HAYRULLAH EFENDİ (Sorgunlu) – Ulemâdan ve kiymetli bir şâir ;hicrî 1281 (M.1864-1865) Yozgadda doğdu,babası devrinin namlı ulemâsından müderris Mehmed Ârif Efendinin âilesinin kökü Sorgunun Eymir köyündendir. İlk tahsilini Yozgadda görmüş,15-16 yaşlarında İstanbula gelmiş,Fatih Medresesinde okumuş ve 1303 (1885-1886) da icâzetnâme almışdır.Medresede okurken Hukuk Mektebine de devam etmişdi,ilmiye kisvesini muhafaza etti,fakat hukuk şehâdetnâmesi ile evkaf nezâretinde çalışdı.Geniş bir kültürü vardı,mekteblerde türkce ve riyâziye muallimliği yapdı.1907 de Yozgad meb'usu olarak Meclisi Mebusana girdi; bir ara Ankara ve Edirne evkaf müdürlüklerinde bulundu.Birinci Cihan Harbinden az önce Haremyn Evkaafı müdürü olarak Medîneye gitti,Medînenin sukuutunda ingilizlere esir düşdü,1917 de Seyyidi Beşir üserâ karargâhında vefat etti.Uzuna bir zaman Ankara vâliliğinde bulunmuş Avni Doğan bu zâtin oğludur. Medrese haya de okuduğu genclik zamanlarında da,sonraları rindâne ve kalenderâne bi hayatı olmuşdu.Son divan şâirleri arasında unutlumş bir değerdir. Merdivenköyündeki Şahkulu Dergâhı şeyhi Mehmed Ali Baba şarab bardağına yazılmak üzere kendisinden bir gazel istemişdi,şu beyitler o gazeldendir: Biz o seyyâhı derûnuz ki yola pinhan gideris Bu teni terk ederiz belki de bî can gideriz Kerbe...

HAYRULLAH EFENDİ (Sorgunlu) – Ulemâdan ve kiymetli bir şâir ;hicrî 1281 (M.1864-1865) Yozgadda doğdu,babası devrinin namlı ulemâsından müderris Mehmed Ârif Efendinin âilesinin kökü Sorgunun Eymir köyündendir. İlk tahsilini Yozgadda görmüş,15-16 yaşlarında İstanbula gelmiş,Fatih Medresesinde okumuş ve 1303 (1885-1886) da icâzetnâme almışdır.Medresede okurken Hukuk Mektebine de devam etmişdi,ilmiye kisvesini muhafaza etti,fakat hukuk şehâdetnâmesi ile evkaf nezâretinde çalışdı.Geniş bir kültürü vardı,mekteblerde türkce ve riyâziye muallimliği yapdı.1907 de Yozgad meb'usu olarak Meclisi Mebusana girdi; bir ara Ankara ve Edirne evkaf müdürlüklerinde bulundu.Birinci Cihan Harbinden az önce Haremyn Evkaafı müdürü olarak Medîneye gitti,Medînenin sukuutunda ingilizlere esir düşdü,1917 de Seyyidi Beşir üserâ karargâhında vefat etti.Uzuna bir zaman Ankara vâliliğinde bulunmuş Avni Doğan bu zâtin oğludur. Medrese haya de okuduğu genclik zamanlarında da,sonraları rindâne ve kalenderâne bi hayatı olmuşdu.Son divan şâirleri arasında unutlumş bir değerdir. Merdivenköyündeki Şahkulu Dergâhı şeyhi Mehmed Ali Baba şarab bardağına yazılmak üzere kendisinden bir gazel istemişdi,şu beyitler o gazeldendir: Biz o seyyâhı derûnuz ki yola pinhan gideris Bu teni terk ederiz belki de bî can gideriz Kerbelâyı dolaşır göz yaşı mânendi Fırât Su kenârında Hüseyin aşkına atşan gideriz Rehberi kaafilemiz Hazreti Azrâildir Bir sürü koç yiğitiz ol şehe kurban gideriz Tıfl ağalar bu belâhânede pîran inler Dehre feryâd ile geldik yine nâlân gideriz Şu gazeli de aynı dergâhın kahvecisi bir Benli Gazanfer adında bir genc için yazmışdı : Ruhsârı âteşînin üstünde serpme benler Ya bir alay mecûsî ya bir takım semender Sevdan ile ben oldum Mecnuna öz birâder Leylâ senin neyindir ey dilrübâyi esmer Mümkin mi kâinatda olmak bizim gibi hiç Uslu akıllı âşık utlu hayâlı dilber Biz bir bölük gedâyız kim hâki râhımızdan Gerûbiyânı lâhut destur alıp geçerler Kahvefürûşi nâzım iltifâtın niyâzım Şîrânedir reftârın nâmın olmuş Gazanfer Ferman revâ değildir hükmün kulûbe ey şâh Haakaanı aşka ancak bu memleket musahhar Duzah ile bihişte Hayrî birer misaldir Agyârı dîv çehreyle Yâri ferişte peyker Bibl.: Numan Kıyat,Edebî Âbideler ;Miralay Sari Bey,Not.