On sekizinci asır ülemasından ve asrın namlı tâlik hattatlarından; Şehir emini unvanile meşhur Durmuş Efendinin oğludur, itinâlı bir tahsil görmüş tâlik yazıyı Siyahî Ahmed efendiden meşketmiş, bu yazıda zamanının büyük üstadları sayılan Kazasker Ârif Efendi ve Kırımî Camii imamım Ahmed Efendi ile de yazı hakkında “sohbet ve müzakere” edecek dereceye yükselmişti. Tâlik yazıyı pek seven meşhur Şeyhülislâm Feyzullah Efendinin hususî kâkitib olmuş, efendinin oğullarına yazı hocalığı yapmış, bu hizmetleri karşılığı da mesleğinde himâye edilerek İstanbulda altmışlı medreselerden birine müderris olmuştu. Hâmisinin feci ölümüne varan Edirne vak’asından sonra bir ara gözden düşdü, Çorlulu Ali Paşa sadaretinde Üçüncü Amhed kendisine bir nüsha “Gurabzâdei Bağdadî tefsiri” sipariş etti ve bu münasebetle Sultanahmed müderrisi tayin olundu, Süleymaniye pâyesi verildi bir müddet sonra da İzmir kadısı oldu. Fakat nüshayı bitirmeden İzmir kadısı oldu. Fakat nüsnayı bitirmeden İzmire gimesine izin verilmeyip bir nâib göndermesi bildirildi. İzmiş müddetini doldurduktan sonra altı yıl mazul kaldı, Damad İbrahim Paşanın rikâbı hümayun kaymakamlığında Edirne kadısı oldu, Mekke pâyesi aldı, bu vazifeden tekü de sevkedildi, İznik arpalığı ile İstanbuldaki evinde münzeviyâne yaşarken 1717 (H. 1129) de ö...

On sekizinci asır ülemasından ve asrın namlı tâlik hattatlarından; Şehir emini unvanile meşhur Durmuş Efendinin oğludur, itinâlı bir tahsil görmüş tâlik yazıyı Siyahî Ahmed efendiden meşketmiş, bu yazıda zamanının büyük üstadları sayılan Kazasker Ârif Efendi ve Kırımî Camii imamım Ahmed Efendi ile de yazı hakkında “sohbet ve müzakere” edecek dereceye yükselmişti. Tâlik yazıyı pek seven meşhur Şeyhülislâm Feyzullah Efendinin hususî kâkitib olmuş, efendinin oğullarına yazı hocalığı yapmış, bu hizmetleri karşılığı da mesleğinde himâye edilerek İstanbulda altmışlı medreselerden birine müderris olmuştu. Hâmisinin feci ölümüne varan Edirne vak’asından sonra bir ara gözden düşdü, Çorlulu Ali Paşa sadaretinde Üçüncü Amhed kendisine bir nüsha “Gurabzâdei Bağdadî tefsiri” sipariş etti ve bu münasebetle Sultanahmed müderrisi tayin olundu, Süleymaniye pâyesi verildi bir müddet sonra da İzmir kadısı oldu. Fakat nüshayı bitirmeden İzmir kadısı oldu. Fakat nüsnayı bitirmeden İzmire gimesine izin verilmeyip bir nâib göndermesi bildirildi. İzmiş müddetini doldurduktan sonra altı yıl mazul kaldı, Damad İbrahim Paşanın rikâbı hümayun kaymakamlığında Edirne kadısı oldu, Mekke pâyesi aldı, bu vazifeden tekü de sevkedildi, İznik arpalığı ile İstanbuldaki evinde münzeviyâne yaşarken 1717 (H. 1129) de öldü. Kabri Topkapıdadır. Yakın dostlarından olan vak’anüvis Raşid Efendi bu seçkin hattatın İzmir kadılığına tayininde onu şöylece över: İmadı bünyei darülkemal Ahmed Efendi kim, Sezâdır kıt’ası tâlik olunca arşı tahrire Şehi vâlâ seriri mesnedi hatdır nola olsa Eğer mülki hünerde şevketi galip Ali Mir’e. Zamanında İstanbulda ve Edirnede yapılan bir çok hayratın, bu arada Çorlulu Ali Paşanın Tersâne yanındaki camiinin, Süleymaniye civarında Kaptanibrahimpaşa Camii ve sebilinin, Fatihte Feyzullah Efendi Medresesinin (millet kütüphanesi), Üskürdarda Yenivâlide Camiinin kitabelerini o yazmıştı. Kaleminin süratile de meşhurdu. Büyük kıt’ada olmak üzere günde okuz kırk beyit yazdığı ve derhal yerine teslim ettiği olurdu. Ölümü münasebeti ile kendisine dört sayfa ayıran Reşid Efendi: “Vâdi sohbet ve ülfette ise fevkalâde nazik idi, bu bakımdan yerini boş bırakanlardan biri oldu. Zengin fakir demeyip herkesle düşüp kalkardı, gece ve gündüz yârân tedariki tedariki mizacında idi, evi, nüktedanı yârânın toplandığı bir mektebi irfan idi” diyor. Bibl. : Raşid Tarihi, IV; Müstakimzâde, Tuhfei hattâtin.