HIFIZ HÂFIZLIK CEMİYETİ – Hâfızlar arasında “Hıfız Cemiyeti” denilir yerleşmiş bir deyimdir,bir çocuğun vey gancin Kur'anı Kerim hıfzını tamamladıkdan sonra hıfzının dinlenmesi içi yapılan toplantı,törendir,yüz yıllar boyunca devam edegelmiş bir islâm geleneğidir. Genc hâfız hıfzını nerede tamamlamış ise o beldenin,büyük şehir İstanbulda o semtin ve civârının tanınmış,meşhur hâfızları,gencin hocası tarafından yazılıp imzalanmış tezkirelerle cemiye dâvet olunurlar. Hocası olan efendinin evinde toplanılır,ve genci hıfzı ,Kur'anı Kerimin başından sonuna kadar dinlenir,yâni genc hâfız ezbere bir hatım indirir,bu da bâzan bir hafta,on gün sürer.Genc hâfız yanlışsız okudukdan başka harflerin mahreclerine de riâyet ederse çok iyi yetiştirilmiş olduğu kanaatine varılır,kendisi ve hocası dâvetli hâfızlar tarafından tebrik edilir. Sonra talebenin âilesi ile de konuşularak asıl cemiyet günü tesbit edilir. Bu toplantı ,eger gencin evi müsâid ise orada,değilse yine hocasının evinde ve öğle yemeğinden namazından önce yapılır,yemek yenilir,sonra en yakın bir camii şerife gidilip öğle namazı kılınır. Namazdan sonra camiin ortasına güzel iki seccâde serilir.Hâfız olan genc sırtına bir cübba giyer ve başına sarık sarar.Sarığın üstüne de sırmalı bir şerid sarılır ki üç parmak eninde olan bu şeridin...

HIFIZ HÂFIZLIK CEMİYETİ – Hâfızlar arasında “Hıfız Cemiyeti” denilir yerleşmiş bir deyimdir,bir çocuğun vey gancin Kur'anı Kerim hıfzını tamamladıkdan sonra hıfzının dinlenmesi içi yapılan toplantı,törendir,yüz yıllar boyunca devam edegelmiş bir islâm geleneğidir. Genc hâfız hıfzını nerede tamamlamış ise o beldenin,büyük şehir İstanbulda o semtin ve civârının tanınmış,meşhur hâfızları,gencin hocası tarafından yazılıp imzalanmış tezkirelerle cemiye dâvet olunurlar. Hocası olan efendinin evinde toplanılır,ve genci hıfzı ,Kur'anı Kerimin başından sonuna kadar dinlenir,yâni genc hâfız ezbere bir hatım indirir,bu da bâzan bir hafta,on gün sürer.Genc hâfız yanlışsız okudukdan başka harflerin mahreclerine de riâyet ederse çok iyi yetiştirilmiş olduğu kanaatine varılır,kendisi ve hocası dâvetli hâfızlar tarafından tebrik edilir. Sonra talebenin âilesi ile de konuşularak asıl cemiyet günü tesbit edilir. Bu toplantı ,eger gencin evi müsâid ise orada,değilse yine hocasının evinde ve öğle yemeğinden namazından önce yapılır,yemek yenilir,sonra en yakın bir camii şerife gidilip öğle namazı kılınır. Namazdan sonra camiin ortasına güzel iki seccâde serilir.Hâfız olan genc sırtına bir cübba giyer ve başına sarık sarar.Sarığın üstüne de sırmalı bir şerid sarılır ki üç parmak eninde olan bu şeridin sarılması kedimden kalmış gelenekdir. Seccâdelerden birine hocası birine de hâfız olan talebesi oturur. Mihrabın ön kısmının biraz ilerisine ortaya bir vâiz minderi ve minderin önüne de bir rahle konulur,rahleye güzel,işlemeli bir örtü örtülür,mindere Reisül Kurrâ efendi oturur,sağında ve solundaki minderlere de cemiyete dâvetli olan hâfızlar yaş sıralarına göre otururlar. Genc hâfız “Elemtere” den başlayarak Fatihaya kadar okur.Reisül Kurrâ,sağdan itibaren aşri şerif okutmaya başlar.Güzel güzel sesli hâfızların okuması bir dinî ziyâfet olur.Her âyetin son kısmı da hep bir ağızdan okunur. Reisül Kurrâ elini rahlenin üstüne koyunca cemiyet tamam olur,güzel bir duâ okur.Genc hâfız duâdan sonra hocasının,Reisülkurrâ Efendinin ve cemiyetde bulunan diger hâfız efendilerin ellerini öper. Bir Hâfızı Kur'anın hayatının sonuna kadar unutamayacağı hâtıradır. Hâfız Fahri TÜKEL