HÜSEYİN HÜSNÜ PAŞA (Zabtiye Nâzırı Hüseyin) – Tanzimat devri müşirlerinden,Mora muhâcirlerinden Abdülkerim Efendi adında birinin oğludur,doğum tarihi bilinmiyor,Pepe Mehmed Paşa adında bir zâtin kapusundan yetişmiş,ona kâtiblik yapmış,paşasının Yanya vâliliğinde Tırhala kaymakamlığı ile devlet kapusuna girmiş,mutasarrıflıklarda bulunmuş,1858 – 1868 arasında vezirlikl Yanya,Girid,Selânik ve Rodos vâlisi olmuşdur.Tanzimat devrinin üç büyük simâsından Âlî Paşaya intisab etmiş,1868 de onun tarafından müşirlikle Zabtiye Nâzırı tayin edilmişdi,bu vazifete üç sene kalmış,1871 de Âlî Paşanın ölümü üzerine rütbesi alınarak azledilmiş,Kıbrısa sürülmüş,fakat az sonra af edilerek 1874 de ikinci defa zabtiyr nâzırı olmuşdur. İlk ve ikinci nazırlaklıranda bilhassa İstanbulun kabadayı,bıçkın,erâzil güruhuna karşı amansız şiddeti ile büyük şöhret yapmışdı. Türk Ansiklopedisinde : “ Bulunduğu vâliliklerde ve başarılı bir idâre âmiri ve ınzıbat ve âsâyiş meselelerinde sertliği ile tanınmışdı ” deliyor.İBrahim Alâeddin Gövsa “Türk Meşhurları” isimli eserinde şunları yazıyor :“ Ziyâ Paşa Zafernâme Şerhi'ni bu Hüseyin Hüsnü Paşa tarafından yazılmış gibi göstererek ,onun Âlî Paşaya sadâkatı ve cehli ile alay etmişdir.O kadar irfansız bir adam değildi,hattâ edebiyata oldukca vâkıf idi” diyor. İbnülemin...

HÜSEYİN HÜSNÜ PAŞA (Zabtiye Nâzırı Hüseyin) – Tanzimat devri müşirlerinden,Mora muhâcirlerinden Abdülkerim Efendi adında birinin oğludur,doğum tarihi bilinmiyor,Pepe Mehmed Paşa adında bir zâtin kapusundan yetişmiş,ona kâtiblik yapmış,paşasının Yanya vâliliğinde Tırhala kaymakamlığı ile devlet kapusuna girmiş,mutasarrıflıklarda bulunmuş,1858 – 1868 arasında vezirlikl Yanya,Girid,Selânik ve Rodos vâlisi olmuşdur.Tanzimat devrinin üç büyük simâsından Âlî Paşaya intisab etmiş,1868 de onun tarafından müşirlikle Zabtiye Nâzırı tayin edilmişdi,bu vazifete üç sene kalmış,1871 de Âlî Paşanın ölümü üzerine rütbesi alınarak azledilmiş,Kıbrısa sürülmüş,fakat az sonra af edilerek 1874 de ikinci defa zabtiyr nâzırı olmuşdur. İlk ve ikinci nazırlaklıranda bilhassa İstanbulun kabadayı,bıçkın,erâzil güruhuna karşı amansız şiddeti ile büyük şöhret yapmışdı. Türk Ansiklopedisinde : “ Bulunduğu vâliliklerde ve başarılı bir idâre âmiri ve ınzıbat ve âsâyiş meselelerinde sertliği ile tanınmışdı ” deliyor.İBrahim Alâeddin Gövsa “Türk Meşhurları” isimli eserinde şunları yazıyor :“ Ziyâ Paşa Zafernâme Şerhi'ni bu Hüseyin Hüsnü Paşa tarafından yazılmış gibi göstererek ,onun Âlî Paşaya sadâkatı ve cehli ile alay etmişdir.O kadar irfansız bir adam değildi,hattâ edebiyata oldukca vâkıf idi” diyor. İbnülemin Mahmud Kemal İnal ise,onu,“Son Asır Türk Şâirleri” isimli meşhur antolojisine alacak kadar insaflı,kadirşinas olmuşdur.Hattâ Namık Kemal'in onun hakkındaki ağır bir kıt'asını, yazanı ayıplayarak Hüseyin Hüsnü Paşanın hal tercemesine yazanı ayıplayarak koymuşdur.Hüseyin Hüsnü Paşanın zabtiye nazırlığı sırasındadır ki İstanbulun mahalle bekcilerine ilk defa olarak düdük verilmişdir,İnal :“Namık Kemal Bey merhum şu nâsezâ kat'ayı o münâsebetle söylemişdi” diyor,çirkin kıt'a şudur : Zabtiyede Müşir olacak nâsezâ teres Çok ehli iffeti yüzü üzre sürükledi Âfâkı tuttu velvelei sıytü şöhreti Bekcileri bile yola koydu düdükledi 1875 de tekrar Yanya vâlisi oldu ve 1877 de orada öldü. Aşağıdaki beyit şiir diline örnekdir : Bir kişi ki cehlini fârik değil Ülfetü ünsiyete lâyık değil..