HÜSNÜ BEY ( Bahriyeli Kâtib ) – Ünlü bir deniz ve gemi ressamı ,haltercemesi bulunamadı.Asker ressamlarımızdan Pertev Boyar (B.:Boyar,Selim Pertev,cild 6,sayfa 3039) “Türk Ressamları” isimli eserinde (1948) Bahriyeli Kâtib Hüsnü Beyin kendisine yolladığı bir hâtıra yazısını kaydetmekle yetinmişdir,aşağıdaki satırları oradan alıyoruz : “Resim yapmaya küçük yaşda heves ettim.Rüşdiye mektebinde iken(Hangi semtin rüşdiyesinde ?= Fahri Kaptan adında bir resim muallimimiz vardı,resmi kara kalem modellerden yapardık.Fahri Kaptan Emin Baba tarzında çalışırdı(B.:Emin Baba,cild 9,sayfa 5046),deniz resimlerine ben de ondan heveslendim,ve ilk olarak bir tâlim gemisinin resmini Fahri Kaptanın yardımı ile yaptım,sonra da bir çok gemilerin resimlerini çini mürekkebi ve ince kalemle şalışarak yaptım. “Rüşdiyeyi bitirdikden sonra beş ay kadar Bahriye Mektebinde bulundum,orada resim muallimimiz ,gaayet yaşlı,Beybaba diye anılan kaymakam Şükrü Beydi,yapdığım resimler nazarı dikkatini çekdi,iltifatlarını kazandım.Fakat hastalandım,uzun müddet mekteb hastahânesinde yattım,Bahriye Mektebinden Askerî Menşei Küttab sınıfına nakle mecbur kaldım,ve oradan 1900 senesinde mezun olarak birinci mülâzim rütbesi ile Erkânı Harbiyei Bahriye Dâiresine kâtib tayin edildim.Dâire reisi Fâik Paşa Sanayii Nefîse Mekte...

HÜSNÜ BEY ( Bahriyeli Kâtib ) – Ünlü bir deniz ve gemi ressamı ,haltercemesi bulunamadı.Asker ressamlarımızdan Pertev Boyar (B.:Boyar,Selim Pertev,cild 6,sayfa 3039) “Türk Ressamları” isimli eserinde (1948) Bahriyeli Kâtib Hüsnü Beyin kendisine yolladığı bir hâtıra yazısını kaydetmekle yetinmişdir,aşağıdaki satırları oradan alıyoruz : “Resim yapmaya küçük yaşda heves ettim.Rüşdiye mektebinde iken(Hangi semtin rüşdiyesinde ?= Fahri Kaptan adında bir resim muallimimiz vardı,resmi kara kalem modellerden yapardık.Fahri Kaptan Emin Baba tarzında çalışırdı(B.:Emin Baba,cild 9,sayfa 5046),deniz resimlerine ben de ondan heveslendim,ve ilk olarak bir tâlim gemisinin resmini Fahri Kaptanın yardımı ile yaptım,sonra da bir çok gemilerin resimlerini çini mürekkebi ve ince kalemle şalışarak yaptım. “Rüşdiyeyi bitirdikden sonra beş ay kadar Bahriye Mektebinde bulundum,orada resim muallimimiz ,gaayet yaşlı,Beybaba diye anılan kaymakam Şükrü Beydi,yapdığım resimler nazarı dikkatini çekdi,iltifatlarını kazandım.Fakat hastalandım,uzun müddet mekteb hastahânesinde yattım,Bahriye Mektebinden Askerî Menşei Küttab sınıfına nakle mecbur kaldım,ve oradan 1900 senesinde mezun olarak birinci mülâzim rütbesi ile Erkânı Harbiyei Bahriye Dâiresine kâtib tayin edildim.Dâire reisi Fâik Paşa Sanayii Nefîse Mektebine (Güzel Sanatlar Akademisine) Devamıma izin verdi. “Ressam Şevket Dağ (B.:Dağ,Şevket,cild 8,sayfa 4197) Sanayi Nefiseyi o sene bitirmiş,komşumuzdu,beni mektebe o götürüp yazdırdı.Sanayi Nefisedeki tahsilim beş sene sürdü; Çallı İbrahim,Ali Cemal,Ahmed Ziya ve Said Beyler sınıf arkadaşlarımdır (B.:Akbulut,Ahmed Ziya,cild 1,sayfa 510;Cemal Bey,Ali ,cild 6,sayfa 3434 ;Çallı,İbrahim,Cild 7,sayfa 3688 ;Said Bey). “ Sanayii Nefiseye devam ederken Anadolukavağında oturuyordum;köyde kaldıkca da balıkcı kayıklarının,Boğaziçi Vapurlarının resimlerini yapardım . “1318 de (M.1902-1903) Tophâne Tecrübe Dâiresi reisi Mahmud Şevket Paşanın emriyle eski osmanlı kıyâfetleri üzerine bir resim albomu yapmaya memur eduldum,bu iş için paşanın Üsküdardaki konağına gidiyordum;bir gün paşaya Hoca Ali RizaBeyin bu işi daha iyi yapacağını söyledim (B.:Ali Riza Bey,Üsküdarlı,cild 2,sayfa 703),hoca konağa getirtildi ve bu vesile ile ben de onunla tanışdım,ve ondan kolay çalışma yolunda pek çok istifâde ettim; yine o yıl içinde Mahmud Şevket Paşanın reisliğinde kurulan Eski Silâhlar Müzesi Komisyonuna aza tayin edildim. “O senelerde Sultan Abdülhamid Türk Donanması gemilerinin bir resim albomunu istemişdi,büyük bir gayret sarfı ile donanma gemilerinin resimlerini yeptem ve harbiye nazırlığı vasıtası ile saraya verdim,pâdişah çok beğenmiş diye duydum.Bu albom tam otuzbeş sene sonra teyzemin oğlu General Kâzım Karabekir tarafından Bâbıâli Caddesindeki kitabcılardan birinde görülerek satın alınmışdır,gemi resimlerini sulu boya ile yapmışdım. “1324 (M.1908-1909) Hareket Ordusu kumandanı olarak Rumaleinden İstanbula gelen Mahmud Şevket Paşa beni Askeri Müzenin kurulması için teşkil ettiği komisyona tayin etti,o işde de çok çalışdım. “1330 (M.1914-1915) de Deniz Matbaası ressamlığına tayin edilidm.Orada pek çok deniz resimleri yapdım,aynı zamanda litografya öğrendim.Deniz harbi resimlerinden mürekkeb bir albom yaptım,Donanma Cemiyetine verdim,cemiyetden maddî yardım gördüm.Deniz Müzesi için de sulu boya olarak “Sivastopol Bombardıma” ,ve “Cenubi Amerikada Riyodöjaneyro'da Bursa ve İzmir vapurlarımızın batışı” tablolarını yapdım..” Bahriyeli Kâtib Hüsnü Bey “Tengüz” soyadını almışdı,fakat hiç bir zaman bu soy adı ile anılmamışdır.Pertev Boyar ın kitabında doğum tarihi 1880 olarak kaydedilmişdir; kimin oğlu olduğu,aslının nereli olduğu kayıdlı değildir.Türk Ansiklopedisinde de “Hüsni-Hüsnü” isimleri arasında hal tercemesi yokdur,umarız ki “Tengüz” soyadına bırakılmışdır,yoksa bir Türk Ansiklopedisinde unutulacak sanatkâr değildir. Pertev Boyar bu sanatkâr için pek yerinde “Üstad” unvanını kullanıyor,ve ancak on tablosunun isimlerini verebiliyor ki şunlardır : “Tersâne Bağçesi”(General Kâzım Karabekirde);“Havuz Fabrikası”;“Kotra”;“Ankara Vapuru”;“Anadolu Kavağı”;“Şehzâde Camii”;“Mollagürânî”;“Kasabaya İnerken”(General Kâzım Karabekirde);“Paşabağçe Sırtları”(General Kâzım Karabekirde);“Üçanbarlı Mahmudiye”(Türkiye Büyük Millet Meclisinde). Kiymetli sanatkârın ölüm tarihi tesbit edemedik,1955-1960 arasında olacakdır.