HASAN RİZA BEY – Büyük kompozisyonlarında tarihimizin zafer sahnelerini resmetmiş ünlü ressam,aşağıdaki hal ter cemesini Türk Ansiklopedisinde Fethi Tevetoğlunun makaalesinden alıyoruz : 1860 da İstanbulda doğdu,(kiymetli asker ressamlarımızın öğretmenlik ettiği ve resim desrlerine önem verilen askerî rüşdiye ve idadilerde okudu),Bahriye Mektebine girdi,1877 de,(Türk-Rus Harbinde) gönüllü olarak cebheye gitti,bir italyan gazete ressamının muhâfızlığı ile vazifelendirildi. İleri yaşına rağmen yışlı olduğu halde ileri hatlara kadar sokulan ve savaş sahneleri tesbit eden o yabancı sanatcıya hayran oldu ki Hasan Riza o zaman henüz 17 yaşında idi,o gazete ressamının kurşun kalemle bir resmini yapdı,o da türk gencinin başarısına hayran oldu. Harb sonrası okuluna döndü,bir müddet Haybeliadada kalan italyan sanatcı ile dostluğunu devam ettirdi.Son sınıf öğrencisi iken “Sultaniye” yatının kamaralarını süsleyen tabloları aylarca çalışıp tâmir etti,bur hizmeti karşalığında üst teğmenliğe terfi ettirildi.Birkaç ay sonra zâten subay olacak olan Hasan Rizanın kayırıldığı yolunda ve arkadaşları arasında ve çekememzlik havası başladı,bu da genc sanatcının gururunu zedeledi ve askerlikden istifa etti ve italyan dostunun yardımı ile Avrupaya gitti. Avrupada kendisini tamamen resim çalışmalarına ve...

HASAN RİZA BEY – Büyük kompozisyonlarında tarihimizin zafer sahnelerini resmetmiş ünlü ressam,aşağıdaki hal ter cemesini Türk Ansiklopedisinde Fethi Tevetoğlunun makaalesinden alıyoruz : 1860 da İstanbulda doğdu,(kiymetli asker ressamlarımızın öğretmenlik ettiği ve resim desrlerine önem verilen askerî rüşdiye ve idadilerde okudu),Bahriye Mektebine girdi,1877 de,(Türk-Rus Harbinde) gönüllü olarak cebheye gitti,bir italyan gazete ressamının muhâfızlığı ile vazifelendirildi. İleri yaşına rağmen yışlı olduğu halde ileri hatlara kadar sokulan ve savaş sahneleri tesbit eden o yabancı sanatcıya hayran oldu ki Hasan Riza o zaman henüz 17 yaşında idi,o gazete ressamının kurşun kalemle bir resmini yapdı,o da türk gencinin başarısına hayran oldu. Harb sonrası okuluna döndü,bir müddet Haybeliadada kalan italyan sanatcı ile dostluğunu devam ettirdi.Son sınıf öğrencisi iken “Sultaniye” yatının kamaralarını süsleyen tabloları aylarca çalışıp tâmir etti,bur hizmeti karşalığında üst teğmenliğe terfi ettirildi.Birkaç ay sonra zâten subay olacak olan Hasan Rizanın kayırıldığı yolunda ve arkadaşları arasında ve çekememzlik havası başladı,bu da genc sanatcının gururunu zedeledi ve askerlikden istifa etti ve italyan dostunun yardımı ile Avrupaya gitti. Avrupada kendisini tamamen resim çalışmalarına verdi.Devrin tanınmış italyan ressamlarının Roma,Floransa ve Napolideki atöliyelerinde çalışdı,resim galerini ve müzeleri gezzfi,incelemelerde bulundu. Avrupadan Mısıra geçdi,ve gurbetde on iki yıl kaldıkdan sonra yurda döndü,fakat İstanbulda kalmayarak Edirneye gidip yerleşdi.Duygu,fikir,düşünceleri ile yüksek bir vatanperlik örneği olan Hasan Riza Bey Edirne Sanâyi Mektebi müdürlüğüne tayin edildi,ve orada kendi ruhuna yakın pek çok öğrenci yetişdirdi. Sağlam bir anatomi bilgisine sâhibdi,fakat portre ile yatinmedi,büyük kompozisyonlar yapmaya başladı.Bilhassa bir figür üstadı olarak da türk tarihinin ünlü şahsiyetlerini canlandırmada ;millî kıyâfetlerin,giyinişlerin,atların,eyerlerin,savaş silâhlarının,gemilerin,armaların tasvirinde v etarihî vak'aların kompozisyonundaki üstün kaabiliyeti,ve renk anlayışı kısa bir zamanda haklı bir ün kazanmasını sağladı. Osmanlı Ressamlar Cemiyeti Gazetesinde tablo ve etüdlerinin foto kopyaları yayınlanan Hasan Riza Beyin atöliyesi Edirnede Karağaç Caddesi üzerindeki evinde idi.Orada zengin bir koleksiyon bulunuyordu.13 mart 1912 sabahıEdirne bulgarlar tarafından bombardıman edilirken büyük ressam Edirne Hastahânesinin de müdürü bulunuyordu.Edirnenin bulgarlar eline düşdüğünün ilk gecesi,dostlarının ısrarlarını dinlemeyerek Karağaçdaki evini,atöliyesini kurtarmaya koşdu ve orada eserleinin arasında bulgar askerleri tarafından alçakca parçalanarak şehid edildi.Atöliyesindeki eşsiz resimleri de barbarca parçalandı. Sağlağında İstanbula gönderilmiş bâzı mühim eserleri ile Edirne Müşürlük dâiresinin kabul salonunu süsleyen bâzı tarihi tabloları bugün İstanbulda Deniz Müzesinde ve Ankarada Ordu Evindedir; “Eğri Zaferi” (A.Ordu Evi),“İkinci Viyana Muhasarası”(A.Ordu Evi),“Fatih Sultan Mehmedin Gemileri Haliçe İndirmesi”(İ.Deniz Müzesi),“Fâtihin İstanbula Girişi”(İ.Deniz Müzesi),“Osman Gazi” ve “Barbaros Hayreddin Paşa”(İ.Deniz Müzesi),“Fatihin Edirneden İstanbula Hareketi”,“Kedili Çocuk” ünlü ressamın yok olmakdan kurtulmuş eserleridir (F.Tevetoğlu,Türk Ansiklopedisi)