HÂKÎ EFENDİ (Hüseyin) – Büyük iş adamı ,Şirketi Hayriyenin ilk müdürlerinden; Boğaziçi köyleri ile İstanbul arasında vapur işletme imtiyazısın almış o büyük millî şirketin başında idâre meclisi reisi ve müdür olarak 39 sene hizmet etmişdir ; şirketin Ali Hilmi ve Raşid Efendilerden sonra üçüncü müdürüdür,o iki zâtin elinde âdetâ iflasa doğru sürüklenmiş olan Şirketi Hayriyeye yeni hayâtiyet vermiş,ihyâ etmişdir (B.: Şirketi Hayriye ;Hilmi Efendi,Ali ;Raşid Efendi). Aslı Giridlidir ; 1825 de orada Kandiye şehrinde doğdu,o şehrin eşrâfından Câmiikebir mütevellîsi Mehmed Efendi adında bir zâtin oğludur.Babasını dokuz yaşında kaybetmiş ve amıcası tarafından himâye edilmek üzere Mısır vâlisi Kavalalı Mehmed Ali Paşaya gönderilmiş,Kahirede Medresei Hânikahda okumuşdur.Ana dilinin yanında çok iyi rumca bilirdi,medresede de arabca ve fransızca öğrendi.Hâmisi Mehmed Ali Paşa tarafından oğlu prens Halim'e fransızca muallimi tayin edildi .Mehmed Ali Paşanın kızı Prenses Zeyneb Hanım Yusuf Kâmil Paşa ile evlendiğinde prensese kâhya oldu. 1849 da Mehmed Ali Paşanın ölümünden sonra Mısır valisi olan oğlu Abbas Paşa hiç sevmediği Kâmil Paşayı kız kardeşinden zorla boşatarak onu Sudana sürdüğünde ,Zeyneb Hanımın emri ile hâdiseyi gizlice İstanbula bildirdi, Yusuf Kâmil Paşa bir irâdei seniye ile...

HÂKÎ EFENDİ (Hüseyin) – Büyük iş adamı ,Şirketi Hayriyenin ilk müdürlerinden; Boğaziçi köyleri ile İstanbul arasında vapur işletme imtiyazısın almış o büyük millî şirketin başında idâre meclisi reisi ve müdür olarak 39 sene hizmet etmişdir ; şirketin Ali Hilmi ve Raşid Efendilerden sonra üçüncü müdürüdür,o iki zâtin elinde âdetâ iflasa doğru sürüklenmiş olan Şirketi Hayriyeye yeni hayâtiyet vermiş,ihyâ etmişdir (B.: Şirketi Hayriye ;Hilmi Efendi,Ali ;Raşid Efendi). Aslı Giridlidir ; 1825 de orada Kandiye şehrinde doğdu,o şehrin eşrâfından Câmiikebir mütevellîsi Mehmed Efendi adında bir zâtin oğludur.Babasını dokuz yaşında kaybetmiş ve amıcası tarafından himâye edilmek üzere Mısır vâlisi Kavalalı Mehmed Ali Paşaya gönderilmiş,Kahirede Medresei Hânikahda okumuşdur.Ana dilinin yanında çok iyi rumca bilirdi,medresede de arabca ve fransızca öğrendi.Hâmisi Mehmed Ali Paşa tarafından oğlu prens Halim'e fransızca muallimi tayin edildi .Mehmed Ali Paşanın kızı Prenses Zeyneb Hanım Yusuf Kâmil Paşa ile evlendiğinde prensese kâhya oldu. 1849 da Mehmed Ali Paşanın ölümünden sonra Mısır valisi olan oğlu Abbas Paşa hiç sevmediği Kâmil Paşayı kız kardeşinden zorla boşatarak onu Sudana sürdüğünde ,Zeyneb Hanımın emri ile hâdiseyi gizlice İstanbula bildirdi, Yusuf Kâmil Paşa bir irâdei seniye ile İstanbula getirtildi,az sonra da Zeyneb Hanım kâhyası Hüseyin Hâki Efendi ile birlikde İstanbula gelerek tecdidi nikâh edilip çok sevdiği kocası ile tekrar birleşdi ve artık İstanbulda kalıp yerleşdiler (B.: Zeyneb Hanım,Prenses ;Kâmil Paşa,Yusuf ; Zeyneb Hanım Konağı ; Zeyneb Kâmil Hastahânesi). 1866 da Şirketi Hayriye müdürlüğüne tâyinine kadar prensesin kâhyalığı yapdı,şirket müdürlüğüne de Yusuf Kâmil Paşanın tavsiyesi ile tâyin edilmiş ve o vaziyi prensesin izni ile kabul etmişdi.Ölünceye kadar o vazifede kaldı;1895 de öldü, Üsküdarda Fenâî Dergâhı haziresine defnedildi. Senelerce sonra Şirketi Hayriyenin 69 numaralı vapuruna “Hüseyin Hâkî” adı konmuşdu.