Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Mustafa (Üfürükcü Hacı) maddesi
MUSTAFA (Üfürükcü Hacı) – 1890 ile 1900 arasında Üsküdarda yaşamış üfürükcü ve esrarkeş bir serserî,zaman zaman gelen cinnet buhranlarında tehlikeli bir kaatil; Şam yahudilerinden olub asıl adı ve eski lakabı ile Pamuk Moto. Bu lakabı saç,kaş ve kirpiklerinin süt gibi beyaz oluşundandır; 1890 da Üsküdara gelib yerleşdiğinde uzun beyaz sakalı vardı,gözleri sürmeliydi, uzun boylu,endâmı çok mütenâsib,baygın bakışlı açık mâvi gözleriyle güzel adamdı,gaayetle zinde ve pençeliydi ;yaşı için “yetmişin üstünde”,sürmeleri için de “sünneti seniyedir” derdi.
Abacıdede Mahallesinde Bözüyük Kereste Fabrikasının sâhibi İbrahim Beyin evini kira ile tutub yerleşmiş,Tabutcular içinde de bir okuyucu dükkânı açmışdı; safdiller akın etmeye başladı,çok para kazandı,fakat aslında yüklü parası olduğu belli idi.Üsküdarda para kuvvetiyle biri öbüründen güzel üç fakir kızla evlendi,ilkinden bir oğlan,öbürlerinden de birer oğlanla birer kız beş evlâdı oldu.İlk oğlu üç yaşında iken kuyuya düşerek boğuldu,küçük oğlu da sabî iken öldü,bir bekcinin kızı olan ikinci karısından doğmuş ortanca oğlan ömürlü oldu,Zeytinburnu Fabrikasına girdi,son tulumbacılardan Zeytinburunlu ??????????? Sürmeli Mehmeddir.
Üsküdarın şıkırdımlarından Kürdün Kız Mehmed denilen bir mürâhik kpuğu evine uşak diye almış yerleşdirmişdi,b...
⇓ Devamını okuyunuz...
MUSTAFA (Üfürükcü Hacı) – 1890 ile 1900 arasında Üsküdarda yaşamış üfürükcü ve esrarkeş bir serserî,zaman zaman gelen cinnet buhranlarında tehlikeli bir kaatil; Şam yahudilerinden olub asıl adı ve eski lakabı ile Pamuk Moto. Bu lakabı saç,kaş ve kirpiklerinin süt gibi beyaz oluşundandır; 1890 da Üsküdara gelib yerleşdiğinde uzun beyaz sakalı vardı,gözleri sürmeliydi, uzun boylu,endâmı çok mütenâsib,baygın bakışlı açık mâvi gözleriyle güzel adamdı,gaayetle zinde ve pençeliydi ;yaşı için “yetmişin üstünde”,sürmeleri için de “sünneti seniyedir” derdi.
Abacıdede Mahallesinde Bözüyük Kereste Fabrikasının sâhibi İbrahim Beyin evini kira ile tutub yerleşmiş,Tabutcular içinde de bir okuyucu dükkânı açmışdı; safdiller akın etmeye başladı,çok para kazandı,fakat aslında yüklü parası olduğu belli idi.Üsküdarda para kuvvetiyle biri öbüründen güzel üç fakir kızla evlendi,ilkinden bir oğlan,öbürlerinden de birer oğlanla birer kız beş evlâdı oldu.İlk oğlu üç yaşında iken kuyuya düşerek boğuldu,küçük oğlu da sabî iken öldü,bir bekcinin kızı olan ikinci karısından doğmuş ortanca oğlan ömürlü oldu,Zeytinburnu Fabrikasına girdi,son tulumbacılardan Zeytinburunlu ??????????? Sürmeli Mehmeddir.
Üsküdarın şıkırdımlarından Kürdün Kız Mehmed denilen bir mürâhik kpuğu evine uşak diye almış yerleşdirmişdi,bu oğlan uşaklıkdan ziyâde üfürükcünün esrar nargilesi başında dalga yoldaşı idi,mâlumdur ki esrar keyfinde bir adamın yanında bir arkadaşı bulunması keyif cilâsıdır derler.
Kendine mahsus garib bir kiyâfeti vardı,başına uzun kırmızı bir fes giyer,fesine dülbend sarmazdı,yaz ve kış sırtında bir elma kürk ve yalın ayak dolaşırdı;ne hikmetdir ki kaz ve buz üstünde çıplak ayakları üşüyüb,donub morarmaz,temmuz güneşinin ateşi altında da kürk içinde bunalıb terlemezdi.
Kafa vurmada bu Üfürükcü Hacı Mustafanın üstüne adam görülmemişdir.Bir gün esrar kahvesi işleten Ebenin İsmet ile Zibidi Ahmed adında iki arkadaşın koçu ile toslaşmış,kafa vura vura koçun burnunu kanatmışdı,halbu ki koç bor boynuzda onun beynini delebilirdi.Bir seferde her hangi bir şeye kızmış,hıncını dükkânının kapusundan almışdı,bir kafa vuruşda kapunun ayna tahtasını parçalamışdı.
Esrarkeşlerden ve Divitciler sandığı uşaklarından tulumbacı Topal Zâti denilen bir şerir vardı,bir gün Kürdün Kız Mehmedi tenhada sıkıştırmış ve ondan Hacı Mustafanın belinde bir altın kemeri bulunduğunu öğrenmiş,Mustafayı bir pusuya düşürüp ortadan kaldırmayı ve belindek kemeri alıb kaçmayı kurmuş,cinâyet aleti olacak iki serserî arnavud tedârik etmiş,Mustafayı da :- Hep ikrâmı sizden görürüz..buyurun bu akşamda Pilâvcı Bayırında bizden nargile çekelim !..diye dâvet etmiş.
O tarihde o taraflar tamâmen kırlıkdı.Kuşbazların tuzak,ökse yeri idi.Üsküdarın meşhur kuş meraklılarından kunduracı İstrati adındaki bir rum gözü ile görmüş ve anlatmışdır ;arnavudlardan biri hemen fırlayıb Mustafanın karnına bir bıçak atub yarıyor,fakat beriki ağır yaralı olduğu halde mütecâvizi altına alıp elinden bıçağı alıyor ve bir yumrukda bayıltıyor,sonra dışarı fırlamış barsaklarını eliyle yarık karnına sokarak sol eli karnında,öbür arnavudun üstüne yürüyor,bu manzara karşısında ikinci arnavud bıçağını atarak :-Kıyma canıma !..diyerek yere kapanıyor.Bir hafta sonra Hacı Mustafa kahvehânede karnını açmış ve kendi eliyle dikip timar ettiği yarasını göstererek :- Duydunuz mu ?..Hacı Mustafayı Pilav Bayırında vurmuşlar !..diye alay etmişdi.
Cinnet buhranları baygın bakışlı mâvi gözlerinin bir noktaya dalarak vahşîleşmesi ile başlardı,o zaman hemen kalkar,evine gider,kapanır,günlerce dükkânını açmaz,evine de yabancı olarak kimseyi kabul etmezdi.
Bir gün ??????????????????? Ebenin İsmetle Zibidi Ahmedin esrar kahvesinde otururken kahvedekiler yoldan geçen bir adamla selâmlaşmışlar ve :
- Bizim Hakkı Efendi gelmiş yâhû..
- Bir ay oldu..görmedin miydi..
diye konuşulmuş.Bahsedilen Hakkı Efendi ile Üfürükcü Hacı Mustafa da göz göze gelmiş,ve o anda cinnetinin alâmeti belirerek fırlar gibi kalkıp evine gitmiş.
Divitcilerli ?????? Hakkı Efendi polis idi,uzun zaman Şamda bulunmuş ve orada komiserlikden tekaaüd olarak 1900 de Üsküdara dönmüşdü.Bir gün yanında sekiz on zabtiye neferi ile Hacı Mustafanın evini basdı,fakat hacıyı bulamadı.Kadınlar :- Hacı iki gündür yok..uşak Mehmedle beraber çıkdı gitti,dönmedi..bize biraz para bırakdı..çok merak ediyoruz..dediler.
Hacı Mustafa ile şıkırdım uşağından en küçük bir iz bulunamadı,tamamen gaaiblere karışdılar.O zaman Hakkı Efendi anlatmışdır ;asıl adı ile Pamuk Moto onaltı on yedi yaşlarında iken Şamda bir hamamda dellâk imiş; Şeyh Ebû Hasan Ali El Mellâh adında zengin bir magribli güzel yahudi gencini hamamdan çıkarıp yanına almış.Fakat kısa bir müddet sonra Şama ticâret kasdı ile gelmiş zengin magribî misâfir kaldığı han odasında çırıl çıplak ve müteaddid bıçak darbeleri ile vahşiyâne öldürülmüş olarak bulunmuş; kaçmış olan Pamuk Motonun da kaatil olduğu gün gibi meydanda imiş,maktûlün odasında para nâmına hiç bir şey ??????????? çıkmamış.Hakkı Efendi çalışdığı hamamın müşterilerinden olması dolayısı ile Motoyu ???? kahvelerinde Hacı Mustafa adı ve kılığı altında görür görmez tanımış,Moto da onu tanımış olacakdır ki firârî bir eski kaatil olarak ele geçeceğini anlamış ve hemdemi uşağı ile hemen kaçmışdı.
Recaî DİVİDÇİ
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Madde Başlığı
Yazar/Üreten
Recai Divitci
Kod
M33A061
Tema
Kişi
Konular
Tür
Belge
Biçim
Daktilo yazısı, El yazısı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
İstanbul Ansiklopedisi Mustafa bölümü için yazılmış metin
Not
Kâğıt üzerine daktilo ve tükenmez kalem. Daktiloyla yazılan metnin üzerinde tükenmez kalemle düzeltmeler yapılmıştır.
Provenans
İstanbul Ansiklopedisi Arşivi, Kadir Has Üniversitesi ve Salt iş birliğiyle erişime açılmıştır.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.