Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Havuzlu Bağ maddesi
HAVUZLU BAĞ – Geçen asrın ikinci yarısında Boğaziçinde Kandilli sırtlarında meşhur bir bağ ;sâhibi Kaptanıderyâ Damad Halil Paşa idi.Adana vâlisi iken ölen ünlü şâir ve devlet adamı Ziyâ Paşa çocuk iken bir gün o bağa üzm çalmak için gitmiş ve suç üstünde yakalanmışdı.Vak'ayı kendisi şöylece anlatıyor :
“ Babam Galata Gümrüğünde kâtibdi,işini gücünü iyi bilir,aylığı ile kanaat eder bir merd muhâsibdi.Çocukluğumda yaz ve kış Kandillide otururduk.Benimle beraber mektebe gidip gelmek,hem de evin sokak işlerini görmek için 17-18 yaşlarında Ömer adında bir köle almışdı.
“ Köle memleketinde hırsızlıkla terbiye olunduğundan kiraz ve üzüm mevsimlerinde beni bağlara götürür,elinin yetişdiği meyvalardan çalar,birlikde yerdik.Altı yedi yaşlarında idim,bir gün köle ile birlikde Kaptanı deryâ Damad Halil Paşanın Kandalli üzerinde Havuzlu Bağ denilen bağına gittik.Bağın etrafı dikenli çalılar ile korunmuş,Ömer bir yer bulup giremedi,elindeki sopa ile çalıları aralayarak güciyle bir küçük delik açdı,bana:
- Ben buradan giremem,sen küçüksün,içeri gir,yakındaki kütüklerden üzümleri koparıp bana ber,beraber yiyelim..dedi.
“ İçeri daldım ve üzüm devşirmeye başladım.Meger Halil Paşa merhum o gün nişan atmak için o bağa gelmiş,nişan destisi de benim çapul ettiğim yere konulmuş,paşa da beni uzakdan gö...
⇓ Devamını okuyunuz...
HAVUZLU BAĞ – Geçen asrın ikinci yarısında Boğaziçinde Kandilli sırtlarında meşhur bir bağ ;sâhibi Kaptanıderyâ Damad Halil Paşa idi.Adana vâlisi iken ölen ünlü şâir ve devlet adamı Ziyâ Paşa çocuk iken bir gün o bağa üzm çalmak için gitmiş ve suç üstünde yakalanmışdı.Vak'ayı kendisi şöylece anlatıyor :
“ Babam Galata Gümrüğünde kâtibdi,işini gücünü iyi bilir,aylığı ile kanaat eder bir merd muhâsibdi.Çocukluğumda yaz ve kış Kandillide otururduk.Benimle beraber mektebe gidip gelmek,hem de evin sokak işlerini görmek için 17-18 yaşlarında Ömer adında bir köle almışdı.
“ Köle memleketinde hırsızlıkla terbiye olunduğundan kiraz ve üzüm mevsimlerinde beni bağlara götürür,elinin yetişdiği meyvalardan çalar,birlikde yerdik.Altı yedi yaşlarında idim,bir gün köle ile birlikde Kaptanı deryâ Damad Halil Paşanın Kandalli üzerinde Havuzlu Bağ denilen bağına gittik.Bağın etrafı dikenli çalılar ile korunmuş,Ömer bir yer bulup giremedi,elindeki sopa ile çalıları aralayarak güciyle bir küçük delik açdı,bana:
- Ben buradan giremem,sen küçüksün,içeri gir,yakındaki kütüklerden üzümleri koparıp bana ber,beraber yiyelim..dedi.
“ İçeri daldım ve üzüm devşirmeye başladım.Meger Halil Paşa merhum o gün nişan atmak için o bağa gelmiş,nişan destisi de benim çapul ettiğim yere konulmuş,paşa da beni uzakdan görmüş. Kavaslarından Kandillili Ahmed Bey derler koca bıyıklı bir kavası vardı,rastladıkca bıyıklarından korkardım.Beni tutup yanına getirmesini söylemiş.
“ Ben dünyadın bâhaber..Muttasıl üzüm salkımlarını koparıp çalı arasından köleye vermekle meşgul iken arkamdan biri gelip beni kucağına kapdı,ve tatlı sözler ile korkutmayarak paşanın yanına götürdü.Paşanın önünde bir kaç tabak üzüm vardı,önüme sürüp yememi teklif etti,korkuyu,utancı büsbütün unutup yemeye başladım.Kimin çocuğu olduğumu ve evimizin semtini sordu,söyledim.Niçin üzüm çaldığımı sordunca da kölenin tâlimatını anlattım.Saflığım paşanın hoşuna gitti,elime bir hayli para verdi ve beni Ahmed Bey ile evimize yolladı..”.
Aradan onaltı onyedi sene geçmiş,Kandillili Ziyâ Bey (Ziya Paşa) 1854 de sltan Abdülmecidin üçüncü kâtibliğine tayıin edilmiş .Bir gün saraya gelen Halil Paşa ile karşılaşmış.Havuzlu Bağdan üzüm çalarken yakalanan çocuğu hatırlayıp hatırlamadığını sormuş Paşa derhal hatırlamış :“ O çocuğa hâlâ acırım,babası yanına hırsız bir köle katmışdı..çocukda aslaa fenâlık istidadı görmedim..fakat o çocuğue siz nerden biliyorsunuz ?..” demiş .Ziya Bey de :“O çocuk bendenizim..” deyince ,Ziya Paşa çocukluk hatıraları arasında şunları yazıyor :
Sanki o gün üzüm hırsızlığını kendisi yapmış gibi utandı,aşırı edebinden kızardı,beni tekrar iltifatlara boğdu.Vak'adan az sonra peder merhum Köle Ömeri azad etmiş,memleketine göndermişdi..” (B.: Ziya Paşa ;Halil Paşa ,Kaptanıderyâ Dâmad,cild ,sayfa ).
Bibl.:Süleyman Şevket,Güzel Yazılar,Ziya Paşanın çocuklu,IV.
Tema
Yer
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Madde Başlığı
Kod
H27A009
Tema
Yer
Konular
Tür
Belge
Biçim
Daktilo yazısı, El yazısı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
İstanbul Ansiklopedisi Hav bölümü için yazılmış metin
Not
Kâğıt üzerine daktilo. Tükenmez kalemle düzeltmeler yazılmıştır.
Bakınız Notu
Ziya Paşa; Halil Paşa (Kaptanıderyâ Dâmad)
Bibliyografya Notu
Süleymen Şevket, "Güzel Yazılar"; Ziya Paşa, "Ziya Paşanın çocukluğu, IV"
Provenans
İstanbul Ansiklopedisi Arşivi, Kadir Has Üniversitesi ve Salt iş birliğiyle erişime açılmıştır.
Tema
Yer
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.