HÜSEYİN EFENDİ (Seyh Küçük) – Son devrin Nakşibendî-Hâlidî şeyhlerinden mânevî kemâli ile tanınmış, “ ümmîi ârif ” denilen hâl ehli bir sîma ; Ankarada doğmuş , İstanbula gelerek kısa basit bir tahsilden sonra bir sibyan mektebinde kalfalık yapmış,Şeyh Hacı Mehmed Feyzullah Efendiye intisab ederek tarîkat terbiyesi görmüş , onun baş halîfesi Hasan Visâli Efendi ile Hacıbeşirağa Tekkesi postnişini Hacı Mehmed Nuri Efendiden de tarîkat erkânını tamamlayarak icâzetnâme almışdır. Tekkesi yokdu , Kocamustapaşa semtinde Nuhefendi Medresesindeki küçük odasını zâviye hâline getirmişdi , ölünceye kadar oradan ayrılmadı. Tarikat ehli arasında mahlâsı “ Şâfî ” idi, “ Hüseyin Şâfî , ihvâna kâfî ” denilirdi; kısa boylu, ufak tefek yapılı olduğu için “ Küçük ” lakabı ile anılmışdır. Muhitinde çok sevilmiş, hürmet edilmişdi , melek misâli bir zât idi ; Marşal Fevzi Çakmak ve General Pertev Denizhan kendisinden feyz almak için sık sık ziyâretine gelirlerdi (B.: Çakmak , Maraşal Fevzi , cild 7,sayfa 3676; Demirhan,Pertev,cild 8,sayfa 4386) ; Hâfız Sadeddin Kaynak ile Mevlidhan Hâfız Kemal Gürses de ondan feyz alanlar arasındadır (B.: Kaynak, Sadeddin ; Gürses, Hâfız Kemal, cild ,sayfa ). Dâima kısa,veciz konuşurdu ; bir gün Cemiyeti İlmiye Reisi ve “Beyânül Hak” mecmuasının sâhibi Hoca Ah...

HÜSEYİN EFENDİ (Seyh Küçük) – Son devrin Nakşibendî-Hâlidî şeyhlerinden mânevî kemâli ile tanınmış, “ ümmîi ârif ” denilen hâl ehli bir sîma ; Ankarada doğmuş , İstanbula gelerek kısa basit bir tahsilden sonra bir sibyan mektebinde kalfalık yapmış,Şeyh Hacı Mehmed Feyzullah Efendiye intisab ederek tarîkat terbiyesi görmüş , onun baş halîfesi Hasan Visâli Efendi ile Hacıbeşirağa Tekkesi postnişini Hacı Mehmed Nuri Efendiden de tarîkat erkânını tamamlayarak icâzetnâme almışdır. Tekkesi yokdu , Kocamustapaşa semtinde Nuhefendi Medresesindeki küçük odasını zâviye hâline getirmişdi , ölünceye kadar oradan ayrılmadı. Tarikat ehli arasında mahlâsı “ Şâfî ” idi, “ Hüseyin Şâfî , ihvâna kâfî ” denilirdi; kısa boylu, ufak tefek yapılı olduğu için “ Küçük ” lakabı ile anılmışdır. Muhitinde çok sevilmiş, hürmet edilmişdi , melek misâli bir zât idi ; Marşal Fevzi Çakmak ve General Pertev Denizhan kendisinden feyz almak için sık sık ziyâretine gelirlerdi (B.: Çakmak , Maraşal Fevzi , cild 7,sayfa 3676; Demirhan,Pertev,cild 8,sayfa 4386) ; Hâfız Sadeddin Kaynak ile Mevlidhan Hâfız Kemal Gürses de ondan feyz alanlar arasındadır (B.: Kaynak, Sadeddin ; Gürses, Hâfız Kemal, cild ,sayfa ). Dâima kısa,veciz konuşurdu ; bir gün Cemiyeti İlmiye Reisi ve “Beyânül Hak” mecmuasının sâhibi Hoca Ahmed Remzi Efendi Kçük Hüseyin Efendiyi ziyarete gelmişdi, şeyh bu ziyâreti bir iltifat kabul etti ve hoca efendiye aşırı hurmet gösterdi; sohbet arasında Ahmet Remzi Efendinin :“ Nereye kadar okudunuz ?..” suâline : “ Maksud'a kadar !..” cevâbını verdi. “ Maksud'dan kasdı tasavvufdaki mânâsı ile “ Çehrei Maksûd ” idi: Didi kim matlubü maksûdun benim Sevdiğin cân ile mâ'bûdun benim (Süleyman Çelebi, Mevludda Mîrac bahsi) * Ne âdemden haberim var , ne vücûdu bilirim Yalnız Çehrei Maksûda rücûdu bilirim (Şeyh Hüseyin Sadeddin; S.Nüzhet Ergun) Ahmet Remzi Efendi , geniş ilmine rağmen , Şeyhin cevâbındaki “ Maksud ”u, medreselerde talebeye okutulan ders kitablarından “ Maksud ” zannetti :“ Vah vah..dedi, pek az okumuşsunuz !..”; medrese talebesi nin kitabları üzerine tekerlemesidir : “ Emrile ” evlek evlek “ Binâ ” yağlı börek “ Masud ” karış muruş “ İzzi ” de kırıld kiriş Yiğitsen “Merâh”'a giriş.. “ Hû.. meded Allah ” sözü virdi zekâsı idi , hattat Hâmid'in nefis tâlik yazısı ile kabir taşına yazıldı (B.:Aytaç,Hâmid, cild 3,sayfa 1639; Ergun, S. Nüzhet, cild 9, sayfa 5178). Hüseyin Efendiye :“ Tütün içmek helâl midir, haram mıdır..” diye sormuşlardı ; “İçenin bırakması , içmeyenin başlaması haramdır..haram ise yakıyoruz, helâl deyüb içiyoruz..” demişdi. Merhum C.Server bütün yazılarında takvimi ihmâl eder , burada da Şeyh Küçük Hüseyin Efendinin vefat tarihi yokdur , kabrinin de nerede olduğu kaydedilmemişdir. Cemâleddin Server REVNAKOĞLU