölüğünden bir kaç hain zuhur etmiş, bu müfrezeyi görür görmez derhal diz çökerek üzerlerine ateş etmeğe başlamışlardır. İşte bu esnada Ahmed Muhtar bey bir kurşunla böğüründen yaralanmış, yaralanır yaralanmaz beygirinden düşmüş, refiki bulunan zabit kendisini o dağdağa içinde çekmek istemiş ise de Ahmed Muhtar bey böğründen aldığı kurşunun tesirile bir sadâyi canhirâş çıkararak: — Aman bir kurşun daha atın! Çabuk öleyim!.. diye feryad etmiştir. Ahmed Muhtar Bey en faal ve en muktedir erkânı harbiye zabitlerimizden olmakla şu suretle bu ziyaı feci, istihsali hürriyetten mütevellit âzîm bir neşvei cengâverâneye mazhar olan ordu efradının nâsiyesinde elîm bir alâmeti teessür husule getirmiştir.” Ahmed Muhtar Bey, diğer hürriyet şehitlerile beraber ve onların başında, Âbidei Hürriyete defnedildi (B. : Âbidei Hürriyet). Bibl. : I. A. Gövsa, Türk meşhurları. Şehidi hürriyet Ahmed Muhtar Bey (Resim : H. Çizer)