Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
AFANDOS
İkinci Abdülhamid devrinde yaşamış nev’i şahsına mahsus İstanbullu tiplerinden: rum olduğu halde rumlarla görüşmez, Ahmed Rasim ve arkadaşlarile düşer kalkar, ehlidil, kalender bir adam. Afandosun has dostu, lâkabı hüviyetini pek güzel gösteren bir İyi Daşidtir. Rasim, “Gülüp Ağladıklarım” da şöyle anlatır:
“Bütün Galata, Balıkpazarı, Beyoğlu bu ikisinin handezari idi. Beraber oldular mı hem gülerler hem güldürürlerdi. Fakat günün bir saatinde yekdiğerine muarız, düşman, diğer saatinde muhibbi vefakâr. Öbür saatinde her ikisi giryan ve nâlân, daha öbür saatinde kolkola şurada burada puyan idiler. Bir haldeki hemen her gün grup kendilerini beraber görürdü. Para, pul, yiyecek içecek mutlaka müşterek idi. İyi Raşid bir gün bana geldi, dedi ki:
— Afandos hasta!. Dün Balıklı hastanesine götürdük!
— Nesi var?
— Karnım ağrıyor, diyordu.
— Karında bin türlü hastalık olur!..
— Orasını pek bilmoyorum amma gözlerini hiç beğenmedim.
— Ne gibi?
— Şimdi gideceğim, anlar, gelir, sana söylerim... Beni burada bekle!..
“Cebinde iki elma, elinde bir paket bisküi yola revan oldu. İki saat sonra geldi, beni buldu. Gözleri yaşarmış, yüzü sararmış bir halde önümde dikildi.
— Ne haber aldın?
Şaşkın şaşkın bakındı, dedi ki:
— Peri tutmuş!..
— Kimi?
— Afandosu!
— Kim söyledi?
— Doktor!
— Hangi doktor?
— H...
⇓ Devamını okuyunuz...
İkinci Abdülhamid devrinde yaşamış nev’i şahsına mahsus İstanbullu tiplerinden: rum olduğu halde rumlarla görüşmez, Ahmed Rasim ve arkadaşlarile düşer kalkar, ehlidil, kalender bir adam. Afandosun has dostu, lâkabı hüviyetini pek güzel gösteren bir İyi Daşidtir. Rasim, “Gülüp Ağladıklarım” da şöyle anlatır:
“Bütün Galata, Balıkpazarı, Beyoğlu bu ikisinin handezari idi. Beraber oldular mı hem gülerler hem güldürürlerdi. Fakat günün bir saatinde yekdiğerine muarız, düşman, diğer saatinde muhibbi vefakâr. Öbür saatinde her ikisi giryan ve nâlân, daha öbür saatinde kolkola şurada burada puyan idiler. Bir haldeki hemen her gün grup kendilerini beraber görürdü. Para, pul, yiyecek içecek mutlaka müşterek idi. İyi Raşid bir gün bana geldi, dedi ki:
— Afandos hasta!. Dün Balıklı hastanesine götürdük!
— Nesi var?
— Karnım ağrıyor, diyordu.
— Karında bin türlü hastalık olur!..
— Orasını pek bilmoyorum amma gözlerini hiç beğenmedim.
— Ne gibi?
— Şimdi gideceğim, anlar, gelir, sana söylerim... Beni burada bekle!..
“Cebinde iki elma, elinde bir paket bisküi yola revan oldu. İki saat sonra geldi, beni buldu. Gözleri yaşarmış, yüzü sararmış bir halde önümde dikildi.
— Ne haber aldın?
Şaşkın şaşkın bakındı, dedi ki:
— Peri tutmuş!..
— Kimi?
— Afandosu!
— Kim söyledi?
— Doktor!
— Hangi doktor?
— Hastanenin doktoru!
“Durdum, düşündüm, işin içinden çıkamadım. Ağlıyordu:
— Çıldırmış, çarpılmış mı?
— Yo..k!.. Aklı başında!. Karnım deyip duruyor.. Güzel güzel de konuşuyor... Görsen, herife hastalık ne kadar da yaramış!. O zayıf, o kuru Afandos şişmanlamış.. Yanaklar, bacaklar tombul tombul!..
“Bittabi bu gibi ârazı maraziye iyi alâimden değildir.. Dedim ki:
Sakın Abbas?
Başını salladı:
— Yolculuğuna, yolcu!.
— Yarın yine git, benden de selâm!..
“İki gün sonra idi, Raşidi Galata’da mest ve bihuş gördüm. Elinde iri bir mendil çakıp ağlıyordu.
— Raşid bu ne hal?
“Kıpkızıl gözlerini kemali teessürle bana çevirdi:
— Afandos, ölmüş!..
— Sahi mi?
— Gömmüşler bile!.. Bunca senedir arkadaşıyım, bir sözümü dinlemedi!
— Ne dedindi?
“Göz yaşlarını silerek:
— Üç dört ay evvel eline iki üç bin lira geçti.. Borcunu verdi.. Keşki geçmeyeydi..
— Neden?..
— Sen bilmezsin, Afandos yirmi otuz senedir sicak yemek yememiştir.. Parayı alır alır almaz lokantalara düştü, dedim ki: Afandos, sen böyle yemek yemeği unutmuşsundur, sıcak yeme, barsakların delinir.. Bir türlü dinletemedim, nihayet delindi, gitti!..
— Sakın peritoniyet olmasın?
— Hah.. İşte o mel’un tutmuş!.
Bibl. : Ahmed Aasim, Gülüp ağladıklarım; Ahmed Rasim, Muharrir bu ya.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM010464
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 1, sayfa 221
Bibliyografya Notu
Bibl. : Ahmed Aasim, Gülüp ağladıklarım; Ahmed Rasim, Muharrir bu ya.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.