Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
Hasan (Ulubadlı) article
HASAN ( Ulubadlı ) - İstanbul Fethi şehidlerinden, 1453 yılının 28/29 mayıs gecesi İstanbulun fethi ile sona erecek olan büyük hücumda kale duvarlarının üstüne ilk türk sancağını dikdikden sonra onun altında şehid olduğu söylenir.
Adı memleketine nisbetle anıldığına göre ve o asırda Anadoludan devşirme oğlan çıkarılmadığına göre Hasan ,ya bir sipâhi,yahud Fâtih Sultan Mehmedin kendi kapusu halkından bir cengâver olmalıdır ;Ulubad,Bursanın Mihaliç kazâsında Abolyond Gölünün şimal kıyısında küçük bir kasaba olub gölün bir ayağı olan ve yine Ulubad adını taşıyan çay,bu kasabanın içinden geçerek Mihaliç Çayına karışır.
Hayatı hakkında adından başka hiç bir şey bilinmeyen Ulubadlı Hasan için Yahya Kemal Beyatlı “Aziz İstanbul” adı altında toplanmış yazılarında “Türk İstanbul” başlıklı makaalede ondan şu satırlarla bahsediyor :
“.. gece yarısından sonra,kıyâmet kopar gibi bir velvele kopdu ;bütün ordu surların üstüne atıldı.Şehidleri üst üste yığarak Sûrun üzerine çıkmak isteyen cengâverler görülüyordu.Mübârek adı ve güzel hâtırası bize kadar gelen Ulubadlı Hasan bunlardan biridir ”.
Onu müheykel bir genc olarak tahayyül etmelidir ;ve o vücud heybetine denk aşırı güzellikde tahayyül etmelidir ; İstanbulun 500.Fetih yılı kutlanırken,onun surlara ilk sancağı dikdiği rivâyet edilen burca...
⇓ Read more...
HASAN ( Ulubadlı ) - İstanbul Fethi şehidlerinden, 1453 yılının 28/29 mayıs gecesi İstanbulun fethi ile sona erecek olan büyük hücumda kale duvarlarının üstüne ilk türk sancağını dikdikden sonra onun altında şehid olduğu söylenir.
Adı memleketine nisbetle anıldığına göre ve o asırda Anadoludan devşirme oğlan çıkarılmadığına göre Hasan ,ya bir sipâhi,yahud Fâtih Sultan Mehmedin kendi kapusu halkından bir cengâver olmalıdır ;Ulubad,Bursanın Mihaliç kazâsında Abolyond Gölünün şimal kıyısında küçük bir kasaba olub gölün bir ayağı olan ve yine Ulubad adını taşıyan çay,bu kasabanın içinden geçerek Mihaliç Çayına karışır.
Hayatı hakkında adından başka hiç bir şey bilinmeyen Ulubadlı Hasan için Yahya Kemal Beyatlı “Aziz İstanbul” adı altında toplanmış yazılarında “Türk İstanbul” başlıklı makaalede ondan şu satırlarla bahsediyor :
“.. gece yarısından sonra,kıyâmet kopar gibi bir velvele kopdu ;bütün ordu surların üstüne atıldı.Şehidleri üst üste yığarak Sûrun üzerine çıkmak isteyen cengâverler görülüyordu.Mübârek adı ve güzel hâtırası bize kadar gelen Ulubadlı Hasan bunlardan biridir ”.
Onu müheykel bir genc olarak tahayyül etmelidir ;ve o vücud heybetine denk aşırı güzellikde tahayyül etmelidir ; İstanbulun 500.Fetih yılı kutlanırken,onun surlara ilk sancağı dikdiği rivâyet edilen burca bir hâtıra mim levhası konmuşdur, elbet ki güzel işdir ama Ulubadlı Hasan,İstanbul şehrinin şerefli bir yerine heykelinin konması çok gecikmiş bir isimdir.Eğrikapu karşısında Tokmakta denilen tepe,Fatih Sultan Mehmedin istanbul şehidlerini toplu olarak gömdürdüğü bir şühedâ mezarlığıdır,zamanımızda “İstanbul Çevreyolu” denilen bir yolun oradan geçirileceği ve o mübârek isimsiz kahramanların hâtırasının da yok olacağı dehşetle öğrendiğimiz bir şeydir ,ilhâmını îmar ilhâmını vicdânından alarak târihine tecâvüzden hürmet eden bir zihniyetle Tokmaktepenin bilâkis dikkatle onarılması,ve tâ üstüne de bir türk sancağının altında yatan Ulubadlının âbidevî heykelinin konması gerekir.
Aşağıdaki beyitler Ulubadlı Hasan şânında merhum Necdet Rüşdi Efe'nindir (B.: Efe,Necdet Rüşdi,cild 9,sayfa 4940);Edirneden İstanbula doğru yürüyen Türk Ordusunun uzunca bir tasvirinden sonra :
Bu insan deryâsının işte orta yerinde
Sultan Mehmed gidiyor beyaz at üzerinde
Zafer bu irâdeye,Tanrı buyruğu,haktır
Ya bİzansı alacak,ya şehid olacakdır..
Baş kaldıran düşmanın verecekdi haddini
Şevketli hükümdârın hemen yanı başında
Sancakdarı yürüyor yirmi dokuz yaşında
Dağ gövdeli,tez canlı,atılgan,heyecanlı
Gün yuzlu bir zeberdest,koç yiğit delikanlı
Şanlı vazîfesinden mümkin mi ki usana
Bayrak teslim etmiştir Ulubadlı Hasan'a
Başı göklere deyer böyle bir bahtiyarın :
Yanında ilerliyor nevcivan bir hünkârın
Ve son hücumun uzuna bir tasvirinden sonra
Tırmandı mazgalları, atladı taştan taşa:
Kıp kırmızı olmuştu esvabı baştan başa.
Yığınla ok saplandı vücudüne bir anda,
Kalbine gelmedi ya.. perva yok kahramanda.
Sol böğrüne girmişti nihayet en yamanı,
Yandım.. diye inledi,ağzına geldi canı.
Çıkarmaya uğraşsa iri oku belinden,
Ordunun emaneti düşecekti elinden.
İki büklüm tırmandı; dikti bayrağı burca,
O anda yere düştü bağrından vurulunca.
Ruhunu veriyorsan, baktı: Zaptolmuş şehir;
Gedikten akıyordu şehre canlı bir nehir.
Gelip elinden öptü (Fatih) yüce şehidin,
Dedi: (Ey, veliyyullah; oldun senin (müridin)
Bu gencin menkıbesi destan kaldı cihana;
Allah Rahmet eylesin Ulubadlı Hasan'a Ulubat'lı Hasana.
Theme
Person
Contributor
Type
Document
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Article Title
Identifier
H18A045
Theme
Person
Subject
Type
Document
Format
Print, Typewriting, Handwriting
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Description
Text written for the Has chapter of Istanbul Encyclopedia
Note
Typewriting on paper. A clipping is glued to the document and corrections are written with pen
See Also Note
Efe (Necdet Rüşdi), cild 9, sayfa 4940
Bibliography Note
Yahya Kemal Beyatlı, “Aziz İstanbul”, “Türk İstanbul”; Necdet Rüşdi Efendi
Provenance
Istanbul Encyclopedia Archive has been opened to access in cooperation with Kadir Has University and Salt.
Theme
Person
Contributor
Type
Document
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.