Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
ABDÜLMECİD EFENDİ (Şeyh Sivâsî)
On altıncı asır sonlariyle on yedinci asrın, birinci yarısında İstanbulun en büyük şöhretlerinden biri olan bir Halveti şeyhidir; Halvetiye tarikatının Şemsiye kolunun müessisi olan Sivaslı Şemseddin Efendinin biraderi, “Tuhfetül mülûk” ve “Ziyaiyyei Câmi” şarihi şeyh Muharrem Efendinin oğlu ve meşhur şeyh Abdülahad Nurinin dayısı ve mürşididir. 1563 (H. 971) te Zilede doğdu, ilk tahsilini babasından gördü ve yedi yaşında hafızı Kur’an oldu. Tahsil, sülûk ve terbiyesini amcası Şemseddin Efendiden tamamladı. Devrinin bu namlı şeyhinin yanında 1596 (H. 1005) Egri seferine gidip orada ölen Pirizade Veli Efendi yerine Ziledeki Halveti dergâhına şeyh oldu. 1604 (H. 1013) de de Sivastaki dergâhın ikinci postnişini ve amıcası Receb Efendinin ölümü üzerine de Sivastaki Şemsî dergâhına şeyh oldu. İlim ve irfan yolundaki şöhretini duyan Üçüncü Mehmed tarafından bir hattı hümayun ile İstanbula davet edildi; büyük şehirde ilk va’zını Ayasofya Camiinde verdi ve kısa bir müddet de bu mâbed civarında bir evde oturdu, sonra, kendisine intisap eden vaktin Reisülküttabı Lâ’li Efendi tarafından hediye edilen Eyyub Nişancasındaki bahçeye yerlşeti. Kızlarağası Mehmed Ağanın Çarşambada yaptırttığı Mehmed Ağa zaviyesine şeyh oldu. Şeyhülislâm Sun’ullah Efendi tarafından cami haline konulan Atpazarındak...
⇓ Read more...
On altıncı asır sonlariyle on yedinci asrın, birinci yarısında İstanbulun en büyük şöhretlerinden biri olan bir Halveti şeyhidir; Halvetiye tarikatının Şemsiye kolunun müessisi olan Sivaslı Şemseddin Efendinin biraderi, “Tuhfetül mülûk” ve “Ziyaiyyei Câmi” şarihi şeyh Muharrem Efendinin oğlu ve meşhur şeyh Abdülahad Nurinin dayısı ve mürşididir. 1563 (H. 971) te Zilede doğdu, ilk tahsilini babasından gördü ve yedi yaşında hafızı Kur’an oldu. Tahsil, sülûk ve terbiyesini amcası Şemseddin Efendiden tamamladı. Devrinin bu namlı şeyhinin yanında 1596 (H. 1005) Egri seferine gidip orada ölen Pirizade Veli Efendi yerine Ziledeki Halveti dergâhına şeyh oldu. 1604 (H. 1013) de de Sivastaki dergâhın ikinci postnişini ve amıcası Receb Efendinin ölümü üzerine de Sivastaki Şemsî dergâhına şeyh oldu. İlim ve irfan yolundaki şöhretini duyan Üçüncü Mehmed tarafından bir hattı hümayun ile İstanbula davet edildi; büyük şehirde ilk va’zını Ayasofya Camiinde verdi ve kısa bir müddet de bu mâbed civarında bir evde oturdu, sonra, kendisine intisap eden vaktin Reisülküttabı Lâ’li Efendi tarafından hediye edilen Eyyub Nişancasındaki bahçeye yerlşeti. Kızlarağası Mehmed Ağanın Çarşambada yaptırttığı Mehmed Ağa zaviyesine şeyh oldu. Şeyhülislâm Sun’ullah Efendi tarafından cami haline konulan Atpazarındaki Hüsambey Mescidine de Cuma vâizi tayin edildi. İstanbul halkının vaızlarına karşı gösterdiği fevkalâde alâka üzerine birkaç ay sonra Şehzade camiine, bir müddet sonra da Sultan Selim camiine Cuma vâizi oldu. Sultan Selim civarında bir Sivasi dergâhı ile mescid yaptırttı. Bugün bu mescidin yeri Darüşşefakanın avlusuna katılmış bulunmaktadır; yıkılmış olan dergâhtan da duvarı yarı çökmüş bir mezarlık kalmıştır. Sultanahmed camii yapılırken “Temel şeyhi” olan Abdülmecid Efendi, temel taşı konulurken dua ettiği büyük mâbedin halka açıldığı gün de ilk Cuma va’zını vermiş ve ölünceye kadar bu vazife üzerinde kalmıştır.
Üçüncü Mehmed, Birinci Ahmed, Birinci Mustafa, Genç Osman ve Dördüncü Murad devirlerinde ilim ve irfanı, fazilet ve kemaliyle büyük bir nüfuz ve hürmete mazhar olan bu din ve tasavvuf âlimi, mühim işlerde padişah ve devlet erkânı tarafından fikir ve reyine başvurulan bir sima idi. Kara yazıcı ve Uzun bölükbaşı isyanlarının bastırılmasında hükûmete faydalı tavsiyelerde bulunmuştu. Dördüncü Murada Bağdadın İranlılardan geri alınacağını evvelâ o tebşir etmiş, padişah sefere çıkarken de Hazreti Ömerin kılıcını beline o kuşatmıştı.
Yüksek bir medenî cesaret sahibi idi; gördüğü yolsuzlukları açıkça söylemekten çekinmezdi: Birinci Ahmede sunduğu manzum bir şikâyetnamede, bu genç hükümdara memleketin ahval ve idaresinin bozukluğunu acı ve sert bir dille anlatmış, muvaffakiyet için kendisine adalet ve meşveret tavsiye etmişti; aşağıdaki satırlar bu manzumeden alınmış beyitlerdir:
Şahsa mansab mı gerek, mansaba âdem mi gerek
Dinü devlete lâyik nedir ey fahri kiram.
Cevrü zulmün sebebi Rûmü Areb içre bu kim
Cahilü zalimi vali kılarak tutdu zalâm
Biri bu, cahile hiç maslahat ısmarlama kim
Geçe eshabı maarif önüne ola imam.
Ulema zeyyine girdi cühelâ at saldı
Bu dürür sahayi dini bozan ey fahri izam.
Küfr ile mülk durup zulmile durmasa gerek
Sakın ey şahi cihaniyanü cihandar müdam.
Tişei hikmetile mezraayi ma’delete
Meşveret tohumunu saç sula dümâğ ile müdam.
Abdülmecid Sivasinin Türk vatanına eşsiz büyük hizmeti, memleketi boğucu bir karanlığa sürüklemek üzere baş kaldıran koyu taassuba karşı fevkalâde cesurane mücadelesi; tahripkâr bir yobazlığa karşı müsbet ilimlerin ve güzel san’atların hemen tek koruyucusu olarak göğüs germesi ve Kadızadeliler diye anılan mutaassıp fırkayı yere sermesidir (B.: Kadızadeliler - Sivasiler Kavgası).
Bir taraftan taassub ile mücadele eden Abdülmecid Efendi, diğer taraftan da, tarikat ve tasavvuf yolundan herkesin havsalasına sığmıyacak taşkın fikirlerin yayılmasına da mâni olmağa çalışmıştı; devrinin seçkin kıymetlerinden Oğlanlar şeyhi İbralim Efendinin katli vacib olduğunu söylemekten çekinmemişti (B.: İbrahim Efendi, Oğlanlar şeyhi).
İstanbulda, vaız, irşad ve teslik ile ömrünün kırk yılını geçiren Abdülmecid Sivasi, 1639 (H. 1049) da ölmüş ve Eyyub Nişancasındaki- bahçesine gömülmüştür. Ölümünden iki yıl sonra, gördüğü bir rüya üzerine Kösem Mahpeyker Sultan kâhyası Behram Ağa nezaretiyle kabrinin üstüne türbe yaptırtmıştı. Türbe bugün çok harap bir haldedir. Tavanı çökmüş, içi taş, toprak, moloz dolmuş, duvarları da çökmek üzeredir. Karşısında bulunan Şeyh Abdülahad Nurinin türbesi de hemen ayni perişanlık içindedir. Semt halkınca, Abdülmecid Efendininki “Büyük Türbe” Nuri Efendininki “Küçük Türbe” diye meşhurdur.
Yeğeni ve halifesi olan Abdülâhad Nuri Efendi Abdülmecid Sivasinin ölümüne şu güzel mersiye - tarihi söylemiştir:
Bu bağı fâninin gülü
Elbetde fânidir heman
Bâki kalur mu bülbülü
Bâki değilken gülüstan
Çün halkı âlem serteser
Geldikleri yire gider
Ayâte ibretle nazer
Eyle gözün açıp avan
Ol gavsi âlem Şeyhiya
Sivasii sahib safa
İttügü dem azmi beka
Ağladı ona insü can
Feryad idüp âşıklari
Muhlisleri sadıkleri
Çâk itti sîne her biri
Bâlâü bes doldu figan
Eflâke çıktı hayü hu
Gülbenk ile âlem dolu
Hayran olup keçi (küçük) ulu
Ulu kıyamet koptu san
Anın gibi bir er kani
Şerhide Nuri sadrini
Bildüre nefsü rabbini
Zahir ola sırrı cihan
Sırrına menba’ olanı
Nurine matlâ’ olanı
Tavrına meşra’ olanı
İster bulur ârif olan
Çün sâli gamda intikal
İtti ol mahmud-ilhisal
Ahbabına var mı mecâl
Çeşminden akıtmaya kan
Gam itmiş iken akli çâk
Tarihini didi bu hâk
Bin kırk dokuzda aldı pâk
Sivâsî Uçmakta mekân.
Abdülmecid Efendi büyüklü küçüklü yirmi beşten fazla telif eser bırakmıştır; bunların arasında “Keşşaf tefsiri”, “Fatiha tefsiri”, “Mesnevî şerhi”, “Makasıdı envarı ayniye”, “Letâifülezhar”, “Düreri akaid”, “Meratibi tevhidi”, “İradei cüz’iye”, “Hadisi erbaîn”, Mevlânâ ve İbni Fariz’in kasidei mimiyelerine şerhler tasavvuf erbabınca pek makbul kitaplardır. Abdülâhad Nurinin mersiyesinde işaret ettiği gibi “Şeyhî” mahlası ile şiirler yazmıştır, divânı vardır; ifadesi sade halk dilidir; Anadolu ağziyle katıntısız türkçe parçaları çoktur.
Bibl. : Mehmed Nazmi, Hediyetül ihvan; H. Şemseddin, not.
Eyyub Nişancısında Abdülmecid Sivâsî’nin türbesi
Theme
Person
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Identifier
IAM010284
Theme
Person
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Description
Volume 1, pages 141-143
Note
Image: volume 1, page 141
See Also Note
B.: Kadızadeliler - Sivasiler Kavgası; B.: İbrahim Efendi, Oğlanlar şeyhi
Bibliography Note
Bibl. : Mehmed Nazmi, Hediyetül ihvan; H. Şemseddin, not.
Theme
Person
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.