HATİB HOCA – Geçen asır sonlarında yaşamış ve asıl adını tesbit edemediğimiz ilmiyeden bir adam,hatiblik gibi şerefli bir vazifenin sorumluluğunu idrâk edememiş,Mürekkebci İzzet ve Yağcı Mahmud adında iki İstanbul bıçkını ile çok yakın arkadaşlık kurmuş ,avâmî bir hay XXXXX içinde yaşamışdır,ve İstanbulun şöhretli akşamcılarından biri olmuşdur (B.: İzzet,Mürekkebci ;Mahmud,Yağcı).Yalnız perşenbe akşamları içmez,cuma günleri de adını tesbit edemediğimiz bicamide (Süleymaniye altında Bodurum Camii ?) hatiblik vazifesine gidermiş. Bir perşenbe akşamı İzzet ile Mahmudun mükellef bir içki ziyâfetini kabul etmiş,cübbesini ve sarığını Balatda bir manav dükkânına emânet bırakarak o semtin büyük meyhânalerinden birine girmişler ve o kadar içmişler ki üçü de sızmın,geceyi meyhâne peykesinde geçirmişler.Ertesi sabah cuma olduğunu çok geç hatırlayan Hatib Hoca fırlayıp çıkmış,manavdan emânetlerini alarak vazifesine koşmuş.Cemaat hatibe intizarda,hocanın başıdaki akşamki cünbüşün akisleri ile halâ dönüyor.Minbere çıkmış ve bir an kendisini kaybederek “Hey hey..” diye bir gazele başlamış.Cemaat hayret ve dehşet içinde,fakat Hatib Hoca pek tez toplanmış,kaşlarını çatmeş : - Ey cemaat !.. demiş,ben ne zamanki hutbeye başlarım,sizler gözleriniz yerde uyuklarsınız..bugün bir hey heye çekip gazele ...

HATİB HOCA – Geçen asır sonlarında yaşamış ve asıl adını tesbit edemediğimiz ilmiyeden bir adam,hatiblik gibi şerefli bir vazifenin sorumluluğunu idrâk edememiş,Mürekkebci İzzet ve Yağcı Mahmud adında iki İstanbul bıçkını ile çok yakın arkadaşlık kurmuş ,avâmî bir hay XXXXX içinde yaşamışdır,ve İstanbulun şöhretli akşamcılarından biri olmuşdur (B.: İzzet,Mürekkebci ;Mahmud,Yağcı).Yalnız perşenbe akşamları içmez,cuma günleri de adını tesbit edemediğimiz bicamide (Süleymaniye altında Bodurum Camii ?) hatiblik vazifesine gidermiş. Bir perşenbe akşamı İzzet ile Mahmudun mükellef bir içki ziyâfetini kabul etmiş,cübbesini ve sarığını Balatda bir manav dükkânına emânet bırakarak o semtin büyük meyhânalerinden birine girmişler ve o kadar içmişler ki üçü de sızmın,geceyi meyhâne peykesinde geçirmişler.Ertesi sabah cuma olduğunu çok geç hatırlayan Hatib Hoca fırlayıp çıkmış,manavdan emânetlerini alarak vazifesine koşmuş.Cemaat hatibe intizarda,hocanın başıdaki akşamki cünbüşün akisleri ile halâ dönüyor.Minbere çıkmış ve bir an kendisini kaybederek “Hey hey..” diye bir gazele başlamış.Cemaat hayret ve dehşet içinde,fakat Hatib Hoca pek tez toplanmış,kaşlarını çatmeş : - Ey cemaat !.. demiş,ben ne zamanki hutbeye başlarım,sizler gözleriniz yerde uyuklarsınız..bugün bir hey heye çekip gazele başlayınca gözleriniz dört açıldı..ayıpdır,günahdır,şeytan sadâsına değil,hak kelâma kulak verin.. Ve hutbesini aksamadan bitirmiş . Bibl.:Osman Cemal Kaygılı,Not.