Hüseyin ( Biberoğlu ) – Geçen asır sonlarında 1885-1890 arasında Buagaristan muhâcirlerinden bir berberin aşırı derecede güzellikde oğlu ; rüşdiye mektebinde okurken ,sesi de çok güzel olduğu için,babasının isteği ile devrin genc mevlevî dervişlerinden cemal âşıkı ve iffet ve ismet timsâli Tâhirül Mevlevî Beyden Mesnevî okumaya başlamış ve Tâhir Bey güzel talabesine temiz bir aşk ile bağlanmış,haftada iki gün hocasının Çarşanbadaki evine gidermiş.Güzel gencin gelib gitmesi bâzı erâzil ağzında dedikodu konusu olmuş ve Biberoğlu Hüseyin dersleri yarıda bırakıp ayağını Tâhir Beyin evinden kesmiş.Tâhirül Mevlevî 1318 (M.1900-1901) de basılmış Divançei Tâhir'de ,kendisini çok üzen bu hâdiseyi “Bir Muallim Lisânından Müteallimine” başlıklı uzunca bir manzumede şöyle anlatıyor : İşte bak rûhum efendim meleğim Neş'e cânü dilim göz bebeğim Emrin ile iderek nazmı sühen Eyledim pâyine takdim ane ben Çâk çâk olmada dil şâne misâl Akl ise zülfi perişâne misâl Çeşmi mestin beni gör sarhoş etti Selb idüb de aklımı bîhuş etti Bildiğim cümle meâni ve fünûn Münselib oldu heman kaldı cünûn Yine bu şûriş ile sevdiceğim Goncei nahli ümîdim çiçeğim Şimdi kıl da güzelim sîneni sâf Bir düşün sen dahi hakkelinsâf Ben sana bendei fermanber iken Sen bana düşmeni can olma neden ? Ben sana dâd ile b...

Hüseyin ( Biberoğlu ) – Geçen asır sonlarında 1885-1890 arasında Buagaristan muhâcirlerinden bir berberin aşırı derecede güzellikde oğlu ; rüşdiye mektebinde okurken ,sesi de çok güzel olduğu için,babasının isteği ile devrin genc mevlevî dervişlerinden cemal âşıkı ve iffet ve ismet timsâli Tâhirül Mevlevî Beyden Mesnevî okumaya başlamış ve Tâhir Bey güzel talabesine temiz bir aşk ile bağlanmış,haftada iki gün hocasının Çarşanbadaki evine gidermiş.Güzel gencin gelib gitmesi bâzı erâzil ağzında dedikodu konusu olmuş ve Biberoğlu Hüseyin dersleri yarıda bırakıp ayağını Tâhir Beyin evinden kesmiş.Tâhirül Mevlevî 1318 (M.1900-1901) de basılmış Divançei Tâhir'de ,kendisini çok üzen bu hâdiseyi “Bir Muallim Lisânından Müteallimine” başlıklı uzunca bir manzumede şöyle anlatıyor : İşte bak rûhum efendim meleğim Neş'e cânü dilim göz bebeğim Emrin ile iderek nazmı sühen Eyledim pâyine takdim ane ben Çâk çâk olmada dil şâne misâl Akl ise zülfi perişâne misâl Çeşmi mestin beni gör sarhoş etti Selb idüb de aklımı bîhuş etti Bildiğim cümle meâni ve fünûn Münselib oldu heman kaldı cünûn Yine bu şûriş ile sevdiceğim Goncei nahli ümîdim çiçeğim Şimdi kıl da güzelim sîneni sâf Bir düşün sen dahi hakkelinsâf Ben sana bendei fermanber iken Sen bana düşmeni can olma neden ? Ben sana dâd ile bîmârı dahîl Sen de bana olmadasın Azrâil Ben seni gördüğüm anda dilü can Buluyor sânede bir şevki nihan Göricek sen beni çehren dönüyor Şu'leri şevki izârın sönüyor Olsam istâdei şehrâhi selâm İdiyorsun görmemezlikte hirâm Hani ol dem ki âyâ gonce dihen Mesnevî okutur idim sana ben Ben sana dersin okurken hayfâ Bana da gamzen okuturdu sevdâ Dersimiz eğerçi muattal kaldı Dildeki aşkın mâhasal kaldı Bilmedim noldu bu cevrn sebebi Gerçi ben geçmedim aslaa edebi Nigehim pâk idi Vallah ki sana Ben âşıkı sâf ididm ey mâh ben sana O çatık kaş,o gazûbâne bakış Çevirüb baş dile âteş bırakış Bunların terki ile ünsi lâtif Dileyor sevdiceğim kalbi afif Nâri hicrânına yakma beni sen Ünfü âzâre bırakma beni sen Seni her dem mütebessim göreyim Beni ağlatma seni güldüreyim Dökeyim pâyine eş'larımı ben Gıbtalar itsün ana dürri Aden Hâsılı ey eseri kudreti Hak Vire şefkat diline Hazreti Hak Bu manzumeyi Biberoğlu Hüseyine gönderdikden sonra mesnevi derselir tekrar başlamışdı (B.: Cihanbeyli,Mustafa ,cilc 7,sayfa 3561) Mustafa CİHANBEYLİ