HAÇİK AGA (Kumkapulu) – Geçen asır sonlarında Kumkapusunda zengin balıkcı reislerinden bir ermeni ; bir gün devrin genc halk şâirlerinde Haddehâneli Destanca Vâsıf Hocaya giderek bir altın vermiş, Daltaban Yokuşunda sandık kolu altında koşarken gördüğü bir tulumbacı için bir şarkı istemişdi,sonra o şarkıyı besteletmiş ve kendine mal ederek yaymışdı,şarkı şudur : Daltaban Yokuşundan geçdi bir âfet Yalın ayak pırpırı bıçkın kıyâfet Dalfesli yangıncıdır ol selvi kaamet Yalın ayak pırpırı bıçkın kıyâfet Basdı acı nârayı yokuş başında Yüreciği hoplattı kız oynaşında Zannım henüz ondokuz yirmi yaşında Yalın ayak pırpırı bıçkın kıyfâfet Haçik Ağanın gördüğü genc tulumbacı da ermeni asıllı bıçkın bir delikanlı idi,zengin adam o kopuğu bir kaç yıl evlâd gibi himâye etmiş.Oğlan kendisine âşık olan Agavni adında güzel bir kızı igfal ederek ve hâmisinden de bir mıkdar para çalarak Bilecik'e kaçmış ;Haçik Aga yine Haddehâneli Vâsıfı buldurtarak bir altın daha vermiş,bu sefer de adı Hagob olan o gencin aleyhinde bir destan istemiş, Vâsıf Efendi de destan kılıklı şu kıt'aları yazmış : Tulumbacım Hagobum omuzdaşım civanım Koşarlı ayaklarna çalımına hayranım Bil ki Mardik'in orda eger sensiz çakarsam Neş'elensem gülsem de derunimde virânım Bir yandan beni yakdın Hagobum külhanbeyi Biryandan ...

HAÇİK AGA (Kumkapulu) – Geçen asır sonlarında Kumkapusunda zengin balıkcı reislerinden bir ermeni ; bir gün devrin genc halk şâirlerinde Haddehâneli Destanca Vâsıf Hocaya giderek bir altın vermiş, Daltaban Yokuşunda sandık kolu altında koşarken gördüğü bir tulumbacı için bir şarkı istemişdi,sonra o şarkıyı besteletmiş ve kendine mal ederek yaymışdı,şarkı şudur : Daltaban Yokuşundan geçdi bir âfet Yalın ayak pırpırı bıçkın kıyâfet Dalfesli yangıncıdır ol selvi kaamet Yalın ayak pırpırı bıçkın kıyâfet Basdı acı nârayı yokuş başında Yüreciği hoplattı kız oynaşında Zannım henüz ondokuz yirmi yaşında Yalın ayak pırpırı bıçkın kıyfâfet Haçik Ağanın gördüğü genc tulumbacı da ermeni asıllı bıçkın bir delikanlı idi,zengin adam o kopuğu bir kaç yıl evlâd gibi himâye etmiş.Oğlan kendisine âşık olan Agavni adında güzel bir kızı igfal ederek ve hâmisinden de bir mıkdar para çalarak Bilecik'e kaçmış ;Haçik Aga yine Haddehâneli Vâsıfı buldurtarak bir altın daha vermiş,bu sefer de adı Hagob olan o gencin aleyhinde bir destan istemiş, Vâsıf Efendi de destan kılıklı şu kıt'aları yazmış : Tulumbacım Hagobum omuzdaşım civanım Koşarlı ayaklarna çalımına hayranım Bil ki Mardik'in orda eger sensiz çakarsam Neş'elensem gülsem de derunimde virânım Bir yandan beni yakdın Hagobum külhanbeyi Biryandan kundakladın aşkınla Agavniyi Kız ağlar gece gündüz ben atarım hey heyi Çıplak ayaklı baron düzenbaz pehlivanım Dışardan pek güzelsin ama tıynetin alçak Kızı igfal edersin şimdi kayıpsın kaçak Meskenin elbet bir gün senin zından olacak Kızma Hagobum bana hakikattir beyanım Hagob Bilecikde yakalanmış,fakat zengin ve cömerd hamisi tarafından af edilmiş,para hırsızlığı açıklanmayıp Agavni'nin diyeti de verilmiş. Haçık Ağa muhitinde çok sevilen rind,cömerd,ehli dil ehli keyf bir adam imiş.İşleri bozulmuş,fakit düşmüş ve Dârülacezede ölmüş.