HAKKI BEY (Ispartalı Mustafa) – Geçen asır şâir ve yazarlarından ;1868 de Ispartada doğdu,esnafdan Ahmed Ağa adında birinin oşludur ;babasını dört yaşında iken kaybetmiş,sibyan mektebinde okuyarak 11 yaşında hâfızı Kur'an olmuş,rüşdiyeyi bitirdikten sonra mutasarrıflık tahrirat kaleminde kâtiblik ile geçim yoluna atılmış ve otodidakt olarak yetişmişdir.Bir manzumesinde : Aslında bir kimseden hakkiyle bir ders almadım Avni Melvâ sâyime yâr oldu câhil kalmadım diyor. Sonra da ölünceye kadar hizmet edecği Ziraat Bankasına girdi.Manzum ve mensur ilk yazılarını Ispartadan posta ile gönderdiği Konyada “Konya” gazetesi ile Bursada “Nilüfer” mecmuasında yayınladı ve yazılarını “Ispartalı Hakkı” diye imzaladı.Memleketinden ilk defa 26 yaşında hizmet ettiği bankanın müfettişliği ile 1894 de ayrılarak Şam'a ve Beyruta gitti ;çalışkanlığı takdir edilerek İstanbula tayin edildi ;1905 de Ziraat Bankasından Emniyet Sandığına geçdi.İstanbulda memuriyetinin yanı sıra Hukuk Mektebi derslerini de takib fırsatı buldu ve hukukdan diploma aldı.Büyük şehrin gazete ve mecmualarına yazılar yazdı ve bâzı hususi mekteblerde türkce muallimliği yapdı. Memleketinde iken çocukluğunda biraz rumca,ermenice,yahudice öğrenmişdi;kâtibliğe başladığında fransızcaya çalışdı.Meşrutiyetin ilânından sonra iki devre Is...

HAKKI BEY (Ispartalı Mustafa) – Geçen asır şâir ve yazarlarından ;1868 de Ispartada doğdu,esnafdan Ahmed Ağa adında birinin oşludur ;babasını dört yaşında iken kaybetmiş,sibyan mektebinde okuyarak 11 yaşında hâfızı Kur'an olmuş,rüşdiyeyi bitirdikten sonra mutasarrıflık tahrirat kaleminde kâtiblik ile geçim yoluna atılmış ve otodidakt olarak yetişmişdir.Bir manzumesinde : Aslında bir kimseden hakkiyle bir ders almadım Avni Melvâ sâyime yâr oldu câhil kalmadım diyor. Sonra da ölünceye kadar hizmet edecği Ziraat Bankasına girdi.Manzum ve mensur ilk yazılarını Ispartadan posta ile gönderdiği Konyada “Konya” gazetesi ile Bursada “Nilüfer” mecmuasında yayınladı ve yazılarını “Ispartalı Hakkı” diye imzaladı.Memleketinden ilk defa 26 yaşında hizmet ettiği bankanın müfettişliği ile 1894 de ayrılarak Şam'a ve Beyruta gitti ;çalışkanlığı takdir edilerek İstanbula tayin edildi ;1905 de Ziraat Bankasından Emniyet Sandığına geçdi.İstanbulda memuriyetinin yanı sıra Hukuk Mektebi derslerini de takib fırsatı buldu ve hukukdan diploma aldı.Büyük şehrin gazete ve mecmualarına yazılar yazdı ve bâzı hususi mekteblerde türkce muallimliği yapdı. Memleketinde iken çocukluğunda biraz rumca,ermenice,yahudice öğrenmişdi;kâtibliğe başladığında fransızcaya çalışdı.Meşrutiyetin ilânından sonra iki devre Ispartadan mebus seçildi. Kendisini yakından tanımış olan Mahmud Kemal İnal “Son Asır Türk Şâirleri” isimli eserinde:“Hamiyetli,gayretli,namuslu,zeki,mütevâzı,lâtifeyi sever bir zât idi.Türkceyi sâdeleşdirmeye çalışanlardandır..” diyor. Şeker hastalığına tutulmuşdu,yıllarca tedâvi edildi,kurtulamayacağını anladığı son günlerinde yazdığı bir beyittir : İkmâli dem etmek üzereyim ben Allahıma gitmek üzereyim ben 1922 de öldü,Merkezefendi Kabristanına defnedildi. Hiciv yollu yazdığı bir manzumedir : Mudhik o edâ,ol kırılış,ol dökülüşler Aklınca bu şeyler mi nezâket bey efendi Birkaç papağan kâri söz etmek ile ezber Göstermedesin sanhi fesâhet bey efendi Zevzevklik için olsa da lâzım yine irfan Sökmez bu hamâkatle zerâfet bey efendi Zibâyişiniz etmede nisvâna tefavvuk Pek şıksınız Allaha emânet bey efendi İnsanlığınız zîb ile eyler mi tahakkuk Ey bir kuru sûretden ibâret bey efendi Binkerre şeker dense de bir taş şeker olmaz Boşdur kuru unvânı asâlet bey efendi