KADIN OLAN ERKEKLER – Aşağıdaki satırları 19 kasım 1974 tarihli Tercüman gazetesinde yayınlanmış Mustafa Senyücel imzalı ve “Türkiyede 5 yılda 800 erkek ameliyatla kadın oldu” başlıklı yazıdan alıyoruz: “ Ameliyat ile erkekler kadın oluyor.Bu ameliyatlar İstanbul,Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde mutahassısları tarafından yapılıyor. “ Cinsiyet bozuklukları ortaya çıkan şahısların hemen hepsi ameliyat ile kadın olmayı tercih ediyorlar.Cinsiyet bozuklukları birkaç grupda toplanmaktadır. Bir kısmı anatomik olarak ya tam kadın ya da tam erkekdir.Fakat doğuşdan,karşı cinsin psikolojisine sahipdirler.Bir kısım şahıslarda da bu hastalık,kadın ve erkek organlarının tamamen veya bir kısmının karışık şekilde bir arada bulunması ile ortaya çıkmaktadır.Bu durum ,o kişilerin psikolojik ve fizyolojik fonksiyonlarına tesir etmektedir. “ Bu tip hastalıkların tedavisine doktorlar,önce laboratuvar testleriyle işe başlarlar,şahsın cinsiyet kromozomları tayin edilir,hangi cinsiyet ağır basıyor ise ve hasta reşid yaşda ise,kendisinin isteğine uyularak ameliyat yapılmaktadır. “ Ameliyatdan sonra ise yapılan hormon tedavisiyle erkek tamamen kadınlaşmaktadır,göğüsleri büyümekte,sakalları,bıyıkları seyrekleşip dökülmektedir..” Bu yazıya,gazete tarafından Cerrahpaşa Tıb Fakültesi öğretim üyesi Dr.Ali ...

KADIN OLAN ERKEKLER – Aşağıdaki satırları 19 kasım 1974 tarihli Tercüman gazetesinde yayınlanmış Mustafa Senyücel imzalı ve “Türkiyede 5 yılda 800 erkek ameliyatla kadın oldu” başlıklı yazıdan alıyoruz: “ Ameliyat ile erkekler kadın oluyor.Bu ameliyatlar İstanbul,Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde mutahassısları tarafından yapılıyor. “ Cinsiyet bozuklukları ortaya çıkan şahısların hemen hepsi ameliyat ile kadın olmayı tercih ediyorlar.Cinsiyet bozuklukları birkaç grupda toplanmaktadır. Bir kısmı anatomik olarak ya tam kadın ya da tam erkekdir.Fakat doğuşdan,karşı cinsin psikolojisine sahipdirler.Bir kısım şahıslarda da bu hastalık,kadın ve erkek organlarının tamamen veya bir kısmının karışık şekilde bir arada bulunması ile ortaya çıkmaktadır.Bu durum ,o kişilerin psikolojik ve fizyolojik fonksiyonlarına tesir etmektedir. “ Bu tip hastalıkların tedavisine doktorlar,önce laboratuvar testleriyle işe başlarlar,şahsın cinsiyet kromozomları tayin edilir,hangi cinsiyet ağır basıyor ise ve hasta reşid yaşda ise,kendisinin isteğine uyularak ameliyat yapılmaktadır. “ Ameliyatdan sonra ise yapılan hormon tedavisiyle erkek tamamen kadınlaşmaktadır,göğüsleri büyümekte,sakalları,bıyıkları seyrekleşip dökülmektedir..” Bu yazıya,gazete tarafından Cerrahpaşa Tıb Fakültesi öğretim üyesi Dr.Ali Nihad Mındıkoğlunun “Cinsî Bozukluklar” başlıklı bir yazısı eklenmişdir.Doktor cinsî bozuklukları şu gruplara ayırıyor: 1 – Homoseksüalite.Bir çok tipleri vardır.Şahıs ya doğuşdan homoseksüeldir, yahud bir çok safhalardan geçdikden sonra o karakterlere sahib olur. 2 – Transvestizm.Karşı tarafın elbiselerini giymekten hoşlananlar.Bunlar ameliyat ile cinsiyetini değiştirmek istemezler. 3 – Transseksüalizm.Uzuvlarında bir noksanlık olmadığı halde ve karşı cinsin yaşantısını sürdürürler.Cerrahî müdahale veya hormon tedavisi ile karşı cinsin anatomik yapısına da sahib olmak isterler.İstekleri olunca tamamen şifa bulurlar,fakat bu grupdan erkekler kadın olsalar da çocukları olmaz. 4 – İnterseksüalizm.Eskiden bu şahıslara Hermafrodit (Hünsâ) derlerdi (B.: Hünsâ,cild ,sayfa ).Anadan doğma bir bozuklukdur.Her iki cinsin organları tam teşekkül etmiş olabildiği gibi ,erkekliği veya kadınlığı üstün teşekkül etmiş de olabilir.Bu durum çocuklukda farkedilirse ameliyat ile tercih edeceği cinsiyete veya üstün olan cinsiyetine kavuşturulur.Bazan ileri yaşlarda fark edilir,o zaman hünsâ büyük ruhi bunalımlar geçirir ve ameliyat ile tercih edeceği cinsiyete kavuşturulur. Tercüman Gazetesinde yayınlanan bu yazıların yanında kadın olmuş beş erkeğin hem erkekiken,hem de kadın oldukdan sonra resimleri de bulunmaktadır,yalnız isimleri yazılmamış,gözleri de siyah bir band ile kapatılmışdır. Kadın Olan Bir Erkeğin Hikâyesi – Karadeniz yalısı uşaklarından olan Sandalcı Ali bir hünsâ olarak doğmuş ve 19-20 yaşlarına kadar İstanbulda Haliç boyunda bir iskelede sandalcılık yapmışdır.Önce genc ve güçlü kuvvetli ayakdaşlarına karşı sevgi ilgileri duymuşdur,ve onlardan birine,gaayet mahrem olarak vücud yapısı özründen duyduğu ızdırabı anlatmış,ve ondan:“Sen kız olmasan da bize nikâh düşer” gibi bir cevab almışdır ve kendisine “Kız Ali” diye hitab eden o ayakdaşı kötü yolda bir mahrem hayat sürmüşdür.Nihâyet derdini dinletmek için bir hastahâneye baş vurmuş,ameliyat olmuş ve hormon tedavileri başlamış,güzel bir kız olmuş ve bir gece kulübünde konsommatris olarak çalışmaya başlamıştır,o muhitde de “Sandalcı Aliye” diye anılmışdır.Dans,nezâket,sohbet,kadın tavır ve hareketleri öğrenmişdir (1960) Bürhan OLKER