HÂTUNİYE MESCİDİ VE ZÂVİYESİ – Fındıklıda idi,Hadikatül Cevâmi şu mâlumatı veriyor : “ Bâniyesi sarayı Perîzad Hâtundur,ümerâyi deryâdan Arab Ahmed Paşanın zevcesidir.Camiin yeri paşanın bağçesi olub zevcesine hibe etmişdi.Ahmed Paşa bu mescidin yanındaki türbesinde medfundur,karşısındaki çeşme de paşanın hayır eseri olub tarihi budur : Selsebil odu için çeşmei Ahmed Pâşâ 983(1575 – 1576) “ Perîzad Hâtun öldüğünde kocasının türbesin defnedildi, ve mescidi ölümünden sonra vasiyeti üzerine vasîsi Elhac Mehmed Ağa tarafından bırakdığı malın üçde biri ile yaptırıldı,ve mescidin yanına bir de zâviye yapıldı,vakfiyenin tarihi 1008 (1599-1600) dir.Zâviyenin ilk şeyhi Hasan Adlî Efendidir,ölümünde yerine Câfer Keşfî Efendi şeyh oldu ki 1053 (1643) de vefat etmiş ve mescidin karşısındaki köşede defnedilmişdir.Bu mescidin yanındaki yalı büyük yalı gaaliba sultan sarayı imiş,sonra Arab Ahmed Paşaya intikal etmiş,sonraları bir kaç sahib daha değişdirerek Kaptanıderyâ Hüsrev Mehmed Paşa tarafından satın alınmış,daha büyük olarak yeniden yaptırılmışdır (B.:Hüsrevpaşa Yalısı). Keşfî Dergâhı diye anılan zâviye 1238 (1823) deki büyük Tophâne yangınında yanmış ve Hüsrev Paşa tarafından yeniden yaptırılmışdır ”. Tahsin Öz “İstanbul Camileri” isimli eserinde şunları yazıyor : “Perîzad Hatun Mescid...

HÂTUNİYE MESCİDİ VE ZÂVİYESİ – Fındıklıda idi,Hadikatül Cevâmi şu mâlumatı veriyor : “ Bâniyesi sarayı Perîzad Hâtundur,ümerâyi deryâdan Arab Ahmed Paşanın zevcesidir.Camiin yeri paşanın bağçesi olub zevcesine hibe etmişdi.Ahmed Paşa bu mescidin yanındaki türbesinde medfundur,karşısındaki çeşme de paşanın hayır eseri olub tarihi budur : Selsebil odu için çeşmei Ahmed Pâşâ 983(1575 – 1576) “ Perîzad Hâtun öldüğünde kocasının türbesin defnedildi, ve mescidi ölümünden sonra vasiyeti üzerine vasîsi Elhac Mehmed Ağa tarafından bırakdığı malın üçde biri ile yaptırıldı,ve mescidin yanına bir de zâviye yapıldı,vakfiyenin tarihi 1008 (1599-1600) dir.Zâviyenin ilk şeyhi Hasan Adlî Efendidir,ölümünde yerine Câfer Keşfî Efendi şeyh oldu ki 1053 (1643) de vefat etmiş ve mescidin karşısındaki köşede defnedilmişdir.Bu mescidin yanındaki yalı büyük yalı gaaliba sultan sarayı imiş,sonra Arab Ahmed Paşaya intikal etmiş,sonraları bir kaç sahib daha değişdirerek Kaptanıderyâ Hüsrev Mehmed Paşa tarafından satın alınmış,daha büyük olarak yeniden yaptırılmışdır (B.:Hüsrevpaşa Yalısı). Keşfî Dergâhı diye anılan zâviye 1238 (1823) deki büyük Tophâne yangınında yanmış ve Hüsrev Paşa tarafından yeniden yaptırılmışdır ”. Tahsin Öz “İstanbul Camileri” isimli eserinde şunları yazıyor : “Perîzad Hatun Mescidi de denilirdi. Bâniyesinin zevci Ahmed Paşa Kıbrıs beylerbeyliğinde bulunmuşdur.Fevkaanî bir mesciddi,duvarları kagir,çatısı ahşab,sağ tarafında bulunan minâresi tuğladandı.Vakıflarca kadro dışı edildikden sonra yanında bulunan Güzel Sanatlar Akademisi tarafından depo olarak kullanılmakda idi. Tek kubbeli Mescidin yanında bulunan Ahmed Paşanın tek kubbeli türbesi Mimar Sinan binâsı idi,yine orada bir de çeşmesi vardı.Bütün bu eserler 1956 yılında yol açılırken yok edilmişlerdir ” (1965).