Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Hâşim Bey (Hacı) maddesi
HÂŞİM BEY (Hacı ) - Geçen asırda yaşamış ünlü musiki âlimi ve bestekâr,kendi adını nisbetle “Hâşim Bey Mecmuası” diye anılan meşhur bir mecmuanın yazarı ve derleyicisi ,gencliğinde Sarâyı Hümâyunun gözde hânendelerinden,son yıllarında müezzinbaşı,kudretli bir musiki muallimi ; 1230 (1814-1815) da İstanbulda Fatihde Darıgüzel semtinde doğdu , sarayın soğancıbaşısı esnafdan Seyyid Mehmed Ağa adında birinin oğludur.Sekiz dokuz yaşlarında iken,babasının ölümü üzeine adı tesbit edilememiş bir zâtin delâleti ile Enderuni Hümâyuna girdi ve tahsilini sarayda Seferli Koğuşunda yapdı (B.: Enderun,cild 9,sayfa 5115).
Esmer ve çok güzel bir çocukdu.Şair Abdülhak Hâmid Tarhan'ın babasının amıcası Hâfız İlyas Efendi (B.: İlyas Efendi,Hâfız) “Vekaayii Letâifi Enderun” isimli saray tarihinde ve hicrî 1241 (1825-1826) vak'aları arasında Hâşim Beyden bahsederek bir vak'a analatıyor ki Hâşim Bey o zamanlar 11-12 yaşlarındadır:
“ Musiki üstâdı Hamâmîzâde İsmail Dede Efendinin yâri gaarı yine musiki üstadlarından Dellalzâde İsmail Ağa 1230 (1814-1815,Hâşim Beyin doğduğu) yıl yılından beri çavuşluk ile (Çavuşluk,sarayda musiki muallimlerine,ve sarayın seçsâzende ve hânendelerine verilen bir unvandır) sarayda bulunuyordu,Enderununda büyük şöhrete sâhibdi,öyle ki :
Raks eyler iken ez kazâ
Sen s...
⇓ Devamını okuyunuz...
HÂŞİM BEY (Hacı ) - Geçen asırda yaşamış ünlü musiki âlimi ve bestekâr,kendi adını nisbetle “Hâşim Bey Mecmuası” diye anılan meşhur bir mecmuanın yazarı ve derleyicisi ,gencliğinde Sarâyı Hümâyunun gözde hânendelerinden,son yıllarında müezzinbaşı,kudretli bir musiki muallimi ; 1230 (1814-1815) da İstanbulda Fatihde Darıgüzel semtinde doğdu , sarayın soğancıbaşısı esnafdan Seyyid Mehmed Ağa adında birinin oğludur.Sekiz dokuz yaşlarında iken,babasının ölümü üzeine adı tesbit edilememiş bir zâtin delâleti ile Enderuni Hümâyuna girdi ve tahsilini sarayda Seferli Koğuşunda yapdı (B.: Enderun,cild 9,sayfa 5115).
Esmer ve çok güzel bir çocukdu.Şair Abdülhak Hâmid Tarhan'ın babasının amıcası Hâfız İlyas Efendi (B.: İlyas Efendi,Hâfız) “Vekaayii Letâifi Enderun” isimli saray tarihinde ve hicrî 1241 (1825-1826) vak'aları arasında Hâşim Beyden bahsederek bir vak'a analatıyor ki Hâşim Bey o zamanlar 11-12 yaşlarındadır:
“ Musiki üstâdı Hamâmîzâde İsmail Dede Efendinin yâri gaarı yine musiki üstadlarından Dellalzâde İsmail Ağa 1230 (1814-1815,Hâşim Beyin doğduğu) yıl yılından beri çavuşluk ile (Çavuşluk,sarayda musiki muallimlerine,ve sarayın seçsâzende ve hânendelerine verilen bir unvandır) sarayda bulunuyordu,Enderununda büyük şöhrete sâhibdi,öyle ki :
Raks eyler iken ez kazâ
Sen sûha oldum mübtelâ
meâlinde şarkılar meşk ettiği hasnâ ve müstesna çocuklar arasından Hâşim Bey nâmında bir mîri sîm endâma aşık oldu ve o ibtilâ ile her gece mum gibi yanarak :
Su gibi çağladığım
Yüreğim dağladığım
Senin aşkın değil mi
Her gece ağladığım
gibi şeyler söylemeye başladı.İyi görülmedi,Hâşim Beyin Dellâlzâdeden uzaklaşdırılması lâfları edilmeye başlandı.İsmail Ağa da bilâkis nüfuzunu kullanarak kendisini Hâşim Beye (lala) mürebbî tayin ettirdi.Ve artık onu kimse ile konuşdurmayarak ona durmadan besteler,semâîler meşk etti,ve Çavuş Mülâzimi yapdırttı (Sarayda Meşkhâne,o devrin İstanbulunda tek konservatuvardır,oraya talebe olarak verilen çocuklara da Çavuş Mülâzimi denilirdi) .Fakat şerirler Dellalzâde ile uğraşmakda devam ettiler,türlü dedi kodularla nihâyet o esmer güzeli beyi Dellalzâde terbiyesinden aldırtıp Sarıkcı Şâkir Ağanın yanına sarıkcı yamağı olarak verdirtmeye muvaffak oldular.Dellalzâde bunu bir izzeti nefis ve namus meselesiyapdı,ve saraydan çıkıp gitti.Aleyhdarları yine uğraşdılar ,bir çocuk hâtırı için pâdişah sarayını bırakdı dediler,ve adını sarayın muteber ağaları defterinden sildirttiler,ve öyle bir üstâda büyük gadir oldu.Sevilmeye lâyık olanlar her yünden lâyıkdır,Hâşim Bey,lalamın emekleri benim yüzümden mahvoldu diyerek durmadan ağlamaya başladı. O sıralarda Vak'ai Hayriye oldu,Yeniçerilere karşı ırz ehlini sancağı Şerif altına dâvet için çıkarılan dellalların hiç biri kalabalık yerlerde ağızlarını açamaz iken o dehşet saçılan günde İsmail Ağa Dellalzâdeliğini ispat etti,pervâsızca zorbaların yanında bile sesinin yetişdiği kadar bağırarak ırz ehlini Sancak altına çağırdı,ve onun bu cesâreti de halka kuvvet verdi.Pâdişah yeniçerilere galebe çaldıkdan sonra İsmail Ağayı yüksek bir maaş bağlatarak Müsâbih unvânı ile tekrar saraya dâvet etti, bir âşıkı sâdık olduğu anlaşılmışdı..”.
İsmail Ağa saraya döndükden sonra Hâşim Beyin bir hânende olarak yetiştirilmesine karar verildi,sarıkcı yamaklığından alınarak İsmail Ağanın yanına verildi.Bundan sonradır ki Hâşim Bey hem dellalzâdenin,hem de Hamamîzâde Büyük Dede Eendinin en seçkin talebelerinden biri oldu.
1244-1245 (1828 – 1830) arasında Enderuna yeni bir nızam verilirken Meşkhâne kaldırıldı. Diger Enderun ağaları gibi askerlik tâlimleri yapmamış olan Hâşim Bey,musiki tahsiline hususî olarak devam etmek üzere saraydan ayrıldı .1834 de 19 yaşında iken Soğancaıbaşı Emin Ağanın kızı ile evlendi, ve o âilenin Eyyubsultanda bulunan evlerine iç güveyi olarak gitti.
Bektâşi olan kayınpederinin tesiri altında Bahâriyede oturan bektâşi babalarından Şeyh Hâfız Efendiye intisab ederek bektâşi oldu.O tarihde,bektâşi tekkeler tarikatının resmen kaldırılarak tekkelerinin nakşî tarikatına verildiği devirde bir cesâret işi idi. Üstâdı Dellalzâde Beşiktaşda oturuyordu,haftanın bir tarafda birkaç gününü de hocasının evinde geçirerek musiki meşkine devam ediyordu, o vesîle ile bir sanat mahfili olan Beşiktaş Mevlevihânesine de sık sık uğradı,hocasının hocası İsmail Dede Efendinin telkinleri ile de Beşiktaş Mevlevihânesi şeyhi Hasan Nazif Efendiye intisab etti,mevlevî oldu,ve bektâşiliğin kalenderliğini mevlevîliğin hoş görürlük fazileti ile birleşdirdi.Bir tarafdan musikî meşk ederken,bilgisini genişletirken,bir tarafdan da hevesli çocuklara musiki dersleri vermeye başladı.
1261 (1845) de Hamâmîzâde İsmail Efendi,Dellalzâde İsmail Ağa ve Mutafzâde Ahmed Efendi ile birlikde hacca giderken,Dellazâde Hâşim Beyi de götürdü,bu ilk haccında 30 -31 yaşlarında idi.Hamamîzâde Hicazda vefat etti,büyük üstadı oarada toprağa vererek yaslı olarak döndüler. Hâşim Bey 1264 (1848) de ikinci defa ve yalnız olarak hacca gitti.1265 (1848 – 1849) de müsâhiblik ile saraya alındı,başhânende oldu,belli fasıl gecelerinde sarayda kalıyordu.Diger geniş boş zamanlarında evinde musiki dersleri veriyordu.Üsküdarda Tunusbağında bir ev alarak oraya taşındı.
1861 de Sultan Abdülmecid öldü,Abdülaziz pâdişah oldu ,yeni hükümderin yakınlarının tezviri ile Hâşim Bey müsâhiblikden azledildi,fakat kısa bir zaman sonra,bir büyük üstadın tek esaslı geçim kapusunun kapanmasının çirkinliğini anlayan Abdülaziz,onu sarayda yüksek bir mevki olan müezzinbaşılık ile tekrar yanına aldı, ve ölünceye kadar bu vazifede kaldı.
1285 (1868-1869) de 54-55 yaşlarında Tunusbağındaki evinde öldü ;kabri Karacaahmed Mezarlğıında Selimiye tarafına açılan kapu civarında,Dördüncü Sultan Muradın mimarbışısı Davud Ağanın karbi karşısında bir yere defnedildi. Kabrinin baş taşının üzerinde fes,ve fesin altında da kabartma bir bektâşi tâcı vardır,kitâbesi şudur :
“ Tarkati aliyyei nâzenîn fukarâsından hâcei mûsiki sersâzendegânı hassadan merhum ve magfur Elhâc Hâşim Bey ruhu içün lillâhi teâlâ fâtiha,sene 1285”.
İbnülemin Mahmud Kemal İnalın “Hoş Sadâ,Son Asır Türk Müsikişinasları” isimli eserinde elinin çok açık olduğu ve o yüzden ve her tarafa borclu olduğu kayıdlıdır.Bir fıkra ile kabir taşındaki tevâzu eseri “fukarâ” kaydından galat yersiz yakışdırmadır.Fıkra şudur :Her gün evinin ekmeğini getiren Bagdasar adında ermeni asıllı bir fırın tablakârı muskiye meraklı imiş,şarkılar yazar ve sözlerini de nağmelendirirmiş.Hâşim Beyin bir musiki üstadı olduğunu öğrenince ,genclik cehâleti eseri :
- Beyefendi,sen bana ekmek parası verme,ben onu harclığımdan fırına veririm,ona karşılık bana musiki öğret..demiş.Üstad delikanlının izzeti nefisini koruyarak tablakârın teklifini kabul etmiş ve ermeni gencine musiki öğretmiş,fırın uşağı,zamanının ünlü bestekârlarından bir Ekmekci Bagdasar Ağa olmuşdur.Bu şirin fıkra “ Hâşim Bey ekmekci borclarını ödeyemeyince..” şeklinde tahrif edilmişdir.
Musiki tarihimiz üzerinde bir otorite olduğu muhakkak T.Yılmaz Öztuna “Hâşim Beyin günümüze gelen eserleri 75 parçadan ibârettir.Bunların başında Sûzinâk Âyini Şerîfi gelir ;Şehnaz makamında bestelediği diğer âyini unutulmuşdur.Katcigar,Revnaknümâ ve Tarzınevin'den ikişer beste ve ikişer semâisi,Acem Bûselik ve Nikrîz Besteleri dışında 33 makamdan 57 şarkı ve 2 köçekçesi elimizdedir.Şarkıların en çok Hicazkâr ve Tarzınevin makamlarını kullanmışdır..” diyor.
Bağçeye ve çiçeğe meraklıydı.Çocukları,torunları olmuşdur Karantinacı İsmail Bey,çocukluğunda Hâşim Beyin talabelerinden olmuşdu ,ders almaya evine geldikce,çok sevdiği bu gence önce bağçesindeki çiçekleri,sebzeleri sulatır,sonra:
- Haydi İsmail şimdi o gür sesinle bir şarkı geçelim !..dermiş.
Pekçok genc yetişdirmişdir,Hacı Ârif Bey,Bolâhenk Nuri Bey,Hacı Fâik Bey ile kardeşi Sâlim Bey onlar arasındadır.
Aşağıdaki Bestenigâr şarkısı radyolarımızda sık sık okunan çok sevilmiş bir eseridir :
Kaçma mecbûrundan ey âhûyi vahşî ülfet et
Gayri bu bîgânelikden geç vefâyı âdet et
Bezme gel,sermesti hicrin neşveyâbı vuslat et
Şarkı söyle,raksa çık,sâkilik eyle,sohbet et
Bibl.: T.Yılmaz Öztuna,Türk Bestecileri Ansiklopedisi ;M.K.İnal,Hos Sâdâ ;Hâfız İlyas,Vekaayii Letâifi Enderun ;Âşık Râzi,Defter,Karacaahmed.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Madde Başlığı
Kod
H25B005
Tema
Kişi
Konular
Haşim Bey (Hacı), Hacı Haşim Bey, Bestekâr, Composer, Müzik, Music, Haşim Bey mecmuası, Saray-ı Hümâyûn, Imperial Palace, Hanende, Singer, Müezzinbaşı, Musiki muallimi, Music teacher, Fatih, Darıgüzel, Seyyid Mehmed Ağa, Enderun-ı Hümâyûn, Abdülhak Hamid Tarhan, Hafız İlyas Efendi, Vekâyi-i Letâif-i Enderuniye (Hızır İlyas), Hamamizâde İsmail Dede, Dellalzâde İsmail Ağa, Meşkhane, Sarıkcı Şair Ağa, Soğancıbaşı Emin Ağa, Eyüp Sultan, Bahariye, Şeyh Hafız Efendi, Bektaşi, Beşiktaş, Beşiktaş Mevlevihanesi, Beşiktaş Mevlevi Dervish Lodge, Hasan Nazif Efendi, Üsküdar, Tunusbağı, Abdülmecid I (Sultan), Abdülaziz I (Sultan), Karacaahmed Mezarlığı, Karacaahmed Cemetery, Karacaahmet Mezarlığı, Karacaahmet Cemetery, Murad IV (Sultan), Selimiye, Mimarbaşı Davud Ağa, Head Architect Davud Agha, Son Asır Türk Musikişinasları, Ekmekci Bagdasar Aga, Hacı Arif Bey, Bolahenk Nuri Bey, Hacı Faik Bey, Salim Bey, Karacaahmed, Karacaahmet
Tür
Belge
Biçim
Daktilo yazısı, El yazısı
Dil
Türkçe, Osmanlı Türkçesi
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
İstanbul Ansiklopedisi Haş bölümü için yazılmış metin
Not
Kâğıt üzerine daktilo. Belgenin üzerine kurşun kalemle not alınmıştır.
Bakınız Notu
Enderun, cild 9, sayfa 5115; İlyas Efendi (Hafız)
Bibliyografya Notu
T. Yılmaz Öztuna, "Türk Bestecileri Ansiklopedisi"; M. K. İnal, "Hoş Sadâ"; Hâfız İlyas, "Vekâyi-i Letâif-i Enderûn"; Üsküdarlı Âşık Râzi, Defter, Karacaahmed
Provenans
İstanbul Ansiklopedisi Arşivi, Kadir Has Üniversitesi ve Salt iş birliğiyle erişime açılmıştır.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.