HÜSEYİN BABA (Gostuvarlı) – Bir bektâşi kalender şâir ; memleketinde bir tekkede babalık yaparken ölümle tehdid edilmiş,İstanbula kaçmış ,1900-1905 arasında Merdivenköyündeki Şahkulu Tekkesinde kalmışdır.Yaşı yetmişin üstünde,uzun boylu,uzun saçlı,gaayet zinde bir adamdı.Parası da vardı,üç dört günde bir bir altın bozdurur,her akşam bir binlik rakı içer,parasını sâdece içkisine ve boğazına harcar,içki sofrasını da tekkenin önündeki büyük havuz başında kurardı,yine o havuz civârında bir kulübede barınırdı.Haftada bir gün de yürüyerek Bulgurlu Hamamına giderdi,ısrar edildiği halde tekkenin hamamına girip yıkanmazdı.İstekli olanları işki sora sofrasına dâvet eder ve onlara kalenderlik yolunda nefeskılıklı şiirlerini okurdu,beni o yolda şiirler yazmaya heveslendiren bu ihtiyar bektâşi olmuşdur.Hüseyin Babanın on parça şiirini defterime yazıp zabtettmişdim,defter kayboldu,hâfızamda şu iki kıt'a kalmış : Tekkemizde canlar var hepsi başka bir kitab Yaprak yaprak aç oku ilim anda aşk anda Sen canları irşâd et gözün gönlün küşâd et Hem kendini îmâr et muhabbetle meşk anda Canın gözü mürşidde mürşidin gönlü canda Can mühürler ayağın hem uyarır çerâğın Deryâyı aşkı sorsan şol küçücük fincanda Can bir cur'asın içse yakın olur ırâğın Tekkede öldü,tekke haziresinde gömüldü,vasiyeti gereğinc...

HÜSEYİN BABA (Gostuvarlı) – Bir bektâşi kalender şâir ; memleketinde bir tekkede babalık yaparken ölümle tehdid edilmiş,İstanbula kaçmış ,1900-1905 arasında Merdivenköyündeki Şahkulu Tekkesinde kalmışdır.Yaşı yetmişin üstünde,uzun boylu,uzun saçlı,gaayet zinde bir adamdı.Parası da vardı,üç dört günde bir bir altın bozdurur,her akşam bir binlik rakı içer,parasını sâdece içkisine ve boğazına harcar,içki sofrasını da tekkenin önündeki büyük havuz başında kurardı,yine o havuz civârında bir kulübede barınırdı.Haftada bir gün de yürüyerek Bulgurlu Hamamına giderdi,ısrar edildiği halde tekkenin hamamına girip yıkanmazdı.İstekli olanları işki sora sofrasına dâvet eder ve onlara kalenderlik yolunda nefeskılıklı şiirlerini okurdu,beni o yolda şiirler yazmaya heveslendiren bu ihtiyar bektâşi olmuşdur.Hüseyin Babanın on parça şiirini defterime yazıp zabtettmişdim,defter kayboldu,hâfızamda şu iki kıt'a kalmış : Tekkemizde canlar var hepsi başka bir kitab Yaprak yaprak aç oku ilim anda aşk anda Sen canları irşâd et gözün gönlün küşâd et Hem kendini îmâr et muhabbetle meşk anda Canın gözü mürşidde mürşidin gönlü canda Can mühürler ayağın hem uyarır çerâğın Deryâyı aşkı sorsan şol küçücük fincanda Can bir cur'asın içse yakın olur ırâğın Tekkede öldü,tekke haziresinde gömüldü,vasiyeti gereğince kabrine taş dikilmedi,yüz altına yakın parası çıkdı,yine vasiyeti gereğince tekkedeki canların gariblerine dağıtıldı. 31 Mart Vak'asından sonra idi,Hareket Ordusunun arnavud gönüllülerinden uzun saçları omuzlarında ve çok yakışıklı bir delikanlı bir gün tekkeye geldi, “ Burada Gostuvarlı Hüseyin Baba var mı ?..” diye sordu,dört sene önce ölmüş olduğunu öğrenince kabrini görmek istedi,gösterdiler “ Ahdim vardır ” diyerek tabancasını çekdi ve babanın kabrine üç el ateş etti,sonra zâten yıkık olan bostan duvarının üstünden atlayıp kaçdı,bir kan ve nâmus dâvâsı güttüğü belliydi. Tevfik KARKAN