HİND ELÇİLERİ – Türkiyeye ,dolayısı ile devlet merkezi,taht şehri İstanbula Hindistan hükümdarlarından,pâdişahlarından bir elçinin gelmesi istanbullularca dâima aşırı merakla izlenmiş,vak'anüvisler de vekaayinâmelere kaydetmişlerdir.Aşağıdaki satırlar o kayıdlardan örnek örneklerdir :“..1063 senesinde(1652-1653) pâdişah tarafından(Dördüncü Sultan Mehmed) Müteferrika Zülfikar Ağa nâmei hümâyun ve elçilikle Hind Pâdişahı olan Şâhı Cihan'a gönderilmişdi.Hind pâdişahının bir nâmesi ve yanında Kaaim Bey a dında bir hinde elçisi el birlikde Hindistandan dönen Zülfikar Ağa 17 receb 1066 (11 mayıs 1656) bir cuma günü Üsküdara geldi,Doğancılar Meydanında âyandan bir kimsenin evine kondurulub ikram için saray mutfak emini ile aşcıbaşısı oraya yollandılar.Ertesi gün kadırga ile İstanbula geçirilib Çavuşbaşı Ağa bir kaç nefer çavuşla iskeleden karşıladı ve Hind Elçisini ikaametine tahsis edilen merhum Koca Siyavuş Paşanın sarayına götürdüler.21 receb 1066 (15mayıs 1656) salı günü sabahı elçi Divanı Hümâyuna dâvet edildi ve kadim kanun üzere kendisine bir ziyâfet verildi.Yemekden sonra elçiye hil'ati fâhire giydirilerek (Arzodasında) huzra çıkarıldı,(Kaaim Bey) getirdiği nâmeyi ve hediyeleri pâdişaha raz ve tekdim etti.Hediyeleri ikiyüz elli nefer kapucu taşımışdır ki hediyeler arasında türlü...

HİND ELÇİLERİ – Türkiyeye ,dolayısı ile devlet merkezi,taht şehri İstanbula Hindistan hükümdarlarından,pâdişahlarından bir elçinin gelmesi istanbullularca dâima aşırı merakla izlenmiş,vak'anüvisler de vekaayinâmelere kaydetmişlerdir.Aşağıdaki satırlar o kayıdlardan örnek örneklerdir :“..1063 senesinde(1652-1653) pâdişah tarafından(Dördüncü Sultan Mehmed) Müteferrika Zülfikar Ağa nâmei hümâyun ve elçilikle Hind Pâdişahı olan Şâhı Cihan'a gönderilmişdi.Hind pâdişahının bir nâmesi ve yanında Kaaim Bey a dında bir hinde elçisi el birlikde Hindistandan dönen Zülfikar Ağa 17 receb 1066 (11 mayıs 1656) bir cuma günü Üsküdara geldi,Doğancılar Meydanında âyandan bir kimsenin evine kondurulub ikram için saray mutfak emini ile aşcıbaşısı oraya yollandılar.Ertesi gün kadırga ile İstanbula geçirilib Çavuşbaşı Ağa bir kaç nefer çavuşla iskeleden karşıladı ve Hind Elçisini ikaametine tahsis edilen merhum Koca Siyavuş Paşanın sarayına götürdüler.21 receb 1066 (15mayıs 1656) salı günü sabahı elçi Divanı Hümâyuna dâvet edildi ve kadim kanun üzere kendisine bir ziyâfet verildi.Yemekden sonra elçiye hil'ati fâhire giydirilerek (Arzodasında) huzra çıkarıldı,(Kaaim Bey) getirdiği nâmeyi ve hediyeleri pâdişaha raz ve tekdim etti.Hediyeleri ikiyüz elli nefer kapucu taşımışdır ki hediyeler arasında türlü tuhaf ve tefârikden başka gaayet kiymetli mücevherli bir kılıç,mücevherli bir hançer vardı..”(Silâhdar Tarihi). “1129(1717) senesinde pâdişah sefer münâsebeti ile Edirnede bulunuyordu(Üçüncü Sultan Ahmed,Avusturya Seferi,sadırazam Silâhdar Ali Paşanın Petervaradinde şehid olduğu sefer) İstanbula Hindistan pâdişahının elçisi olduğunu söyliyen bir hindli gelmişdi,fakat(maiyetinin perşanlığı yüzünden) istanbulda hakiki bir elçi olduğundan şübhe edildi ve kaymakam paşa şübhesini Edirnede bulunan padişaha arz ettti,Edirneden gelen cevabda,sefer gaaileleri dolayısı ile bir müddet İstanbulda bekletilmesi bildirildi.Elçiliğini iddia eden hindliye,Osmanlı Devletinin şan ve şerefi gereğince izaz ve ikramda bulunuldu.Hindli bir an önce Edirneye gönderilip huzura çıkarılmasını ısrarla recâ edince,yol masraf masrafları kaymakam paşa tarafından görülerek Edirneye yollandı ve orada devletce hazırlanan bir eve indirildi.Türkiyeye hind elçileri çok nâdir gelirdi,(Hindlinin hakiki bir elçi olmayub bir mâcerâperest olduğu kanaati Edirnede de hâsıl oldu,fakat devlet şerefi gözetilerek meselenin tahkikine gidilmedi.Getirdiği nâme ve hediyeler de bir sahtekâr olduğunu gösteriyordu),her şeye rağmen yine ikram ve izazda bulunuldu,vezirler tarafından kendisine ziyâfetler verildi,sâdece doyurulması ile de kalınmadı,vezirler tarafından kendisine hediyeler ve harclıklar verildi,ayrıca İstanbuldan Hindistana kadar yol masrafları da verildi..” (Râşid Tarihi).