MUSTAFA (Terlikci) – Geçen asır başlarında İkinci Sultan Mahmud zamanında gaayetle dilber bir delikanlı ;bir paşa kızına âşık olmuş,hattâ kızın yüzünü gererek değilde,güzelliğinin medhini duyarak,ve o aşk ile kara sevdâ getirerek bir gün çırıl çıplak soyunub sokağa fırlamış ve tıbkı Çıplak Osman gibi (B.:Osman ,Çıplak) Koruk Mescidi avlusunda ulu bir çanarın gövdesinin içindeki kovuğa girmiş.Kendisi de o semtin halkından olduğu için,ağaç kovuğundan çıkarıp evine götürmek imkânını bulamayan anası babası ve mahallelisi,bahtsız delikanlıya bir yıla yakın orada bakmışlar,nihâyet vak'a pâdişahın kulağına kadar gitmiş ve Sultan Mahmud Koruk Mescidine giderek kara sevdâlı terlikci güzelini görmüş,son derecede acımış ve Hekimbaşı Behçet Efendiye o illetin devâsını sormuş,o da :“Gönül verdiği kıza kavuşur ise iyi leşir..paşanın kızı olması şart değil,herhangi bir kız çıkıp da ben senin dildâdenin deyip gitse delikanlıyı girdiği kovukdan çıkarır,çıkmaz ise o anda helâk olur,iki ihtimal de delikanlı için kurtuluşdur..” demiş.Pâdişah vak'ayı anası Nakşidil Valdesultana nakletmiş,valdesultan da kara sevdâlı genc ve güzel terlikci ile evlenme fedâkârlığını kabul eden gaayet dilber bir câriyesini azad ederek bir saray arabası ile adı geçen mescid avlusuna göndermiş,Valdesultan ağalarından biri ...

MUSTAFA (Terlikci) – Geçen asır başlarında İkinci Sultan Mahmud zamanında gaayetle dilber bir delikanlı ;bir paşa kızına âşık olmuş,hattâ kızın yüzünü gererek değilde,güzelliğinin medhini duyarak,ve o aşk ile kara sevdâ getirerek bir gün çırıl çıplak soyunub sokağa fırlamış ve tıbkı Çıplak Osman gibi (B.:Osman ,Çıplak) Koruk Mescidi avlusunda ulu bir çanarın gövdesinin içindeki kovuğa girmiş.Kendisi de o semtin halkından olduğu için,ağaç kovuğundan çıkarıp evine götürmek imkânını bulamayan anası babası ve mahallelisi,bahtsız delikanlıya bir yıla yakın orada bakmışlar,nihâyet vak'a pâdişahın kulağına kadar gitmiş ve Sultan Mahmud Koruk Mescidine giderek kara sevdâlı terlikci güzelini görmüş,son derecede acımış ve Hekimbaşı Behçet Efendiye o illetin devâsını sormuş,o da :“Gönül verdiği kıza kavuşur ise iyi leşir..paşanın kızı olması şart değil,herhangi bir kız çıkıp da ben senin dildâdenin deyip gitse delikanlıyı girdiği kovukdan çıkarır,çıkmaz ise o anda helâk olur,iki ihtimal de delikanlı için kurtuluşdur..” demiş.Pâdişah vak'ayı anası Nakşidil Valdesultana nakletmiş,valdesultan da kara sevdâlı genc ve güzel terlikci ile evlenme fedâkârlığını kabul eden gaayet dilber bir câriyesini azad ederek bir saray arabası ile adı geçen mescid avlusuna göndermiş,Valdesultan ağalarından biri de kızın paşa babası olmuş.Hekimbaşının dediği gibi Terlikci Mustafayı ağaç kovuğundan almışlar,semt halkının da can ve gönülden yardımı ile hemen o civarda bir hamama götürmüşler,o günün gecesi de fedâkâr câriye ile gerdeğe koymuşlar. Terlikci Mustafa,olmuş bir vak'anın kahramanınından ziyâde bir meddah hikâyesi kahramanına benzemektedir.