HABİBLER KÖYÜ – Bakırköy İlçesinin Mahmudbey nâhiyesinin on köyünden biri ,diger köylerin isimleri şunlardır :Mahmudbey,Güneşli,Kirazlı,Şamlar,Kayabaşı,Bağcılar,Ateşalan,İkitelli,Altınşehir. Habibler Köyüne Edirnekapusundan Kilyosa kadar uzanan caddeden gidilir, bu cadde köyün içinden geçer ;köy,Edirnekapusundan 15 kilometre mesâfededir, büyükşehre minibüsler ve otobüslerle bağlanmışdır,otobüsler şahıs malıdır,o nakil vâsıtaları adam başına iki lira alırlar. 225 hâne olan köyün kurulması hâli arâzide 1946 yılında başlamışdır ve kuruluş gece kondularla başlamış ve kısa bir süre sonra o havâlinin en mamur köylerinden biri olmuşdur.Taş ocaklarının ve tuğla harmanlarının bulunduğu bir yerde kurulan köyün sür'atle gelişmesinde köy muhtarı Bay Safâ Albayrakın büyük himmeti olmuşdur.Köy civarında tuğla harmanları hâlâ bulunmaktadır. 1973 yılı ekim ayında köyün nüfusu 1000 kişi idi.Halkının çoğunluğunu Bulgaristan muhâcirleridir teşkil eder,geri kalanını Karadeniz yalısı halkı ile Anadolunun muhtelif yerlerinden gelmiş olanlar teşkil eder.Birkısmı sağmalcılık yapar,bir kısmı da civar fabrikalarda işçi olarak çalışmaktadır. Köyü ziyâret ettiğimiz tarihda 3 lokanta-aşçı,2 kasab,8 bakkal,10 kahvehâne ve 1 ekmek fırını bulunuyordu,fırını çıkardığı ekmeğin nefâaseti ile ün yapmışdı. Köyün ana...

HABİBLER KÖYÜ – Bakırköy İlçesinin Mahmudbey nâhiyesinin on köyünden biri ,diger köylerin isimleri şunlardır :Mahmudbey,Güneşli,Kirazlı,Şamlar,Kayabaşı,Bağcılar,Ateşalan,İkitelli,Altınşehir. Habibler Köyüne Edirnekapusundan Kilyosa kadar uzanan caddeden gidilir, bu cadde köyün içinden geçer ;köy,Edirnekapusundan 15 kilometre mesâfededir, büyükşehre minibüsler ve otobüslerle bağlanmışdır,otobüsler şahıs malıdır,o nakil vâsıtaları adam başına iki lira alırlar. 225 hâne olan köyün kurulması hâli arâzide 1946 yılında başlamışdır ve kuruluş gece kondularla başlamış ve kısa bir süre sonra o havâlinin en mamur köylerinden biri olmuşdur.Taş ocaklarının ve tuğla harmanlarının bulunduğu bir yerde kurulan köyün sür'atle gelişmesinde köy muhtarı Bay Safâ Albayrakın büyük himmeti olmuşdur.Köy civarında tuğla harmanları hâlâ bulunmaktadır. 1973 yılı ekim ayında köyün nüfusu 1000 kişi idi.Halkının çoğunluğunu Bulgaristan muhâcirleridir teşkil eder,geri kalanını Karadeniz yalısı halkı ile Anadolunun muhtelif yerlerinden gelmiş olanlar teşkil eder.Birkısmı sağmalcılık yapar,bir kısmı da civar fabrikalarda işçi olarak çalışmaktadır. Köyü ziyâret ettiğimiz tarihda 3 lokanta-aşçı,2 kasab,8 bakkal,10 kahvehâne ve 1 ekmek fırını bulunuyordu,fırını çıkardığı ekmeğin nefâaseti ile ün yapmışdı. Köyün ana asfalt cadde üzerinde bulunan camii yılında yapılmıştır. O caddenin güneyinde ve az altında bulunan ilk okul da yılında yapılmış ve yılında eğitime açılmışdır. Geniş bir bağçe içinde birer katlı iki binadan mürekkeb olan okul 5 dershâanelidir.Her iki binaya da beş altı basamak beton merdivenle çıkılır,bol ışıklı,ferah yapılardır. Ziyâaretimizde öğrencisi ve 10 öğretmeni bulunuyordu,çift tedrisat yapılmakta idi.Okul müdürü Bay Nureddin Uzun da orasını bir örnek köy okulu hâline getirmişdir.Geniş bağçenin cadde tarafındaki kısmı çocukların oyun yeridir,arkada bir çemenlik sahâ vardır.Okul yanında bir lojmanı bulunan zevkli ve çalışkan müdür iki bağçe arasında bir sıra çamağaçları ve çemenlik sahada da bir çam korucuğu yetişdirmişdir,çemenliğe serbestce dolaşan adatavşanları salınmışdır. Damdösion Fransız Kız Lisesi Habibler Köyü Okulunu kardeş okul seçmişdir, her sene mayıs ayında köye gelirler.okul bağçesinde piknik yaparlar ve köy çocuklarına hediye paketleri getirirler. Köy muhtarlığı binası da okul bağçesinin bir kenarındadır.Bay Safa Albayrak tarafından yaptırılmışdır,1 muhtar odası,1 ihriyar heyeti toplantı salonu ve bir bekci odası ile kitablık odası vardır.Muhtarlık odasında ve muhtarın masası üzerinde Bay S.Albayrak tarafından kendi eliyle yapılmış Habibler Köyünün bir haritası görülmüşdür ki hemen hiç bir köyümüzde görülemez desek yeridir. Habibler 1957 de muhtarlık olmuş adını da o tarihde almışdır.Bay S.Albayrak da 1968 de muhtar seçilmiş ve köyün imarına,kalkınmasına yollardan başlamışdır.Çamurlu,atışlı dere yatakları olan yollar ıslah edilmiş,ehemen hepsi asfalt döşenmişdir ve köy bol suya kavuşturulmuşdur,ondan fazla çeşmesi vardır.Köye elektrik getirilmiş, 1973 de de telefona kavuşması için çalışılıyordu. Mahmudbey Nâhiyesi müdürlüğünde de bay Hasan Oğuz bulunuyordu. Habibler Köyündeki Kovboy Kasabası – Aşağıdaki satırları 1971 yılı ağustosunda yayınlanmış Ses dergisinden alıyoruz,“Türk Kovboyları İş Başnıda” başlıklı imzâsız bir yazıdır : “Kovboy filmleri modasının Yeşilçam'a da sıçraması üzerine Habibler Köyünde de bir Kovboy Kasabası kuruldu. Şerif Offisi(Sheriff Office), “salon”ları(Saloon) ve Ünyon Bankı(Union Bank) ile bir kovboy kasabası.Kasaba dışında bir hoş geldiniz levhası(Welcome to Dodge City).Bundan sonra kovboy filmi çevirecek filmciler bu kasabaya gidip günde 1000 lira kira ödeyerek çalışabilecekler.Kovboy kasabasında kiralık Araçiler,Kızılderililer,posta arabaları da var..” (Ses Dergisi) 1973 yılı ekim ayında Habibler Köyüne gittiğimizde bu kasabayı da görmek istedik.Habiblerden beş kilometre kadar ilerde,Kemerburgaz Yolu üzerinde sağ kolda bir tepecik üzerinde tahta dekorlarla kurulmuş olan kasabayı hemen yerle bir olmuş durumda bulduk .Artık mevcud olmayan Kovboy Kasabasının kuruluş hikâyesini de yine aynı yazıdan alıyoruz : Habibler Köyündeki Kovboy Kasabasını kuran ve Kovboy Ahmed diye tanınmış olan Bilmem bilir misiniz, “Kovboy Ahmet” adıyla da tanıdığımız Ahmed Sert Yeşilçam'ın en renkli ve en şanssız şahsiyetlerinden biridir. Ahmed Sert 1926 yılında Bursa'da dünyaya gelmiş. Babası arabacıymış altı yaşındayken aile Bursa'dan İstanbul'a göç etmiş. Ahmed Sert günlerden bir gün Şehzadebaşı'nda, Ali Cemalî Beyin meşhur “Millî” sinemasında Maskeli Süvari adlı filmi seyretmiş ve çılgın bir işte o zaman olmuş olanlar... İflah etmez kovboysever olmuş. Gündüz hayalinde, gece rüyasında hep kovboy olur, hayalî haydutları altedermiş. Eski Direklerarası, yeni Şehzadebaşı kaldırımlarını dolaşırken oraları hep bir kovboy kasabası olarak düşünür, o hayalin içinde mutlu olurmuş. Bunlar çocukluk hayalleri tabii... Ahmet Sert Büyüyünce kunduracı olmuş, bir tamirci tezgâhı edinip Yeşilçam'a gelmiş. Orada bir yandan kundura tamir eder, bir yandan da, “Nasıl etsem de bir kovboy filmi çevirsem,” diye düşünürmüş. Hikâye zaten yıllardır kafasında hazır... Sonra güç günler başlamış Ahmet Sert için... Bir ayakkabı dikmiş, kazandığı parayı elinde tutmuş, iki çivi çakmış, kazandığı parayı bir köşede saklamış ve sonunda kovboy kostümü, tahta tüfek, geniş kenarlı şapka, boyna bağlanan ve bir yandan nazlı nazlı sallanan kovboy mendili gibi kovboy filmi için lüzumlu aksesuarı düzmüş ve nihayet 1961 yılında topu topu 50 liralık sermayesiyle, Türkiye'de çevrilen ilk kovboy filmine başlamış. Önceleri bütün Yeşilçam onunla alay ediyordu. Ama şimdiki duruma bakınca anlaşılıyor ki Ahmed Sert bir dahîdir ve her dahî gibi yıllar sonra anlaşılmış. çok kimse onu izlemeye başlamıştır. Kendisi şöyle anlatıyor: Neyse, biz ilk kovboy filminin hikâyesini Ahmet Sert'ten dinleyelim: - Sanat hayatına Cerrahpaşa Halkevinde başladım ben. Rahmetli Suavi Tedü ile Abdurrahman Palay oradan arkadaşımdır. Sinemaya da 1945 yılında figüran olarak girdim. Sinemadan kazandığım geçimime yetmediği için ayrıca kunduracılık da yapıyordum. İlk kovboy filmini çevirmeden önce aylarca Amerikan Haberler Merkezi'nin kütüphanesine gittim. Kovboy kitaplarındaki bütün resimleri kopya ettim. Aksesuarların hepsini tek tek elimle yaptım, sadece bunlar için yıllarımı verdim. “İntikam Hırsı” adlı filme 50 lira nakit parayla başladım. Herkesin beni hafife alacağını, almasalar bile filmimi tamamlamak için çok uzun süreye ihtiyacım olacağını biliyordum. Ama Biliyordum ama, kovboy filmi çekmek benim en büyük idealimdi... Filim yıllarca sürdü. Başkovboy Orhan Yıldız Almanya'da dükkân açtı, filme başladığımız zaman bekâr olan Ayla Erman Film devam ederken evlendi, yine Film bitmeden çocuğu oldu. Ben filimde sakallı olarak Kara Jack rolünü oynadığım için tam 7 yıl sakalımı kesemedim. Habiblerde kurduğu kasabasından çok ümitli Ahmed Sert... Buradaki her şey aslına uy Evet, müjdeler olsun! Yeşilçam'da kovboy filimleri birbiri ardısıra çevrilmeye başlayınca Habiblerdeki bir “müteşebbis”de tuttu,stanbul yakınlarındaki bir araziyi 10 yıl süreyle kiralayıp 75 bin lira masraf ederek burada tam bir Amerikan kovboy kasabası inşâ etti. Bu kasabanın bir günlük kirası sadece 1000 lira... Ayrıca posta arabası mı lâzım oldu? Hiç tasa etmeyin. Kasabanın aksesuar deposunda o da mevcut, verin 750 lirayı, posta arabasını bir günlüğüne kiralayın, tepe tepe kullanın... Kostüm meselesini de kendinize hiç dert etmeyin değildir, bir 750 lira da onun için verin ve dört başı mamur bir kovboy filmi çevirin... Ama diyeceksiniz ki, “Kardeşim, iyi hoş ama, hani şöyle bir iki kızılderili olsa, onların çadırları olsa, hele bir iki de Güneyli, Kuzeyli Amerikan askeri de var, Kızılderililer de var, olsa daha iyi olmaz mı?” Olur tabii... Olur ama, siz Allahın kırında kasaba inşa edenlerin bunları düşünemiyeceğini mi sanıyorsunuz? Onlar da var... Kızılderililerin bir günlük kiraları fiyatı 100-250 lira arasında... Onlar da kasabada hazır ve nazırlar,kiralayın ve onları da filimlerinizde kullanın. Şimdi aklınıza gelen soruyu duyar gibiyiz “Kim bu aklıevvel müteşebbis?” diye soruyorsunuz. İşin aslına bakarsa. Kovboy kasabası kurulur kurulmaz burada önce Nuri Akıncı çalıştı ve boşrollerini Bilâl İnci'nin oynadığı iki kovboy filmini içiçe çekti. Filimlerden birinin adı “Hey Amgo Sabata”, diğerinin ise henüz belli değil. Kadro son derece kalabalık: Bilâl İnci, Aynur Akarsu, Melek Görgün, Altan Günbay, Seher Şeniz, Recep Filiz, Behçet Nacar, Ferhan Tanseli... Ayrıca bazı roller için de şöhretli artistler angaje edilecekmiş. Yine burada çevrilen bir başka Film de “Zagor”... Bu resimli roman kahramanını Levent Çakıroğlu canlandırıyor, Muzaffer Tema, Ece Cansel, Yavuz Selekman, Nevzat Altındağ ve Turgut Özatay'ın da filimde rolleri var. İşin aslına bakarsanız yukarıda anlattıklarımız ilk nazarda sanıldığı kadar yadırgatıcı değil. Tamamen Amerikan sinemasına has bir tarz olarak bilinen kovboy filimleri zamanla dünyanın her yerinde çevrilir oldu. Özellikle İtalya'da, Hollywood'a taş çıkartacak kovboy filimleri yapıldı. Şimdi aynı şey bizde de tekrarlanıyor. Ahmet Sert'in böyle bir daimi kasaba kurması da bu bakımdan yararlı. (Ses Dergisi, 1971) Bu satırlar okunduktan sonra o Kovboy Kasabasını 1973 de yerle bir olmuş görmek çok hazindir.