HOCAPAŞA ,HIDIRBEYOĞLU SİNAN PAŞA – Onbeşinci Yüzyıl şâirlerinden ve ulemâsından ve vezirlerinden ;asıl adı Sinaneddin Yusufdur,İstanbulun ilk kadısı Hıdırbey Çelbinin oğludur,844(1440) de doğdu,Hasreddin Hoca torunlarındandır.Yaşı henüz yirmiyi bulamış idi ki aşırı zekâsı ve gayretinin mahsulü bilgisi ile muhitinin seçkin simalarından olmuşdu.Mesnevî tarzında yazılmış “Tazarrûât” isimli eseri büyük bir şöhret kazanmışdı. Kastamonulu Lâtifî'nin şuerâ tezkiresinde Fatih Sultan Mehmede hocalık ettiğinden bahsedilerek “Vezirler arasında Hocapaşa lakabı ile tanınmışdı” deniliyor.İstanbulun fethinden sonra oturduğu semt de “Hocapaşa” diye anılmış ve o günden bu yana aynı ismi taşıya gelmişdir.Gencliğinde müderridlike yapmış,hayatının sonlarında da Gelibolu sancak beyliğinde bulunmuşdur.Faik Reşad Beyin “Eslâf” ismindeki biyografik eserinde kaydına göre 891 (1486) de İstanbulda ölmüş ve Eyyubsultanda defnedilmişdir. “Aşk” üzerine bir yazısı,Onbeşinci Yüzyıl türk edebiayıtının şah eserlerindendir : “ Aşk bir cevheri bî mislü hemtâdır ki anın vasfı emsâl ile denilmez,Aşk bir sırrı mahfii nâ peydâdır ki anın tasviri misal ile gösterilmez. “ Âşıkların dili altında sözler vardır ki Leb ana mahrem olmaz.Aşk ehlinin sînesi içre nefesler vardır ki dem ana hemdem olmaz. “ Âşıkla mâşuk meyanında...

HOCAPAŞA ,HIDIRBEYOĞLU SİNAN PAŞA – Onbeşinci Yüzyıl şâirlerinden ve ulemâsından ve vezirlerinden ;asıl adı Sinaneddin Yusufdur,İstanbulun ilk kadısı Hıdırbey Çelbinin oğludur,844(1440) de doğdu,Hasreddin Hoca torunlarındandır.Yaşı henüz yirmiyi bulamış idi ki aşırı zekâsı ve gayretinin mahsulü bilgisi ile muhitinin seçkin simalarından olmuşdu.Mesnevî tarzında yazılmış “Tazarrûât” isimli eseri büyük bir şöhret kazanmışdı. Kastamonulu Lâtifî'nin şuerâ tezkiresinde Fatih Sultan Mehmede hocalık ettiğinden bahsedilerek “Vezirler arasında Hocapaşa lakabı ile tanınmışdı” deniliyor.İstanbulun fethinden sonra oturduğu semt de “Hocapaşa” diye anılmış ve o günden bu yana aynı ismi taşıya gelmişdir.Gencliğinde müderridlike yapmış,hayatının sonlarında da Gelibolu sancak beyliğinde bulunmuşdur.Faik Reşad Beyin “Eslâf” ismindeki biyografik eserinde kaydına göre 891 (1486) de İstanbulda ölmüş ve Eyyubsultanda defnedilmişdir. “Aşk” üzerine bir yazısı,Onbeşinci Yüzyıl türk edebiayıtının şah eserlerindendir : “ Aşk bir cevheri bî mislü hemtâdır ki anın vasfı emsâl ile denilmez,Aşk bir sırrı mahfii nâ peydâdır ki anın tasviri misal ile gösterilmez. “ Âşıkların dili altında sözler vardır ki Leb ana mahrem olmaz.Aşk ehlinin sînesi içre nefesler vardır ki dem ana hemdem olmaz. “ Âşıkla mâşuk meyanında bir güftü gû olur ki zebânı hâcibden gayri ana tercüman olmaz.Can ile cânan arasında bir üstü cû bulunur ki kûşei çeşmden özge ana dîdeban olmaz. “ Aşk bir zâhirdir ki örtülmez,Aşk bir sırdır ki açılmaz.Âşıkın kimsiyle kârı olmaz ve âyînei aşkın jengârı olmaz. “ Aşk ser âzâdeleri bende ider,Aşk serefrazları efkende ider. “ Aşk efsâne ve efsus değildir,Aşk san'ati her dûn değildir.Her Aşk dâvâsı iden âşık olmaz,her muhabbetden dem uran sâdık olmaz . “ İlâhi..her kişi merdi aşk olmaz ve değme kalbde derdi aşk bulunmaz. “ Aşk bir kimyâdır,anın mâdeni can olur.Aşk bir cevherdir anın mekânı kân olur.Aşk bir zevkdir,anın da başka bir dili var.Aşk bir şevkdir,anın da ayrı ehli var. “ Her dil aşka hâne ola,tîri belâya nişâne olur.Her gönül ki muhabbete makaam ola,mihnet anda müdâm olur..”.