HAGOB ARAD BÜYÜKANDONOĞLU– Ressam,gazeteci,gazete ressamı,kiymetli bir illüstratör ; 1913 de Eskişehirde doğdu,Karabet Usta adında okumuş,edeb ve namusu ile tanınmış fakir bir marangozun oğludur.Sanatcı bir yaşında iken âilesi İstanbula gelerek Kumkapu Nişancasında yerleşmiş ;resme karşı pek küçük yaşlarında iken aşırı ilgi gösteren Arad,ilk ve orta tahsili bitirdikden sonra Güzel Sanatlar Akademisinin resim bölümüne girmiş ve sırası ile Nazmi Ziya Güran,İbrahim Çallı ve Léopold Lévy'nin atöliyelerinde çalışmışdır (B.:Güran,Nazmi Ziya,cild sayfa ;Çallı,İbrahim,cild 7,sayfa 3688 ;Lévy,Léopold). Akademide öğrenci iken semtinden tanıdığı Mustafa Ardakoç'un Ankara Caddesinde küçücük Çığır Kitabevinde kitab kapağı resimleri yaparak basın çevresine girmiş (B.:Çığır Kitabevi,cild 7,sayfa 3893).Kendisine çok güveni olan hocası L.Lévynin delâleti muhtemeldir,Fransız Kültür Ataşeliğinin sağladığı bir burs ile yine resim tahsili için Fransaya gitti,Parisde üç sene kaldı.Memlekete dönüşünde pentür çalışmalarına devam etmekle birlikde basından da ayrılmadı,Cumhuriyet Gazetesine intisab etti,bu satırların yazıldığı sırada (kasım 1972) aynı gazetede çalışıyordu. Dr.Eliza Hazneciyan Hanımla evlendi,Karabet adında bir oğlu vardır,bu satırların yazıldığı sırada askerlik görevini yapm...

HAGOB ARAD BÜYÜKANDONOĞLU– Ressam,gazeteci,gazete ressamı,kiymetli bir illüstratör ; 1913 de Eskişehirde doğdu,Karabet Usta adında okumuş,edeb ve namusu ile tanınmış fakir bir marangozun oğludur.Sanatcı bir yaşında iken âilesi İstanbula gelerek Kumkapu Nişancasında yerleşmiş ;resme karşı pek küçük yaşlarında iken aşırı ilgi gösteren Arad,ilk ve orta tahsili bitirdikden sonra Güzel Sanatlar Akademisinin resim bölümüne girmiş ve sırası ile Nazmi Ziya Güran,İbrahim Çallı ve Léopold Lévy'nin atöliyelerinde çalışmışdır (B.:Güran,Nazmi Ziya,cild sayfa ;Çallı,İbrahim,cild 7,sayfa 3688 ;Lévy,Léopold). Akademide öğrenci iken semtinden tanıdığı Mustafa Ardakoç'un Ankara Caddesinde küçücük Çığır Kitabevinde kitab kapağı resimleri yaparak basın çevresine girmiş (B.:Çığır Kitabevi,cild 7,sayfa 3893).Kendisine çok güveni olan hocası L.Lévynin delâleti muhtemeldir,Fransız Kültür Ataşeliğinin sağladığı bir burs ile yine resim tahsili için Fransaya gitti,Parisde üç sene kaldı.Memlekete dönüşünde pentür çalışmalarına devam etmekle birlikde basından da ayrılmadı,Cumhuriyet Gazetesine intisab etti,bu satırların yazıldığı sırada (kasım 1972) aynı gazetede çalışıyordu. Dr.Eliza Hazneciyan Hanımla evlendi,Karabet adında bir oğlu vardır,bu satırların yazıldığı sırada askerlik görevini yapmakda idi.Ressam Hagob Arad çok sevdiği zevcesi Eliza Hanımı 1966 da kaybetti. Çalışkan adamdır,eşi dostu çok,hoş sohbet bir meclis adamıdır ;aşk ile bağlandığı yağlı boya ressamlığının yanında geçimine destek olan illüstratörlükde,gaze ressamlığında da vezife bağlılığı,ciddiyeti ile tanınmışdır. 1972 de 39. özel resim sergisini açmış bulunuyordu,bir ressam için büyük işdir.1970 de 38. resim sergisini açdığında kendisi ile görüşen Ahmed Köksal'a sanat hayatını ve resim anlayışını şöylece anlatmışdır : “1935 – 1941 yılları arasında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'nde okudum. Akademiyi bitirdikten sonra Paris'e gittim. 1950 – 1953 yıllarında Paris'in en ileri akademilerinden biri olan Academie Frochot'da Jean Metzinger'in yanında öğrenimimi sürdürdüm. Bir yıl da Farnand Leger'in atöliyesinde çalışdım. Üç dört yıl önce (1966 – 1967 arasında) yetmiş beş yaşlarında ölen Metzinger kübist tarzda çalışan bir ressamdı. 1957 – 1958 yıllarında yeniden gittim Paris'e. Ressamların mutlaka görmeleri gerekir bir şehirdir Paris. “İtalyayı da başdan ba gezdim, nerede bir resim galerisi gördümse girip gezdim. İtalyan ressamlarını fransız etkisi altında buldum. Ben ise, hep kendim olmak istedim. “İlk katıldığım sergi, Akademik öğrenci iken, 1939 – 1940 da, arkadaşlarla birlikde Beyoğlunda İstiklâl Caddesinde Basınbirliği binâsında açdığımız sergidir; öbür arkadaşlarım Nuri İyem, Abidin Dino, Fethi Karakaş, Mümtaz Yener, Turgut Atalay, Haşmet Akal, Ferda Başman'dı. Bundan sonra Fransız Konsolosluğunda da sergi açtık. “İlk özel sergimi Parise gittiğimde orada açdım, Montmartre'da Susame Michel galerisinde. “1956 da bir özel sergi de doğum yerim olan Eskişehir de açdım. O zamandan bu yana hemen her yıl bir sergi açıyorum. “Ben hem abstre hem de figüratif türde resimler yaptım. Bugünkü modern resmin figüratife gittiği kanısındayım. “Gelecek çalışmalarım da ayni yolda sürecekdir. Hayatını namusuyla kazanan küçük insanları çizmek istiyorum hep..” (Yeditepe Dergisi, 1970 ağustos sayısı).