Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Mahya maddesi
MAHYA – En az iki minâresi olan büyük camilerde, iki minâre arasında gerilen halatlara asılan kandil dizileri ile yazılan yazılar ve yapılan resimler, islâm âleminde on yedinci asrın başında İstanbulda icad olunmuş bir âdettir; bu güzel şeyi düşünüp yapdırtan da Birinci Sultan Ahmeddir. İstanbulda ilk mahya Hicrî 1026 ve Milâdî 1617 senesinde bu pâdişahın hayır eseri olan Sultan Ahmed Camiinde kurulmuşdur.
Daha önce İkinci Sultan Selim, İstanbuldaki bütün camilerin minâre şerefelerinin Mirac, Berat ve Velâdet gecelerinde kandillerle tezyin edilmesini emretmişdi. Birinci Sultan Ahmet bir Velâdet Gecesi Kocamustafapaşa Camiine gitmiş, Kocamustafapaşa dergâhı şeyhi Hasan Efendinin camii kandillerle pek güzel süslediğini görmüş, çok beğenmiş, bu âdetin ramazan aylarında her gece tatbik edilmesini istemiş, sonra da mahya kurdurmuşdu.
Kandillerde zeytin yağı yakıldığı o devirlerde, binlerce kandili teker teker yakarak bağlandıkları iplerle boşluğa salmak ve onlarla dinî ve ahlâki yazılar yazmak her halde çok yorucu bir şeydi.
Eskiden büyük İstanbul camilerinde biri dışarda minâreler arasında biri de camiin içinde mihrâbın önünde iki mahya kurulurdu, iç mahyalar zamanımızda maalesef terk edilmişdir. Ramazan gecelerinde sabaha kadar açık duran camilerimizde iç mahyaların muhakkak ki pek ...
⇓ Devamını okuyunuz...
MAHYA – En az iki minâresi olan büyük camilerde, iki minâre arasında gerilen halatlara asılan kandil dizileri ile yazılan yazılar ve yapılan resimler, islâm âleminde on yedinci asrın başında İstanbulda icad olunmuş bir âdettir; bu güzel şeyi düşünüp yapdırtan da Birinci Sultan Ahmeddir. İstanbulda ilk mahya Hicrî 1026 ve Milâdî 1617 senesinde bu pâdişahın hayır eseri olan Sultan Ahmed Camiinde kurulmuşdur.
Daha önce İkinci Sultan Selim, İstanbuldaki bütün camilerin minâre şerefelerinin Mirac, Berat ve Velâdet gecelerinde kandillerle tezyin edilmesini emretmişdi. Birinci Sultan Ahmet bir Velâdet Gecesi Kocamustafapaşa Camiine gitmiş, Kocamustafapaşa dergâhı şeyhi Hasan Efendinin camii kandillerle pek güzel süslediğini görmüş, çok beğenmiş, bu âdetin ramazan aylarında her gece tatbik edilmesini istemiş, sonra da mahya kurdurmuşdu.
Kandillerde zeytin yağı yakıldığı o devirlerde, binlerce kandili teker teker yakarak bağlandıkları iplerle boşluğa salmak ve onlarla dinî ve ahlâki yazılar yazmak her halde çok yorucu bir şeydi.
Eskiden büyük İstanbul camilerinde biri dışarda minâreler arasında biri de camiin içinde mihrâbın önünde iki mahya kurulurdu, iç mahyalar zamanımızda maalesef terk edilmişdir. Ramazan gecelerinde sabaha kadar açık duran camilerimizde iç mahyaların muhakkak ki pek güzel şeyler olacağını rahatca tahayyül edebiliriz.
Eskiden ramazanın ilk gecesinden onbeşinci gecesine kadar minâreler arasındaki mahyalarda yazı yazılırdı, on altıncı geceden ramazanın son gecesine kadar da çiçek, top, gemi, cami resimleri yapılırdı, bayram gecesi de iki minâre arasına bir sıra kandil ile düz bir çizgi çekilirdi ki, buna “yol” denilirdi, ramazanın artık yolcu olup gittiği îmâ olunurdu.
Kadir geceleri de minârelere, külâhlarından kaaidesine kadar dizi dizi kandillerle nurânî bir kaftan giydirilirdi.
Yer Mahyası – Eski ramazan gecelerinde İstanbul çocuklarının, bilhassa mahallelerde dar gelirli âile çocuklarının şirin, tatlı, güzel bir eğlencesi idi.
Her sokakdan sekiz on çocuk toplanır, deniz kenarına giderler, iricelerinden midya kabukları toplarlar, onları yıkayıp temizledikden sonra içlerine zeytinyağı doldururlar, pamukdan küçücük fitiller yaparlar, ve o midya kabuğundan kandilcikler ile mahallelerinin mescid ve camilerine giden yollar üzerinde, minâre mahyalarında olduğu gibi çeşid çeşid çiçek resimleri, gemi resimleri, top resimleri yaparlar, mektebde öğrendikleri ilâhîleri bir ağızdan okuyarak gece yatsı ve terâvih namazlarına gidenlerden bahşiş toplarlardı. Seyrine öylesine doyum olmaz manzara idi ki herkes bahşişini gönül rızası ile verirdi ve mahallenin zenginleri, kibarları o yavrucukları: “Yarın gece ne yapacaksınız bakalım?..”, yâhud: “Yarın gece de bir kalyon yapın da seyredelim!” liye teşvik ederlerdi. Geçen asır üzerine çok zengin hâtıralar bırakmış olan Üsküdarlı halk şâiri Vâsıf Hoca merhum: “Onbeş çocuk bir gece Üsküdar da İskele Camiinin önündeki meydana tam bin beşyüz midya ile Mahmudiye zırhlısının resmini yapmışdık, görenler hayran oldu, Allah ganî ganî rahmet eylesin yalnız Kaptânıderyâ Hacı Vesim Paşa bir altın bahşiş bırakmışdı..” diye anlatmışdır. Vesim Paşanın recâsı üzerine bu zırhlı resmini üç gece tekrarlamışlar, İstanbul’dan bile görmeye gelenler olmuş, midya kandillerin yağını da Paşa göndermiş.
Mahya Seyrü – Bilhassa yaz ramazanlarında terâvih namazından sonra çıkılırdı, ve yollara bir mahallenin dost komşularından kaafilecikler hâlinde düşülürdü. Meselâ Fâtih Camiinden başlar, Şehzâde Camii, Süleymaniye ve Bayazıd Camiine gelir, oradan Lâleliyi görerek Aksaray Vâlide Camiine gelir, Aksaraydan da Fâtihe dönerdi. Bu uzun gece turu bir saatden fazla sürerdi, fakat çarşı boylarının ve sokakların Ramazan şenliği kendilerini oyalar, camilerde temâşâ edilen o muhteşem nûrâni askı yazıların zevki de bütün yorgunluğu giderirdi, ve hattâ: “Keşke Sultanahmede kadar da uzansaydık...” denilir idi.
O gece kurulacak mahyaların haberi bir gün evvelinden alınırdı, haberi getirenler de umumiyetle çocuktlar olurdu:
— Bu gece Süleymaniyede ismi Celâl yazılacakmış.. Şehzâde’de çifte lâle yapılacakmış.. Lâlelide top resmi varmış... derlerdi.
Aksarayla Bayazıd arasında Yeşiltulumba Kahvehâneleri, Sarachâne ile Vezneciler arasındaki Direklerarası (Şehzâdebaşı) kahvehâneleri Ramazan gecelerinde, terâvihden sahura kadar İstanbul’un en şenlikli yerleriydi. Bu kahvelerde mahyalar üzerine münakaşalar yapılır, meşhur mahyacıların hünerlerindeki hususiyetler anlatılırdı.
Hammamizâde İhsan Bey merhum bize verdiği bir notda şunları yazıyor: “1935 senesinde Habib Bey adında tahminen 75 yaşlarında bir zat tanıtılar, Defterhâne ketebesinden olup Yenibağçe taraflarında oturduğu söylenen bu zâtın elinde son derece şâyânı dikkat bir defter gördüm. Habib Bey 1305 Ramazanında, ki o Ramazan bir Mayıs ayına rastlamaktadır ve kendisi de o tarihde (1888) onsekiz yaşındadır,her gece Fâtih, Aksaray Vâlide, Lâleli, Şehzâde, Bayazıd, Süleymaniye Nuriosmâniye, Sultanahmed, Ayasofya ve Yeni Camie gitmiş ve bu on Selâtin camiinde o Ramazan ayı boyunca gördüğü 290 mahyanın resimlerini çizmiş, kuran mahyacıların isimleri ile her birinin kaç kandil ile kurulduğunu da kaydetmiş!
“Bu hârika defterin bir kopyasını almak istedim, büyük bir de ücret teklif ettim, kabul etmedi ve izin vermedi. Kendisi tarafından neşredilmesini rica ettim, ona da omuz silkti. Sonra da bu Habib Beyin vefat etmiş olduğunu öğrendim, kıymetli vesika da kayıplara karışdışdı..”
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Kupür, Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Madde Başlığı
Kod
M6006
Tema
Folklor
Konular
Mahya, Cami, Mosque, Süsleme, Ornament, Ahmed I (Sultan), Sultanahmet, Sultan Ahmet Camii, Sultan Ahmet Mosque, Sultan Ahmed Camii, Sultan Ahmed Mosque, Sultanahmet Camii, Sultanahmet Mosque, Blue Mosque, Selim II (Sultan), Kandil, Candle, Kocamustafapaşa Camii, Kocamustafapaşa Mosque, Kocamustafapaşa Dergahı, Kocamustafapaşa Dervish Lodge, Hasan Efendi, Ramazan, Ramadan, Yer mahyası, Vâsıf Hiç, Üsküdar, İskele Camii, İskele Mosque, Mahmudiye Zırhlısı, Mahmudiye Frigate, Vesim Paşa (Kaptan-ı Derya Hacı), Hacı Vesim Pasha (Chief admiral), Mahya seyri, Fatih Camii, Fatih Mosque, Şehzade Camii, Şehzade Mosque, Süleymaniye Camii, Süleymaniye Mosque, Bayezid Camii, Bayezid Mosque, Beyazıt Camii, Beyazıt Mosque, Aksaray Valide Camii, Aksaray Valide Mosque, Aksaray, Bayezid, Beyazıt, Yeşiltulumba Kahvehaneleri, Yeşiltulumba Coffeehouses, Saraçhane, Vezneciler, Direklerarası Kahvehaneleri, Direklerarası Coffeehouses, Hamamizâde İhsan Bey, Habib Bey, Defterhane, Yenibağçe, Yenibahçe, Nuruosmaniye Camii, Nuruosmaniye Mosque, Ayasofya Camii, Hagia Sophia Mosque, Ayasofya Mosque, Yeni Camii, Yeni Mosque, New Mosque
Tür
Kupür, Belge
Biçim
Baskı, El yazısı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
İstanbul Ansiklopedisi Mahrama-Maksud bölümü için yazılmış metin
Not
Kâğıt üzerine baskı ve tükenmez kalem. Kupürler kâğıtlara yapıştırılmıştır. Baskı notları yazılmıştır.
Bibliyografya Notu
Lâtifî, "Şuerâ Tezkiresi"
Provenans
İstanbul Ansiklopedisi Arşivi, Kadir Has Üniversitesi ve Salt iş birliğiyle erişime açılmıştır.
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Kupür, Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.