HÜSEYİN (Kalyoncu) – İkinci Mahmudun ilk senelerinde Galata ve Kasımpaşa taraflarında güzelliği ve yiğitliği ile nam almış genc bir Kalyoncu, Mahmudiye Kalyonu mürettebatından idi. O devrin Kalyoncu zorbalarından Arab Mehmedin akrabasıydı; İstanbulun bu tabakadan gençleri arasında Cezayir kesimi esvap modasının pek revaçta olduğu o devirde en zarif giyinenlerdendi. Bir cuma sabahı, Piyale paşa camiinde namaz kıldıktan sonra Kalyoncu takımının oturduğu havuz'u kahvede debbağ Deli Bekir adında bir genç tarafından hançerlenerek öldürülmüş, katil de hemen o gün Tersâne Zındanında idam edilmiştir. Kalyoncu Hüseyin vurulduğu zaman henüz on altı yaşlarında bulunuyordu. Genç ve güzel Kalyoncu ve cinâyet hakkında biri diğerini tamamlıyan iki destan vardır. Aşağıdaki kıt'alar cinayeti anlatan ikinci destandandır. Hançerle meleği etti ah şehid Debbağ Deli Bekir dedikleri it Gör ki kaatil dahi çehreli yiğit Can evime ateş düşdü yanıyor Havuzlu Kahvede oldu bu belâ Faryâdü figanla aynı Kerbelâ Tersâne içinde verildi salâ Can evime ateş düşdü yanıyor Cuma sabahıydı abdest alındı Piyâlepaşada cuma kulundu Tersâneli çayır çimen salındı Can evime ateş düşdü yanıyor Hüseyin yatıyor al kan içinde Bekire siyâset zından içinde Bu vak'a okunsun destan içinde Can evime ateş düşdü yanıyor