Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
Kalaycıbağçesi Murder article
KALAYCIBAĞÇESİ CİNÂYETİ – İçki yüzünden ve cinsî sapıklık yolunda işlenmiş bir cinâyet olup zamanında Tophâneden Hasköye kadar uzanan geniş bir bölgede çok derin akisler yapmışdır. Mahkeme safhası Cerîdei Mahâkimi Adliyede tafsilâtı ile kaydedilmişdir.
1890 yılı Temmuzunun onüçüncü günü, Hasköyde kalaycı bahçesinde henüz onsekiz ondokuz yaşlarında genç bir askerin ölüsü bulunuyor. Tam kalbinin üstünden hançerle vurulan bu delikanlı, Tophanei Amire Sanayi İkinci Alayının Üçüncü İdadî taburunun üçüncü bölüğü neferlerinden Ariftir (B.: Ârif,Nefer, cild 2,sayfa 980).
Genç Arifin anasından başka kimsesi yoktur. Yakışıklı, güzel bir çocuktur. Tophane'de kendisini ustalarına ve arkadaşlarına sevdirmiştir ; bir tane de samimî arkadaşı vardır, yaşca akranı, vücud yapısı bakımından iriyarı, güçlü ve kuvvetli olan bu gencin adı da İsmail Hakkı'dır, Tersanede amele kâtibidir, evvelce o da Tophanedeki sanayi alayında bulunmuş, fakat külhânî tavırları yüzünden tophanenin sıkı disiplinine ayak uydurmamış, Tersaneye kapulanmıştır. Arif ile olan arkadaşlığı da Tophane ocağından beri devam etmektedir..
Kalaycı bahçesi cinayetinin esrar perdesi pek çabuk kalkıyor ; cinayet Temmuzun onikinci gününe rastlayan bir cuma günü işlenmiştir, hançerle vurulan ceset ertesi gün sabahleyin görülmüştür, pek az ...
⇓ Read more...
KALAYCIBAĞÇESİ CİNÂYETİ – İçki yüzünden ve cinsî sapıklık yolunda işlenmiş bir cinâyet olup zamanında Tophâneden Hasköye kadar uzanan geniş bir bölgede çok derin akisler yapmışdır. Mahkeme safhası Cerîdei Mahâkimi Adliyede tafsilâtı ile kaydedilmişdir.
1890 yılı Temmuzunun onüçüncü günü, Hasköyde kalaycı bahçesinde henüz onsekiz ondokuz yaşlarında genç bir askerin ölüsü bulunuyor. Tam kalbinin üstünden hançerle vurulan bu delikanlı, Tophanei Amire Sanayi İkinci Alayının Üçüncü İdadî taburunun üçüncü bölüğü neferlerinden Ariftir (B.: Ârif,Nefer, cild 2,sayfa 980).
Genç Arifin anasından başka kimsesi yoktur. Yakışıklı, güzel bir çocuktur. Tophane'de kendisini ustalarına ve arkadaşlarına sevdirmiştir ; bir tane de samimî arkadaşı vardır, yaşca akranı, vücud yapısı bakımından iriyarı, güçlü ve kuvvetli olan bu gencin adı da İsmail Hakkı'dır, Tersanede amele kâtibidir, evvelce o da Tophanedeki sanayi alayında bulunmuş, fakat külhânî tavırları yüzünden tophanenin sıkı disiplinine ayak uydurmamış, Tersaneye kapulanmıştır. Arif ile olan arkadaşlığı da Tophane ocağından beri devam etmektedir..
Kalaycı bahçesi cinayetinin esrar perdesi pek çabuk kalkıyor ; cinayet Temmuzun onikinci gününe rastlayan bir cuma günü işlenmiştir, hançerle vurulan ceset ertesi gün sabahleyin görülmüştür, pek az sonra, kâtil karakola ihbar edilmiştir. Pîri Paşa karakoluna gelen Ahmed isminde bir bahriye neferi şunları söylemiştir:
- Arifi vuran samimî arkadaşı Hakkıdır..Hakkı onu çok severdi, Arifin başkalarile konuşmasını bile istemezdi, Cuma günü saat dört sularında kahvede oturuyordum, Hakkı körkütük sarhoş bir halde kahveye geldi, beni dışarı çağırarak: “Ahmed, ben katil oldum, sarhoşlukla ne yaptığımı bilmedim..Sevgili Arifimi sol memesi üstünden kama ile vurdum..öldürdükten sonra da yarasını açtım baktım !.” dedi ve sonra kimseye söylememekliğim için bana yemin ettirdi.. Fakat ben işte size haber veriyorum !..
Kendisi de çocuk denilecek yaşta olan kâtil Hakkı yakalandığı zaman halâ sarhoştu... İlk sözü: “Arifi ben vurmadım !.” demek oldu. Sorguya çeken zâbıtaya:
- Arif, beni Hakkı vurdu diyor !.
Deyince, kâtil, kurbanının hayalini görür gibi oluyor, titreyerek:
- Yalan !. Arif öldü !. diye homurdanıyor.
- Arifin öldüğünü nerden biliyorsun ?..
- Onu emin onbaşı ile Bahriyeli Ahmed kalaycı bahçesine götürüp öldürmüşler..Cuma günü Piripaşa iskelesinde Arifi bekledim..Kâğıthaneye gitmek için sözleşmiştik.. Vaz geçtik, Ayazmaya gidelim dedik.. Yolda Emin onbaşı ile bahriyeli Ahmede rastladık.. “Nereye gidiyorsunuz?” dediler. “Ayazmaya gidiyoruz” dedik. “Bu gün beraber gezelim !.” dediler. Ben o adamları hiç sevmem.. “Siz keyfinize bakın ağabey . Biz Arifle Ayazmada oturacağız..” dedim. Onlardan ayrıldıktan sonra ayazmaya gittik.. Orası tenha idi, oturmadık.. İstanbula dönelim dedik .. Kalaycı bahçesine gelirken önümüze yine Emin Çavuş ile Ahmed çıktı.. Ellerinde rovelver ve bıçak vardı.. Meğer onlar Arife kin besliyorlarmış.. Beni tehdit ederek kaçırdılar..Arifi de Kalaycı bahçesine götürüp vurmuşlar..
- Yakalandığın zaman sarhoş imişsin ?..
- Korkudan sonra içtim..
- Niçin korktun ..
- Beni katil diye tutacaklarından korktum !.
- Raporunda Arifin de rakı içtiği yazılı !? ne dersin..
- Belki bana gelmeden içmiştir...
- Meyhaneci Karnik sizin beraber içtiğinizi söylüyor...
- Efendim.. size doğrusunu söyliyeyim mi?..Biz o gün Arifle beraber rakı içtik.. Evvelce söylemediğimin sebebi, sarhoşlukla elimden kan çıktığını sanırsınız diye.. Mahkeme celseleri uzadıkça, İsmail Hakkı cinayetini itirafa doğru yaklaşıyor. Meyhaneci Karniği dehşet içinde dinliyor:
- Vak'a günü saat dörtte Armenak ve Leon ile meyhanede iskambil oynarken Hakkı yanında genç bir neferle geldi. İki şişe rakı içtikten sonra çıkıp gittiler. Bir saat sonra Hakkı yalnız olarak geldi. Meyhanede dolaşmağa başladı. Nen var diye sordum ; “arkadaşımı vurdum !” diye bağırarak savuştu.. yirmiüç yaşında kazancı Armenak ile 25 yaşında balıkçı Leon bu ifadeyi aynen tekrarladılar.
Cinayetin âleti olan bıçağı gösteren hâkime, tersane kâtiplerinden bir kaçı: “bu İsmail Hakkının bıçağıdır !.” dediler. Zavallı Arifin anası Sıdıka Hanım, ağlamaktan boğularak:
- Yavrum bir sabah çıktı, bir daha dönmedi..sonra öldürüldüğünü haber aldım .. dedi. Hakkı, Arifin anasının yüzüne bakamıyordu. Hattâ hâkimin:
- Bak bakalım bu kadını tanıyor musun?.dediği halde başını kaldırmadı ; ve nihayet bağıra bağıra cinayeti itiraf etti:
- Ben öldürdüm hâkim bey !.ama hep rakıdan..Beni mahveden içkidir.. Onun yüzünden kâtil oldum ben.. Ne zaman rakı içsem, kafamın içine bir şeytan girer.. Yoktan hır çıkarırım .. sevgili arkadaşımı da sarhoşluk yüzünden yaktım.. İnsan rakı içince arkadaşlık, kardaşlık.. Her şeyi unutuyor..
İsmail Hakkı: “sen gayrı taammüden kâtilden teşhir edilerek 15 yıl küreğe..” mahkûm oluyor.
Theme
Event
Contributor
Type
Clipping, Document
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Article Title
Identifier
K6I008
Theme
Event
Subject
Type
Clipping, Document
Format
Print, Typewriting, Handwriting
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Description
Text prepared for the Kal-Kalender-Kalensuva chapter of Istanbul Encyclopedia
Note
Print and typewriting on paper. The clipping is glued to the document. Corrections and additions are made with pen.
See Also Note
Ârif (Nefer), cild 2, sayfa 980
Provenance
Istanbul Encyclopedia Archive has been opened to access in cooperation with Kadir Has University and Salt.
Theme
Event
Contributor
Type
Clipping, Document
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.