HALİL AĞA (Forsa) – Onaltıncı Yüzyıl sonlarında İstanbulda Langa Yenikapusu denilen semtde kanlı bir batakhâne işletmiş,o devrin müverrihi Selânuklu Mustafa Efendinin tâbiri ile “habîsünnefis” bir adam ;asle Makedonyalı olub 14-15 yaşlarında iken İstanbula bir devşirme oğlan oalarak getirilmiş,ve aşırı derecede güzelliğinden pâdişah sarayında Enderun'a alınmışdı.Devrin pâdişahı Üçüncü Sultan Muradın sevgisini kazanmış,fakat iltifatlardan şımararak sarayda öylesine hoyratlıklar ve edebsizlikler yapmışdır ki Enderunda “Forsa” lakabı ile şöhret bulmuşdu.Nihâyet pâdişah tarafından bile sarayda tutulamayacak hâle gelmiş,saraydan çıkarılmış,fakat Sultan Muradın devam eden alâka ve himâyesi ile cebecibaşılığa kadar yükselmişdi.O asker ocağının başında da türlü uygunsuzlukları ile fazla kalamamış,azlinden sonra ticâret işlerine atılmış,bütün İstanbulun halkınca bir pâdişah gözdesi bilindiği için kısa zamanda ve çakırpençelikle büyük servet sâhibi olmuş,Langa Yenikapusunda muhteşem bir konak yaptırmışdı. Kale gibi bir duvarla çevrilmiş büyük bir bağçenin ortasındaki konağını bir batakhâne hâline getirmiş,esircilerden tedârik ettiği güzel güzel oğlanları ve kızları ökse gibi kullanarak batakhânesine getirttiği zengin dul kadınları,zengin erkekleri türlü yollardan soydukdan sonra cellâd gib...

HALİL AĞA (Forsa) – Onaltıncı Yüzyıl sonlarında İstanbulda Langa Yenikapusu denilen semtde kanlı bir batakhâne işletmiş,o devrin müverrihi Selânuklu Mustafa Efendinin tâbiri ile “habîsünnefis” bir adam ;asle Makedonyalı olub 14-15 yaşlarında iken İstanbula bir devşirme oğlan oalarak getirilmiş,ve aşırı derecede güzelliğinden pâdişah sarayında Enderun'a alınmışdı.Devrin pâdişahı Üçüncü Sultan Muradın sevgisini kazanmış,fakat iltifatlardan şımararak sarayda öylesine hoyratlıklar ve edebsizlikler yapmışdır ki Enderunda “Forsa” lakabı ile şöhret bulmuşdu.Nihâyet pâdişah tarafından bile sarayda tutulamayacak hâle gelmiş,saraydan çıkarılmış,fakat Sultan Muradın devam eden alâka ve himâyesi ile cebecibaşılığa kadar yükselmişdi.O asker ocağının başında da türlü uygunsuzlukları ile fazla kalamamış,azlinden sonra ticâret işlerine atılmış,bütün İstanbulun halkınca bir pâdişah gözdesi bilindiği için kısa zamanda ve çakırpençelikle büyük servet sâhibi olmuş,Langa Yenikapusunda muhteşem bir konak yaptırmışdı. Kale gibi bir duvarla çevrilmiş büyük bir bağçenin ortasındaki konağını bir batakhâne hâline getirmiş,esircilerden tedârik ettiği güzel güzel oğlanları ve kızları ökse gibi kullanarak batakhânesine getirttiği zengin dul kadınları,zengin erkekleri türlü yollardan soydukdan sonra cellâd gibi kullandığı uşaklarına öldürtmüşdü. Nihâyet 1595 yılında,kendisinin çiftliğinde bulunmasından istifâde edilerek batakhânesi basılmış,işret sofralarında fâhişe kızlar ve kötü oğlanlarla yeni düşürülmüş kurbanlar bulunmuş,batakhânenin fuhuş âleti kızlar ve oğlanlar ile sâir müstahdemleri :“ Efendimizin kadimden beri huyu ve hâli budur..” diye îtirafları üzerine Forsa Halil Ağa da tevkif edilmiş,müstahdemler tarafından müs- bağçede gösterilen yerlerde toprak altından kadın ve erkek kurbanların ondan fazla cesedi çıkarılmışdır.Forsa Halil Ağanın cellâd olarak kullandığı üç nefer hırvat uşak işkence ile îdam edilmişler,kendisi de ,bir pâdişah gözdesi olduğu için,gizlice boğdurulmuş,ve çıplak cesedine taş bağlanarak denize atılmışdır. R.E.Koçu bu müdhiş adamın hayatını romanlaştırarak “Forsa Halil” adı altında yayınlamışdır,yazarın oğlu Mehmed Koçu'nun kurduğu Koçu Yayınevinin ilk kitabıdır,ve R.E.Koçunun da en güzel eserlerinden biridir. Bürhâneddin OLKER