HÜSEYİN (Parlak) – 1965 ile 1968 arasında 22-23 yaşlarında hâneberduş bir delikanlı ,gaayet alımlı çalımlı olub dağınık saçlı,mini etekli,nalından bozma iskarpınlı,artist mukallidi veya taslakcısı şaşkın kızlar ile düşüb kalkarak oynaşma yolları bulmuş,o kızların kartcaları boyalı ve perukalı türedi hanımefendilerin de jiolosu olmuşdur.Kızlar ve hanımlar tarafından beslenmiş,fakat onlarca “Pek artistik” ve “Pitoresk” kabul edilmiş perişan kılığını düzmemiş,çıplak ayakla dolaşmakda devam etmişdir.1968 de de Almanyaya işci olarak gitmişdir. Aşağıdaki manzume Parlak Hüseyinin yakın arkadaşı olmuş Mehmed Gökçınarındır (B.: Gökçınar,Mehmed ;cild ,sayfa ): Parlak Hüseyin derler,yaşadım ,arkadaşım Onunla derdleşirim dara gelince başım Nice akıllar çelmiş,zar atılmış üstüne Pes demişler emdiği onun helâl sütüne Tığ gibi,sırım gibi,hem karaca,hem kaplan Güzellerin içinde merdi meydan bir oğlan Kabına sığmayınca bâzan insanın aklı Yolu berduşluk olur bence yüzde yüz haklı Ne zincir var ne kafes ,sâde üstü çul çaput Nerden kopmuş,nereye ?..gök yüzünde bir bulut Ne kendisi biliyor,ne savuran rüzgârı Şu insan hayatının bin çeşiddir kumarı Başkasının malında ne gözü var var ne eli Tek kusuru sevmekdir her gördüğü güzeli Düşer bir mini etek yosma kızın peşine Parlak demişler on...

HÜSEYİN (Parlak) – 1965 ile 1968 arasında 22-23 yaşlarında hâneberduş bir delikanlı ,gaayet alımlı çalımlı olub dağınık saçlı,mini etekli,nalından bozma iskarpınlı,artist mukallidi veya taslakcısı şaşkın kızlar ile düşüb kalkarak oynaşma yolları bulmuş,o kızların kartcaları boyalı ve perukalı türedi hanımefendilerin de jiolosu olmuşdur.Kızlar ve hanımlar tarafından beslenmiş,fakat onlarca “Pek artistik” ve “Pitoresk” kabul edilmiş perişan kılığını düzmemiş,çıplak ayakla dolaşmakda devam etmişdir.1968 de de Almanyaya işci olarak gitmişdir. Aşağıdaki manzume Parlak Hüseyinin yakın arkadaşı olmuş Mehmed Gökçınarındır (B.: Gökçınar,Mehmed ;cild ,sayfa ): Parlak Hüseyin derler,yaşadım ,arkadaşım Onunla derdleşirim dara gelince başım Nice akıllar çelmiş,zar atılmış üstüne Pes demişler emdiği onun helâl sütüne Tığ gibi,sırım gibi,hem karaca,hem kaplan Güzellerin içinde merdi meydan bir oğlan Kabına sığmayınca bâzan insanın aklı Yolu berduşluk olur bence yüzde yüz haklı Ne zincir var ne kafes ,sâde üstü çul çaput Nerden kopmuş,nereye ?..gök yüzünde bir bulut Ne kendisi biliyor,ne savuran rüzgârı Şu insan hayatının bin çeşiddir kumarı Başkasının malında ne gözü var var ne eli Tek kusuru sevmekdir her gördüğü güzeli Düşer bir mini etek yosma kızın peşine Parlak demişler ona karışılmaz işine Omuzunda çantası,gözlükler manda gözü Tökezir Hüseyini gördüğü anda gözü Oğlanın da saçları son moda darmadağın Ama eşi bulunmaz berduşdaki ayağın Koltuk altı meydanda,meydanda çakılları Şaşkın kızlar oynatır elbet ki akılları “Baksana Küçükbeyim..”,“Buyur efendim abla..” Sinamada randevu saat üçe beş kala Tam karakter artisti olur bizim şu Parlak Takma adı hazırdır “Altımur Altınayak” “Perukanın Esrârı” ,“Mini Etekli Gelin” İsmidir kamerasız çevrilmiş filimlerin Ya şarkıcı olup da sahneye çıksa Parlak Yıkdırır gazinoyu gülle topuk vurarak Tadını çıkarırken hayatın doya doya Bir mark lafı tutturdu Almanya da Almanya Aklı var dizgini yok sığmaz hesap kitab Almanyaya giderek çöpcü oldu gaaliba