Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
Kösem Mahpeyker Sultan article
KÖSEM MAHPEYKER SULTAN – Osmanlı İmparatorluğu tarihinin en büyük kadın şöhreti ;kocasının (Birinci Ahmed),iki oğlunun (Dördüncü Murad ve İbrahim) ,ve bir torununun (Dördüncü Mehmed) zamanında pâdişahlıklarında “Haseki Sultan”,“Valde Sultan” ve “Koca Valde Sultan” olarak yarım asra yakın (1603 – 1651) saltanat sürmüş muhteşem bir kadındır.
Sevmiş, sevilmiş, baş tacı edilmiş; Osmanlı sarayında türlü entrikalarla karşılaşmış ve rakiblerinin hepsini yere sermiş, saltanatı uğruna cinayete varınca her şeyi meşru görmüş; sonsuz bir maddi hırs içinde yaşıyarak Karun hazineleri toplamış ve o yolda rüşvet almış, ticaretle meşgul olmuşdur; halkcıl olmasını bilmiş, deryadan katreler sarfederek yetim, öksüz, yoksul kızlara çeyizler yapmış, şefik ve rahim görünmüş; cami yaptırmış, mektep yaptırmış, hamam yaptırmıştı; gök yüzünde elmas gibi parlıyan yıldızlara benzer, aslında cehennemî bir ateş külçesidir.
Osmanlı sarayında geldiği tarihte on üç yaşından büyük değildi, on dört yaşındaki veliaht şehzade Ahmedin koynuna verildi ve bir kaç ay sonrada şehzadesi Padişah, Kendisi Haseki sultan oldu.
Adalı bir Rum kızıydı, ırkının ince güzelliğine ve âteşin zekâsına sahibdi; islâmiyeti kabûlünde konmuş adı “Hatice”dir, “Mahpeyker” ismi Osmanlı sarayı hareminde verilmişdir.
Genç pâdişahı teshir etti; ...
⇓ Read more...
KÖSEM MAHPEYKER SULTAN – Osmanlı İmparatorluğu tarihinin en büyük kadın şöhreti ;kocasının (Birinci Ahmed),iki oğlunun (Dördüncü Murad ve İbrahim) ,ve bir torununun (Dördüncü Mehmed) zamanında pâdişahlıklarında “Haseki Sultan”,“Valde Sultan” ve “Koca Valde Sultan” olarak yarım asra yakın (1603 – 1651) saltanat sürmüş muhteşem bir kadındır.
Sevmiş, sevilmiş, baş tacı edilmiş; Osmanlı sarayında türlü entrikalarla karşılaşmış ve rakiblerinin hepsini yere sermiş, saltanatı uğruna cinayete varınca her şeyi meşru görmüş; sonsuz bir maddi hırs içinde yaşıyarak Karun hazineleri toplamış ve o yolda rüşvet almış, ticaretle meşgul olmuşdur; halkcıl olmasını bilmiş, deryadan katreler sarfederek yetim, öksüz, yoksul kızlara çeyizler yapmış, şefik ve rahim görünmüş; cami yaptırmış, mektep yaptırmış, hamam yaptırmıştı; gök yüzünde elmas gibi parlıyan yıldızlara benzer, aslında cehennemî bir ateş külçesidir.
Osmanlı sarayında geldiği tarihte on üç yaşından büyük değildi, on dört yaşındaki veliaht şehzade Ahmedin koynuna verildi ve bir kaç ay sonrada şehzadesi Padişah, Kendisi Haseki sultan oldu.
Adalı bir Rum kızıydı, ırkının ince güzelliğine ve âteşin zekâsına sahibdi; islâmiyeti kabûlünde konmuş adı “Hatice”dir, “Mahpeyker” ismi Osmanlı sarayı hareminde verilmişdir.
Genç pâdişahı teshir etti; Sultan Ahmed ona “Kösem” lâkabını verdi. Kösem, sürünün başında giden demekti.
Mahpeyker de Padişahı çılgın gibi sevdi; Sultan Ahmed ince, zarif, güzel bir çocuktu, gayet dindardı. İstanbul bahçelerinde ve kasırlarında saz ve söze inhisar eden zevk ve safa ve kalp temizliği içinde ibadetle geçen bu yıllar, Kösem Sultanın hayatında en mesud devirdir.
Sultan Ahmedin muhtelif kadınlardan beş oğlu dünyaya gelmişti; büyük şehzade Osmanın anası Mahfîruz Haseki idi. Büyük şehzadeyi doğurmak fırsatını kaçırmak Kösemin istikbali için ağır bir darbeydi.
Sultan Ahmed 1617 de pek genç, yirmi sekiz yaşında öldü (B.: Ahmed I., cild 1, sayfa 279). Kösem de Sultan Ahmedin bütün harem takımiyle beraber Beyazıttaki eski saraya gönderildi. Burada, belki de ölünceye kadar çile dolduracakdı.
Sultan Ahmedin kardeşi Birinci Mustafa padişah oldu, fakat az sonra bir mecnun olduğu görüldü ve tahttan indirildi; henüz on dörd yaşında bir çocuk olan ikinci Osman tahta oturdu. Sihhatli ve cevval bir gençdi. Kendisine uzun bir saltanat vadedilmiş görünüyordu. Fakat dört sene sonra kanlı bir ihtilâlin bahtsız kurbanı oldu. Tımarhanelik deli ikinci defa tahta oturdu. Mustafanın bu ikinci padişahlığı ancak bir yıl sürdü. Deliliği halk ağzına düşünce tahtdan indirildi (1623) , Dördüncü Murad padişah, anası Kösem Mahpeyker sultan da valide sultan oldu.
Osman gibi on dört yaşında tahta oturan Dördüncü Muradın ilk yılları gürültülü ve kanlı bir anarşi devri oldu. Genç padişah ancak on sekiz yaşından sonradır ki devlet idaresini eline alabildi. Ve Osmanlı tarihinin amansız müstebit hükümdarlarından biri oldu. Kösem Sultan, haremde padişah gözdesi kadınlara tahammül edecek analardan değildi; oğlunu enderunu hümayunun güzel delikanlılariyle düşüp kalkmağa teşvik etti ve kendisi haremin rakibsiz hâkimesi kaldı; oğlunun üzerinde nüfuz sahibiydi, Kösem Sultanın kapısı, koca imparatorluğun hâcet kapısı oldu; mansıb (memuriyet) arıyan, memuriyetini, mevkiini korumak istiyen, büyük ticaret işleri peşinde koşan oraya başvurdu ve Valide Sultanın ayaklarına büyük bir servet akmaya başladı.
Sultan Murad gözde nevcivanları ile gece gündüz içiyordu; müthiş ayyaş ve kanlı bir müsdebit olmuştu. Kardeşlerinden evvelâ Süleymanla Ahmedi, sonra da Kasımı cellâda vermişdi. Öz evlâdı Kasımı kurtaramıyan Kösem ölüm sırasının diğer oğlu İbrahime ve hattâ kendisine geldiğini görüyordu.
Sultan Muradın çılgın ve sapık eğlencelerinde mütehassız bir nedim olarak hizmet gören İranlı bir Prens, Yusuf Han, ayyaş padişahı anası aleyhine muvaffakiyetle tahrik ediyordu. Kösemi ve İbrahimi beklenmedik bir hâdise, sultan Muradın sirozdan ölüm döşeğine yatması kurtardı (1640).
İbrahimin hükümdarlığı, Kösem sultana rahat bir nefes aldırttı. İbrahim, osmanlı hanedanının tek erkeği olarak kalmıştı; yıllarca ölüm korkusu içinde yaşamış olduğundan erkeklik kudreti, zürriyet kabiliyeti düğümlenmişti. Kösem, Osman Oğullarını inkırazdan korumayı kendisine mukaddes bir vazife bildi; padişahdan döl almak için her şeyi yaptı hekimler kuvvet macunları hazırlarken; hocalar muska yazar ve üfürükçüler okur üflerken Valide sultan da haremi hümayunu, her biri cennet kaçkını güzel bâkirelerle doldurdu. Bu hümmalı çalışma muvaffakiyetle neticelendi, sarayın odalarında, birbiri peşinden doğan şehzadelerin ve sultanların beşikleri sallanmağa başladı. Her biri türlü işve ve cilve ile padişahı bendedmeğe çalışan kadınlar, Kösemin nüfuzu için bir tehlike olmağa başladılar; öylesine ki, bir hiddet ve gazab anında, Sultan İbrahim, haşmetli ve azemetli anasını Topkapı dışındaki bahçesine sürgün etti.
Kösem sultan derhal hazinesine el attı; yeniçeri ocağının ileri gelen ağalariyle anlaşdı ve yeniçeri silâhına dayanarak padişahın arzusuna rağmen saraya döndü. Saraya döndükden sonra da intikamını pek gaddarca aldı. Bir yeniçeri ayaklanması sultan İbrahimi evvelâ tahttan devirdi, sonra cellât kemendine kadar götürdü (1649) son korkunç emir anasından alınmışdı; Kösem: “İbrahim mahpesinden boşanırsa bizi ve sizi sağ komaz!” demişdi. Yedi yaşındaki torunu yeni padişah Dördüncü Sultan Mehmed, Kösemin elinde bir kukla demekti; Mehmedin anası çok genç ve toy Hatice Turhan sultan da, artık “Valide'î Muazzama” ve “Koca Vâlide Sultan” unvanları ile anılan Kösemin karşısında bir rakib sayılamazdı. Fakat halk “Valide-î Muazzama” ya “Evlât Kaatili” diyor ve Kösemden nefret ediyordu.
İstanbulda hiç beklenmiyen bir esnaf ayaklanması Kösemi ve Kösemin siycsî müttefiki yeniçeri ocağı ağalarını dehşet içinde bırakmıştı. Halk, ağaları, padişahın saltanat ortağı, memleketi rüşvet ve zulümle inleten türedi mütegallibeler olarak itham ediyor ve onların sarayda ki müttefiki “Valide-î Muazzama”nın eski saraya gitmesini istiyordu; “Küçük padişahımızın kendi anası vardır!.. diyordu..
Kösem yeniçeri ağalariyle beraber yeni ve korkunç bir saltanat darbesini hiç tereddüd etmeden hazırladı; çocuk padişah zehirlenecek; bunda muvaffak olamazlarsa Kösemin para ile elde ettiği bostancıbaşı bir gece saray kapılarını açık bırakacak, ağalar da yeniçerilerle beraber sarayı basıp Dördüncü Mehmedi, anası Turhan Sultanı ve Turhanın sadık taraflarını, bu arada kızlar ağası zenci Uzun Süleyman ağayı katledeceklerdi. Tahta, Sultan Mehmedin kardeşi Süleyman oturtulacaktı. Fakat Kösemin cariyelerinden Melekî isminde bir kız bu suikasdı Turhan Sultana haber verdi ve Turhanlılar, suikasd gecesi Kösemin dairesini basarak Validei Muazzamayı öldürdü. Sahne pek müthiştir:
Kızlar ağası yalın kılıç başa geçmiş.. Arkasında “padişahımız uğruna canımız feda olsun!..” diyen sadık zülüflü baltacılar (sarayın dış ve kaba hizmet ocaklarından, saray uşakları ve hammalları; B.:Baltacı Ocakları, cild 4, sayfa 2072) kapıya dayanmıştı.. Kösem gelenleri yeniçeriler zannetmiş, elinde bir altın şamdan kapıya koşmuş:
- Geldiniz mi?!.. diye sormuştu.
Süleyman Ağa:
- Beli geldik.. demişti.
Zencinin sesini tanıyan Kösem dehşet içinde dona kalmış, şamdanı kapının önünde bırakarak içeriye kaçmış, bir yüklüğün içine saklanmıştı..
Kapıyı kıran Turhanlılar, Valide-î Muazzama dairesini yağma etmişler... Fakat aradıklarını bulamamışlardı. Kuşçu Mehmed isminde bir genç baltacı yüklük kapağını açmış, bir iki şilte çekince, Kösemin yuvalarından fırlamış gözleriyle karşılaşmıştı. Delikanlı:
- Çık!.. diye emretmiş.. Cevabı alamayınca pençesini ihtiyar sultanın yakasına atarak çekip çıkarmış ve Kösem Sultan genç baltacı neferinin çıplak ayaklarına kapanarak:
- Kıyma bana şehbazım.. Seni Karun hazinesine garkedeyim... Beni padişahımıza diri götür!.. diye yalvarmışdı.
Mehmed:
- Koca Valide burada.. Bre koşun.. Koşun!.. diye bağırmıştı.
Ortalık karışmış, baltacılar Köseme kılıç ve hançer üşürmek istemişti. Kuşçu:
- Kılıç çalman.. Bre savulun!. diye bir nağra atmış ve Kösemi boğmak üzere kollarını sıvamıştı..
O sırada Kösem elini koynuna sokmuş, yattığı yerden avuç avuç mücevher ve altın saçmağa başlamıştı. Baltacılar onları yağma için birbirlerini çiğnerken Kösem Sultan yerinden kalkmış ve yaşından umulmıyan bir çeviklikle fırlıyarak kaçmak istemişti. Fakat Kuşçu Mehmed hemen atılarak Kösemi altına almış ve pençelerini gırtlağına geçirmişti.
Kösem:
- Yiğit.. Kıyma bana.. Cellâdım olma!.. diye inlemiş,
Mehmed de:
- Merhamedden, bilmediğin şeyden bahsetme.. Kelimei şahadet getir!.. demişti.
Delikanlının parmakları boynuna gömülürken Kösem bir şeyler mırıldanmıştı; biraz sonra da yere bir külçe halinde serilmişti. Kuşçu Mehmed üzerinden kalkınca yeni bir yağma başlamıştı. Kösemin üstüne atılan baltacılar, koynunda kalan son mücevherleri, parmaklarından yüzüklerini, boynundan altın muskalarını, kulaklarından küpelerini alıyorlardı. Bu arada: “Öldü.. öldü!..” sesleri yükselmişti. Bunu da bir panik takib etmiş. Zülüflü baltacılar Kösem sultanın dairesinden çıkmışlar kaçmışlardı. Odada yalnız Kuşçu Mehmed kalmıştı. Delikanlı, bir padişahın karısı, iki padişahın anası ve bir padişahın büyük anası olan bir kadını boğmuş olmanın ağır mesuliyeti ve dehşeti altında perişan bir haldeydi. O sırada Kösem, derin bir inilti ile başını çevirmiş ve gözlerini açmıştı. Mehmedi görür görmez de can tırmalayan bir çığlık atmıştı. Delikanlıya gelince, artık deliye dönmüştü, pençelerini kullanmağa cesaret edememiş, gözüne ilişen bir perde kordonunu koparmış ve ilmek yapıp Kösemin boynuna geçirmiş ve iki ucunu çılgın gibi çekmeğe başlamıştı. Kösemin ağzından ve burnundan kan boşanmışdı. Kuşçu Mehmedin üstü ve elleri kan içinde kalmıştı. Osmanlı sarayında yarım asra yakın hüküm sürmüş muazzam ve muhteşem kadın ölmüştü. (2/3 eylül 1651, 16/17 ramazan 1061, cumartesi/pazar gecesi).
Ertesi gün, tabutu birkaç kişinin omuzunda, saltanatına, aşkına, güzelliğine doyamadığı kocası Birinci Sultan Ahmedin türbesine defnedildi.
Theme
Person
Contributor
Type
Clipping, Document
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Article Title
Identifier
K29IB005
Theme
Person
Subject
Type
Clipping, Document
Format
Print, Typewriting, Handwriting
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Description
Text written for the Kör-Köz chapter of Istanbul Encyclopedia
Note
Clippings are glued to paper. Page numbers, notes and corrections are written with pen.
See Also Note
Ahmed I., cild 1, sayfa 279; Baltacı Ocakları, cild 4, sayfa 2072
Provenance
Istanbul Encyclopedia Archive has been opened to access in cooperation with Kadir Has University and Salt.
Theme
Person
Contributor
Type
Clipping, Document
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.