HOCATAHSİN SOKAĞI CİNÂYETİ – 1940 yılında David adında bir yahudi deli tarafından cinsî sapıklık yolunda işlenmiş bir cinâyet (B.: David,Balatlı Deli,cild 8,sayfa 4278) ;cinâyet ,bir mahzende öldürülmüş olan Abdullah adındaki gencin cesedinin taaffünü üzerine o yılın haziran ayının başında meydana çıkmışdı; azılı bir şerir olan ve Galatanın şöhretleri arasında bulunan Balatlı Davidin maddesi tesbit edilirken adı bu şehir kötüğüne kaydedilirken şerîrin Galatada türediği yıllar 1933 ile 1936 arası gösterilmişdir, ve cinâyeti nakledilirken 1940 yılı kaydedilmemişdir.Deli kaatilin ölümü 1940 dan sonra olacaktır. Aslı Giresunun bir köyünden olan Abdullahın bir hemşehrisi ki bu ansiklopedinin okuyucuları arasındadır, bize bedbaht gencin bir resmini vererek şu notları eklemişdir: “ Çok fakir bir ailenin evlâdı idi,İstanbula iş bulmak,çalışmak,para yüzü görmek için gelmişdi,geldiğinde 16-17 yaşlarında idi;bir gün kendisine Sirkecide sokakda rastladım,yalın ayak,yarım pabuç perişan kılıkda idi.Bir aşcı-şarabcının yanında çalışıyormuş,ustasının ve müşterilerin kötü tekliflerinden şikâyetde bulundu,fakat aradan kısa bir zaman geçdi,Abdullaha Galatada rastladım,kılığını düzmüş,pek süslü bir genc olmuşdu,zengin bir yahudiye uşak olduğunu,efendisinin her isteğini yerine getirdiğini söyledi.Dav...

HOCATAHSİN SOKAĞI CİNÂYETİ – 1940 yılında David adında bir yahudi deli tarafından cinsî sapıklık yolunda işlenmiş bir cinâyet (B.: David,Balatlı Deli,cild 8,sayfa 4278) ;cinâyet ,bir mahzende öldürülmüş olan Abdullah adındaki gencin cesedinin taaffünü üzerine o yılın haziran ayının başında meydana çıkmışdı; azılı bir şerir olan ve Galatanın şöhretleri arasında bulunan Balatlı Davidin maddesi tesbit edilirken adı bu şehir kötüğüne kaydedilirken şerîrin Galatada türediği yıllar 1933 ile 1936 arası gösterilmişdir, ve cinâyeti nakledilirken 1940 yılı kaydedilmemişdir.Deli kaatilin ölümü 1940 dan sonra olacaktır. Aslı Giresunun bir köyünden olan Abdullahın bir hemşehrisi ki bu ansiklopedinin okuyucuları arasındadır, bize bedbaht gencin bir resmini vererek şu notları eklemişdir: “ Çok fakir bir ailenin evlâdı idi,İstanbula iş bulmak,çalışmak,para yüzü görmek için gelmişdi,geldiğinde 16-17 yaşlarında idi;bir gün kendisine Sirkecide sokakda rastladım,yalın ayak,yarım pabuç perişan kılıkda idi.Bir aşcı-şarabcının yanında çalışıyormuş,ustasının ve müşterilerin kötü tekliflerinden şikâyetde bulundu,fakat aradan kısa bir zaman geçdi,Abdullaha Galatada rastladım,kılığını düzmüş,pek süslü bir genc olmuşdu,zengin bir yahudiye uşak olduğunu,efendisinin her isteğini yerine getirdiğini söyledi.Davidi bir defa gördüm,Abdullahı pek süslü gezdirdiği halde kendisi hırpânı bir adamdı ve bakışlarından da deliye benziyordu, içki ile aklını oynatmış adamlardandı ;yine Abdullahdan öğrendim ki çocuğu sözde uşak olarak yanına aldıkdan sonra Galatada üç dört ev değişdirmiş ve en son Tophânede Hocatahsin Sokağında 40 numaralı harab bir eve,mahzen gibi bir yere taşınmışlardı,Abdullahı da orada bir gece döve döve öldürdü ;çukur evin bodrumunda bir çukur kazıp gömmüş,fakat bir müddet sonra cesed taaffün ederek cinâyet meydana çıkmışdı..”. Bürhaneddin OLKER