KARABURUN KÖYÜ – Boğaz dışında Karadeniz kıyısında Rumeli yakasında bir balıkcı köyüdür; İstanbul Vilâyetinin Çatalca Kazâsının köylerindendir ;Terkos Gölünün çok yakınında,bir yarım ada üzerindedir,gölün Karadenize bağlanan boğazı da Karaburun Köyüne yakınca bir yerde,köyün batı tarafınadır.Köyün batısında ve doğusunda gözün alabildiğine uzanan kumsalları ile iki körfez vardır ;doğudaki körfez,Karaburunlulardan başka o yalı boyunun ve yukarı boğaz köylerinin Karadenize açılan balıkcıları için hemen tek sığınılacak limandır,fakat tez elden yapılması gereken bir mendireke muhtacdır.Karadeniz dalgalarının ve şiddetli şimal rüzgarlarının sürüklediği ve savurduğu kumlar bu güzel balıkcı limanını gün günden doldurmaktadır.Köyün batısındaki koyun kumları da Terkoz Gölünü doldurmakta olup,tehlikeyi önlemek için gölün şimâlindeki erâzinin ağaçlandırılması,bilhassa çam ağaçları dikilmesi düşünülmüş,hattâ bir küçük çam korucuğu yetişdirildiği halde ve kum istilâsı kısmen tutulduğu halde bu güzel işe her nedense devam edilmemiş,yarıda bırakılmışdır (B.: Terkos) . Bu balıkcı köyünde bir deniz feneri ile deniz tahlisiye istasyonu vardır. 1970 eylülünde Karaburun köyünü ziyâretimizde şu notlar tesbit edilmişdir: 85 ev olan köyün nüfusu 510 kişiydi.Köye hüviyetini veren halkının çoğunluğu balı...

KARABURUN KÖYÜ – Boğaz dışında Karadeniz kıyısında Rumeli yakasında bir balıkcı köyüdür; İstanbul Vilâyetinin Çatalca Kazâsının köylerindendir ;Terkos Gölünün çok yakınında,bir yarım ada üzerindedir,gölün Karadenize bağlanan boğazı da Karaburun Köyüne yakınca bir yerde,köyün batı tarafınadır.Köyün batısında ve doğusunda gözün alabildiğine uzanan kumsalları ile iki körfez vardır ;doğudaki körfez,Karaburunlulardan başka o yalı boyunun ve yukarı boğaz köylerinin Karadenize açılan balıkcıları için hemen tek sığınılacak limandır,fakat tez elden yapılması gereken bir mendireke muhtacdır.Karadeniz dalgalarının ve şiddetli şimal rüzgarlarının sürüklediği ve savurduğu kumlar bu güzel balıkcı limanını gün günden doldurmaktadır.Köyün batısındaki koyun kumları da Terkoz Gölünü doldurmakta olup,tehlikeyi önlemek için gölün şimâlindeki erâzinin ağaçlandırılması,bilhassa çam ağaçları dikilmesi düşünülmüş,hattâ bir küçük çam korucuğu yetişdirildiği halde ve kum istilâsı kısmen tutulduğu halde bu güzel işe her nedense devam edilmemiş,yarıda bırakılmışdır (B.: Terkos) . Bu balıkcı köyünde bir deniz feneri ile deniz tahlisiye istasyonu vardır. 1970 eylülünde Karaburun köyünü ziyâretimizde şu notlar tesbit edilmişdir: 85 ev olan köyün nüfusu 510 kişiydi.Köye hüviyetini veren halkının çoğunluğu balıkcı idi.Denizcilik Bankasına bağlı tahlisiye istasyonu personeli ile deniz feneri memurları da bu rakam içindedir.Eskiden halkının bir kısmı sağmalcılık işi ile de meşgul olmuş ise de sonnradan bu iş tavsamış,köyün 160 baş sığırından 1970 de sadece 10 hayvan kalmış bulunuyordu. Köyde çarşı yokdur.2 kahvehâne ve 2 bakkal ile 1 cami ve 5 çeşme vardır.Fırın yokdur,ekmeğini Terkos Köyünden tedârik eder. İstanbula ... .. kilometre ve Çatalcaya .... kilometre mesâfede olup köyden İstanbula,İstanbuldan köye günde ikişer otobüs gidip gelir,,günde ikişer minibüs de köy ile Çatalca arasında işletilmektedir.Karaburun otobüsleri İstanbulda Edirnekapusu dışından hareket ederler,ziyâret tarihim ziyâretimiz sırasında adam başına 4 lira alınmakta idi,ve çok mâkul bir ücret idi. Karadenize karşı manzarası çok güzel ,havası çok güzel; bilhassa doğu tarafındaki gözün alabildiğine uzanan kumsal bir plaj olarak gereken tesisler ve düven ile bir plaj hâline konulursa,yine oradaki koy de mendirekle korunarak bir balıkcı limanı olursa,Karaburun Köyü,yakın bir gelecekde İstanbul Civarının turistik bakımdan en makbul yerlerinden olabilir.Bir iki temiz otel,bir kaç güzel lokanta,şirin pansiyonlar,İstanbul halkının büyük rağbetini çekdikden başka yabancı turistlerin de koşub gelecekleri bir köy yaratabilir. Köyün iki kahvehânesi,yarım adanın doğu yamacı altında üzerinde bulunan köy camiinin önündeki meydancıkda ve karşı karşıyadır.Köy içinden camie doğru inilirken sol tarafdaki Halid Kuşcunun kahvehânesi ihtiyarların,sağ tarafdaki Mustafa Çobanın kahvehânesi de genclerin kahvehânesiydi,ikisi de çardaklar altında şirin ve temiz köy kahvehâneleriydi. Yurdumunuz her tarafında olduğu gibi bu köyün genclerini de futbol oyunu ibtilâsı sarmış bulunuyordu,bir köy kulübleri yokdu ama,tahlisiye istasyonu önünde bir top sahaları bulunuyordu. Köyün en meşhur balıkcısı Aziz Eren Reis idi,iki çift büyük gırgır sâhibi idi,köyün ayrıca 60 kadar da voli kayığı ve balıkcı sandalı bulunuyordu.